Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

1. Giriş

 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”), Türkiye’de kişinin mahremiyetinin veri güvenliğinin sağlanması yoluyla korunması ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasların düzenlenmesi bakımından önemli bir düzenleyici çerçeve oluşturmuştur.

 

2016 yılı itibariyle yürürlüğe giren KVKK, Avrupa Birliği’nin 95/46 sayılı Direktif temel alınarak hazırlanmıştır. KVKK’nın yürürlüğe girmesinden iki yıl sonra Avrupa Birliği’nde 95/46 sayılı Direktif yerini Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (“GDPR”) bırakarak değişikliğe uğramıştır. Bu durum, 95/46 sayılı Direktif’i temel alan KVKK’nın güncelliği ve teknoloji ile iş süreçlerindeki değişimlere uyumu hususunda adım atılması ihtiyacı doğurmuştur.

 

İşbu ihtiyaçlar 2024-2026 Orta Vadeli Planda “Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle AB dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)’nın Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) başta olmak üzere AB müktesebatına uyum süreci tamamlanacaktır. Doğrudan yatırımlar açısından aciliyet taşıyan hususlarda düzenlemeler daha erken gündeme alınacaktır.” şeklindeki düzenleme ile doğrudan yatırımlar açsısından aciliyet taşıyan hususlar için öncelikli bir revizyon yapılacağı ve akabinde tam bir uyum süreci gerçekleştirileceği öngörülmüştür.

 

KVKK’nın GDPR ile uyumlu hale getirmeye yönelik çalışmalar 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında sürdürülmüştür. İşbu kanunda KVKK’nın  6, 9, ve 18. maddelerinde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Değişikliklerle birlikte veri işleme süreçlerinde kritik rol oynayan “özel nitelikli kişisel veriler” ve “yurt dışına aktarım” gibi hususlar revize edilmiştir.

 

2. Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesi (KVKK m.6)

 

KVKK m. 6’nın 1. fıkrası uyarınca; “Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.” şeklinde özel nitelikli kişisel veriler değişikliğe yer verilmeksizin tahdidi olarak sayılmıştır.

 

KVKK 6. maddenin 2. fıkrası uyarınca; “Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi yasaktır.” vurgusu muhafaza edilmiştir. Gerek hukuki işleme sebeplerinin yeniden formüle edilerek genişletilmiş olmasından gerekse de hukuki işleme sebepleri arasında hiyerarşik fark olmadığını vurgulamak açısından fıkranın içeriğinde bulunan özel nitelikli verilerin açık rıza olmaksızın işlenemeyeceği ibaresi kaldırılmıştır. [1]

 

Buna göre özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi;

•İlgili kişinin açık rızasının olması,

• Kanunlarda açıkça öngörülmesi,

• Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması,

• İlgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme iradesine uygun olması,

• Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması,

• Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması,

• İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alanlarındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması,

• Siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tâbi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla; mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması,

hallerinde mümkün kılınmıştır.

 

2.1. Fiili İmkansızlık Sebebiyle Kişisel Verilerin İşlenmesi Yeni Bir Hukuki İşleme Sebebi Olarak Tanımlanmıştır

 

Yeni düzenleme ile fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanımayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması halinde özel nitelikli verilerin işlenmesine olanak tanınmıştır. Nitekim KVKK gerekçesinde de belirtildiği üzere herhangi bir sebeple bilinç kaybından ötürü rızasını açıklayamayacak durumda olan kişinin hayatının veya beden bütünlüğünün korunması amacına mahsus olarak kan grubu ve geçirilen hastalıklar gibi özel nitelikli kişisel veriler fiili imkânsızlık hukuki işleme sebebi bağlamında işlenebilecektir.

 

2.2.      Aleni Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesi Yeni Bir Hukuki İşleme Sebebi Olarak Tanımlanmıştır

 

İlgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilerin, alenileştirme iradesine uygun olarak işlenmesi yeni bir hukuki işleme sebebi olarak tanımlanmıştır. Nitekim gerekçede de bir kişinin acil durumlarda kullanılması için, herkesçe erişilebilir bir alanda paylaşmış olduğu kan grubu ve alerji bilgileri gibi kişisel verilerinin bu amaca uygun olarak işlenmesi ve kullanılması hukuka uygun olacağı beyan edilmiştir.

 

2.3.      Bir Hakkın Tesisi, Kullanılması veya Korunması İçin Veri İşlemenin Zorunlu Olması Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesi İçin Yeni Bir Hukuki İşleme Sebebi Olarak Tanımlanmıştır

 

Yapılan yeni düzenleme ile özel nitelikli kişisel verilerin bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olduğu hallerde özel nitelikli verilerin işlenebilmesinin yolunu açmıştır. Doktrinde söz konusu değişikliğin uygulamada karşılaşılan birçok çelişkili durumu ortadan kaldıracağı beyan edilmiştir. Örneğin bir doktorun kendisine karşı açılan malpraktis davasında kendisini savunabilmesi için delilleri mahkemeye sunması ya da zamanaşımı süresi içinde ilgili belge ve kayıtları saklaması gereklidir. Ancak değişiklik öncesi Kanun’da özel nitelikli veriler bakımından böyle bir hukuka uygunluk sebebi düzenlenmediğinden; bu gibi hâllerde veri işlemenin hukuka aykırı olduğu sonucuna varmak gerekmekteydi. Bu hükümle söz konusu sorun bertaraf edilmiştir. [2]

 

Bunun yanında Kanun gerekçesinde de belirtildiği üzere, örneğin, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra açılması muhtemel davalarda savunma hakkının kullanılması bakımından işverenin eski işçisine ait sağlık verilerini saklamaya devam etmesi bu kapsamda değerlendirilebilecektir.

 

2.4.      İstihdam, İş Sağlığı Ve Güvenliği, İş ve Sosyal Güvenlik veya Sosyal Hizmetler ile Sosyal Yardım Alanındaki Hukuki Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi İçin Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesi Yeni Bir Hukuki İşleme Sebebi Olarak Tanımlanmıştır

 

İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, iş ve sosyal güvenlik veya sosyal hizmetler ile sosyal yardım alanındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olma hali özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi için bir hukuki işleme sebebi olarak tanımlanmıştır. Özellikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun özel nitelikli kişisel veri işlenmesini gerektirir hukuki yükümlülükler öngördüğü dikkate alındığında, işbu madde ile belirsizlikler çözüme kavuşturulmuştur.

 

Gerekçede belirtildiği üzere, örneğin, 4857 sayılı İş Kanunu ile işverenlere engelli veya hükümlü çalıştırma yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi bakımından kişilerin sağlık verilerinin veya ceza mahkûmiyetine ilişkin verilerinin işlenmesi, diyaliz hastalarına sunulan sağlık kuruluşuna taşıma hizmetinin yerine getirilebilmesi için kişinin sağlık raporunun işlenmesi bu yeni hukuki işleme sebebi kapsamda değerlendirilecektir.

 

Bunun yanında yapılan değişiklikle başlıca deprem olmak üzere doğal afetler sonrasında yardımların koordinasyonu için kişisel verilerin işlenmesi zarureti doğduğundan işbu konuya hukuki dayanak kazandırılmıştır.

 

2.5.      Siyasi, Felsefi, Dini Veya Sendikal Amaçlarla Kurulan Vakıf, Dernek Veya Diğer Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluş Ya Da Oluşumların Üyelerine Yönelik İşlemler Yeni Bir Hukuki İşleme Sebebi Tanımlanmıştır

 

Yeni düzenleme ile siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek veya diğer kâr amacı gütmeyen oluşumlar tarafından, özel nitelikli kişisel verilerin kanunla sınırlı olarak işlenebilmesinin önünü açmıştır. Buna göre, bu kuruluş ve oluşumlar, mevcut ve eski üyeleri ile bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temas halinde olan kişilerin özel nitelikli verilerini işleyebilecektir. Ancak işlenebilecek veriler kuruluşların amacına ve tabi oldukları mevzuatla sınırlıdır ayrıca veriler üçüncü kişilerle paylaşılamayacaktır.

 

Gerekçede belirtildiği üzere, örneğin, bu kuruluş ve oluşumların mevcut üyelerinin yanı sıra eski üyeleri ve düzenli olarak bağış yapmak suretiyle kendisiyle temas halinde olan kişilerin bu durumlarına ilişkin bilgiyi işlemesi bu bent kapsamında değerlendirilecektir.

 

3. Kişisel Verilerin Yurtdışına Aktarılması (KVKK m.9)

 

KVKK’nın eski düzenlemesi uyarınca ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerin yurt dışına aktarılabilmesi için KVKK’nın 5. maddesinin ikinci fıkrası ile 6. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlardan birinin bulunması ve KVK Kurulu tarafından kişisel verilerin aktarılacağı ülke bakımından yeterli korumanın bulunduğuna karar verilmiş olması (yeterlilik kararı) gerekmektedir. Kurul tarafından adına yeterlilik kararı alınmamış ülkeler bakımından kişisel verinin aktarımı yalnızca açık rıza ve veri sorumlularının yeterli korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri yoluyla sağlanmaktadır.

 

Değişiklik gerekçesinde bu durum, “ticari hayatta hemen hemen her şirket ve gerçek kişi tarafından sıklıkla kullanılan ve sunucuları yurt dışında bulunan ve çoğu bulut tabanlı yazılım ve uygulamaların hukuka uygun olarak kullanılabilmesini neredeyse imkânsız hale getirdiği” ve “ülkemize yapılacak yatırımları da engellediği” belirtilerek GDPR ile uyumlu olarak yeni mekanizma belirlenmiştir.

 

Buna göre kişisel verilerin yurtdışına aktarımı;

• Yeterlilik kararına dayalı aktarım

• Uygun güvencelere dayalı aktarım

• Arızi durumlara dayalı aktarım

yollarına bağlı olması şartıyla mümkün kılınmıştır.

 

3.1.      Yeterlilik Kararı ile Aktarımın Kapsamı Genişletilmiş ve Ülke, Ülke İçerisindeki Sektörler veya Uluslararası Kuruluşlar Hakkında Yeterlilik Kararı Alınabileceği Öngörülmüştür

 

Yeni düzenlemeyle kişisel verilerin KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen şartlardan birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, uluslararası kuruluş veya ülke içerisindeki sektörler hakkında yeterlilik kararı bulunması halinde, veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına aktarılabileceği belirtilmiştir.

 

Yasa ile mevcut hükümden farklı olarak yabancı ülkenin tamamı yerine o ülke içerisindeki bir sektör veya uluslararası kuruluş özelinde de yeterlilik kararı verilmesine imkân tanınmıştır. Gerekçeli kararda sunulan örnek uyarınca yeni kanun düzenlemesi ile beraber Türkiye’deki otomotiv sektörünün yoğun ticari ilişki kurduğu bir yabancı ülkenin tamamı yerine o ülkedeki otomotiv sektörü bakımından yeterlilik kararı verilmesi mümkün hale gelmiştir.

 

Yeterlilik kararının verilişine ilişkin kurallarda ise esaslı değişikliğe gidilmemiştir. Yeni düzenleme uyarınca yeterlilik kararı KVK Kurulu tarafından verilecektir ve bu karar Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecektir. Önceki düzenlemede yeterlilik kararının Resmî Gazete’de yayımlanma şartı bulunmazken Kurulun yeterli düzeyde korumanın sağlandığı veya sağlanmadığına dair kararların ilgililere ulaşması için Resmî Gazete aracılığıyla bilgilendirme yolu seçilmiştir.

 

Verilen yeterlilik kararı bakımından KVK Kurulu gözden geçirme sonucunda veya gerekli gördüğü diğer hallerde, yeterlilik kararını ileriye etkili olmak üzere değiştirme, askıya alma veya kaldırma yetkisine haiz kılınmıştır. Bunun yanında her halükârda yeterlilik kararının en geç dört yılda bir değerlendirileceği öngörülmüştür. Öngörülen sürede yeterlilik kararı değerlendirilmemesi halinde yeterlilik kararı geçerliliğini korumaya devam edecektir.

 

3.2.      Yeterlilik Kararının Alınamadığı Durumlarda Uygun Güvencelerin Mevcudiyeti Halinde Yurt Dışına Aktarım Yapılabileceği Öngörülmüştür

 

Yeterlilik kararının bulunmaması durumunda, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen şartlardan birinin varlığı, ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkânının bulunması kaydıyla, uygun güvencelerden birinin taraflarca sağlanması halinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına aktarılması mümkün hale gelmiştir.

 

Yukarıda beyan edilen güvencelere sahip olunup olunmadığının tespiti ve bu hususta hesap verme yükümlülüğü veri sorumlusu ile veri işleye aittir. Veri sorumlusu ve veri işleyenin güvencelere bağlı olarak veri aktarımı yapmayı taahhüt ettiği hallerde, eylemlerinin neden-sonuç ilişkisini tüm aktarım ve sonraki aktarımlar için açıklayacak durumda olmalıdırlar. [3]

 

Güvencelere dayalı yurt dışına kişisel veri aktarımı yapılabileceği ilk hal yurt dışındaki kamu kurum ve kuruluşları veya uluslararası kuruluşlar ile Türkiye’deki kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında yapılan uluslararası sözleşme niteliğinde olmayan anlaşmanın mevcudiyetidir. Belli alanda yapılması öngörülen işbirliği protokolünün KVK Kurulu’nun izninden de geçmesi halinde karşılıklı faaliyetler neticesinde elde edilen veriler yurt dışına aktarılabilecektir.

 

Güvencelere dayalı yurt dışına kişisel veri aktarımı yapılabileceği ikinci hal ortak ekonomik faaliyette bulunan teşebbüs grubu bünyesindeki şirketlerin uymakla yükümlü oldukları, kişisel verilerin korunmasına ilişkin hükümler ihtiva eden ve KVK Kurulu tarafından onaylanan bağlayıcı şirket kurallarının varlığı halidir. Böylelikle Kurul tarafından onaylanmış bağayıcı şirket kurallarına haiz bir teşebbüs grubunun Türkiye’deki şirketinden, aynı grubun yurt dışındaki şirketine veri aktarımı yapılmasının önü açılmıştır.

 

Güvencelere dayalı yurt dışına kişisel veri aktarımı yapılabileceği üçüncü hal KVK Kurulu tarafından ilan edilmiş standart sözleşmelerin kullanımı halidir. Böylelikle KVKK ile asgari sınırda öngörülen yükümlülüklerin yurt dışındaki yan tarafından tıpkı Türkiye’de öngörülen şekilde korunacağı taahhüt edilebiliyorsa bu yöntemle veri aktarım süreci başlatılabilecektir. İşbu sözleşmelerin imzalanması akabinde 5 iş günü içinde KVK Kurulu’na bildirim yapılacağı da öngörülmüştür.

 

Yurt dışına aktarımın standart sözleşmeler aracılığıyla gerçekleştirilmesi halinde de KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen şartlardan birinin varlığı, ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkânının bulunması kriterleri mevcut olmalıdır. Her ne kadar işbu halde sözleşmenin yürürlüğü için KVK Kurumu’nun onayı aranmamışsa da taraflara getirilmiş belirli süreli bildirim yükü ile yerindelik incelemesi yapması ve veri sorumlularını ve veri işleyenleri re’sen incelemeye almasının önü açılmıştır. [4]

 

Güvencelere dayalı yurt dışına kişisel veri aktarımı yapılabileceği dördüncü hal, yeterli korumayı sağlayacak hükümlerin yer aldığı yazılı bir taahhütnamenin varlığı ve KVK Kurulu tarafından bu aktarıma izin verilmesi halidir. Eski düzenlemede de yer alan bu aktarım türü ile yeterlilik kararı bulunmasa da veri sorumlusu veya veri işleyenin taahhütnamesi ve KVK Kurulu’nun onayı eşliğinde aktarımın devam edeceği öngörülmüştür.

 

3.3.      Yeterlilik Kararının Bulunmadığı ve Uygun Güvencelerin Mevcut Olmadığı Hallerde Arızı Durumlara Dayalı Aktarım Yapılabileceği Öngörülmüştür

 

Yeterlilik kararı ve uygun güvencelerin mevcut olmadığı bazı istisnai durumlarda arızı olmak kaydıyla yurtdışına veri aktarılmasına imkan tanınmıştır. Arızi olma durumu ek veya birkaç sefer ve süreklilik taşımayacak şekilde yapılan veri aktarımı anlamı taşımaktadır. Yasanın gerekçesinde belirtildiği üzere Türkiye’deki bir şirketin yurt dışında bulunan bir şirketle arızi olarak gerçekleştirmeyi düşündüğü ticari faaliyet bakımından muhatap şirketle irtibat halinde olacak çalışanlarına ilişkin bilgileri paylaşması bu kapsamda değerlendirilecektir.

 

Arızi olmak kaydıyla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabileceği ilk hal aktarıma açık rıza vermesi halidir. Kanun koyucu bu şekilde veri aktarımının gerçekleştirilmesi için ilgili kişinin muhtemel riskler hakkında bilgilendirilmesi şartını aramıştır. Kanun lafzında özellikle ilgili kişinin işbu hukuki durum ve riskler hakkında bilgisi ve onayının açıkça alınması hususu beyan edilmiştir.

 

Arızi olmak kaydıyla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabileceği ikinci hal, aktarımın ilgili kişi ile veri sorumlusu arasındaki bir sözleşmenin ifası veya ilgili kişinin talebi üzerine alınan sözleşme öncesi tedbirlerin uygulanması için zorunlu olması halidir. Bir seyahat acentesi tarafından bir müşterisine ilişkin üçüncü bir ülkedeki otelde ön-rezervasyon yapması bu aktarıma örnek olarak verilebilir.

Arızi olmak kaydıyla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabileceği üçüncü hal, aktarımın ilgili kişi yararına veri sorumlusu ve diğer bir gerçek veya tüzel kişi arasında yapılacak bir sözleşmenin kurulması veya ifası için zorunlu olması halidir. İşbu duruma seyahat acentesinin uçuşa ilişkin detayları havayolu şirketine iletmesi gibi faaliyetler örnek olarak gösterilebilir.

 

Arızi olmak kaydıyla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabileceği dördüncü hal, aktarımın üstün bir kamu yararı için zorunlu olması halidir. İnsani yardım sebebiyle gerçekleştirilecek veri aktarımı, rekabet ve vergi otoriteleri arasında kamu yararına yapılacak yaptırımlar bu kapsamda değerlendirilebilir.

 

Arızi olmak kaydıyla kişisel verilerin yurt dışına aktarılabileceği beşinci hal, fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için kişisel verilerin aktarılmasının zorunlu olması halidir. Bir hastanın tıbbi verilerinin tedavi amaçlı olarak üçüncü bir ülkeye acil bir durumda transfer edilmesinin gerektiği durumlarda bu arızi aktarıma başvurulması mümkündür.

 

4. Yürürlük ve Geçiş Süreci

 

Yapılan değişikliklerin 1 Haziran 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Bununla birlikte KVKK’nın 9. maddesinde öngörülen “Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamaz.” kuralının 1 Eylül 2024 tarihine kadar yürürlükte kalacağı düzenlenmiştir. Kanun Koyucu açıkça veri sorumluları ve veri işleyenlerin gerekli düzenlemeleri yapmaları için üç ay süreli bir geçiş dönemi öngörmektedir. Geçiş süreci boyunca veriler açık rızaya bağlı olarak aktarılabileceği gibi yeni kurulan rejimdeki enstrümanların kullanılması suretiyle yurt dışına aktarım devam edebilecektir. [5]

 

5. Sonuç

 

659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında KVKK’da öngörülen değişiklikler GDPR ile paralel olarak verilerin hem işlenmesinde hem de korunmasında önemli iyileştirmeler yapmaktadır. Özellikle yurt dışına aktarımla ilişkin yapılan revizeler ile süreç detaylı şekilde düzenlenmiş ve prosedürler net bir şekilde ortaya konmuştur.

 

Stj. Av. Berfin Dicle Onar

 

Kaynakça:

1. Kaya, Mehmet Bedii (2024) KVKK Reformu: 2024 Değişiklikleri, s.12

2. Ömer Ekmekçi, Nafiye Yücedağ, Elif Beyza Akkanat-Öztürk, Şehriban İpek Aşıkoğlu (2024) Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 6698 Sayılı Kanun’da Yapılan Değişiklikler, Lexpera Blog,

3. Kaya, Mehmet Bedii (2024) KVKK Reformu: 2024 Değişiklikleri, s. 37

4. Canpolat, Yaşar K. KVKK’da GDPR ile Uyum İçin İlk Adım Atıldı; Özel Nitelikli Verilerin İşlenme Şartları ve Yurt Dışına Aktarım Mekanizmaları Değişti

5. Kaya, Mehmet Bedii (2024) KVKK Reformu: 2024 Değişiklikleri, s. 70

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN