Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

İŞE İADE DAVASI SONRASI İŞE BAŞLATILMAYAN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI ALACAĞININ HESABINDA EMSAL İŞÇİNİN ÜCRETİNİN ESAS ALINMASI GEREKTİĞİNE DAİR KISA BİR DEĞERLENDİRME

İŞE İADE DAVASI SONRASI İŞE BAŞLATILMAYAN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI ALACAĞININ HESABINDA EMSAL İŞÇİNİN ÜCRETİNİN ESAS ALINMASI GEREKTİĞİNE DAİR KISA BİR DEĞERLENDİRME

1. Genel Olarak

 

4857 Sayılı İş Kanunu’nun “Feshin geçerli sebebe dayandırılması” başlıklı 18. Maddesinde belirsiz süreli iş sözleşmesi çerçevesinde çalışan işçinin iş sözleşmesinin geçerli bir nedene dayanarak işveren tarafından sona erdirilebileceği düzenlenmiştir. Devam maddelerinde sözleşmenin feshinde usul, fesih bildirimine itiraz ve usulü ve geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçlarının düzenlendiğini görülmektedir.  

İşbu çalışmamızda feshin içeriğine ve/veya usulüne dair detaylara tarafımızca girilmeyecek olup işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde ve işe iadesi gereken işçinin işe iadesinin sağlanmadığı durumda işçinin kıdem tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılması gerektiği çalışmamızın konusunu oluşturacaktır. 

 

2. İşçinin İşe İadesine İlişkin İşçi Lehine Verilen İşe İade Kararı Sonrası İşverene Başvuru ve İşverenin İrade Açıklaması

 

İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde işçinin işe iadesi şeklinde işçi lehine karar çıkacaktır.

Uygulamada sıklıkla karşımıza çıkan işe iade davalarının kabul edilmesine yönelik işbu kararların kesinleşmesi ile birlikte işçinin işverene başvuru yaparak işe başlatılma talebini bildirmesi gerekmektedir. Söz konusu başvuru, işe iade kararının kesinleşmesi ile birlikte 10 iş günü içerisinde yapılmalıdır. Bu başvurunun yapılmaması halinde fesih geçerli hale gelecek ve hukuksal sonuçlar geçerli feshe göre doğacaktır. Dolayısıyla işçi cephesinde yapılacak başvuru hususu son derece önem taşımaktadır.

Bahse konu bu düzenleme dayanağını 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 21. Maddesinden almakta olup söz konusu düzenleme; “İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.” şeklindedir.

Anılan maddenin 1. Fıkrası ise; İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.” hükmünü haizdir.

Hükmün lafzından açıkça anlaşıldığı üzere, işçi tarafından süresinde işverene yapılan başvurunun işverence tebellüğ edilmesi akabinde işveren 1 ay içinde işçiyi işe başlatmalıdır. Şayet işveren işe başlatmama iradesinde ise söz konusu bu irade beyanını işçiye ulaştırmalıdır. İşveren bu konuda işçiye karşı bir irade açıklamasında bulunmaz ise işverenin işçiyi işe başlatmadığı sonucuna varılacak ve işveren tazminat ödemekle yükümlü kılınacaktır.

3. İşe İade Davası Sonrası İşe Başlatılmayan İşçinin Kıdem Tazminatı Alacağının Hesabında Emsal İşçinin Ücretinin Esas Alınması Gereği

İşe iade davası sonrası işçiyi işe başlatmama iradesi gösteren işveren işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen süre tazminatını işçiye ödemekle yükümlüdür. Aynı zamanda şartları oluşması halinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı gibi kalemlerin de işverence işçiye ödenmesi gerekebilecektir.

Kural olarak işveren, işe iade davası sonunda işçiyi işe başlaması için davet etmesi halinde, işçiyi aynı pozisyonda, aynı yerde işe başlatmakla yükümlüdür. Yargıtay’ın istikrar kazanmış yerleşik uygulamasına göre de işverenin işçiyi işe başlatma davetinde samimi olması koşulu aranmaktadır.

Bu anlamda çalışmamız konusunu oluşturan işe iade davası sonrası işe başlatılmayan işçinin kıdem tazminatı alacağına ilişkin hesaplama, işe başlatılmama tarihindeki ücrete göre hesaplanarak işçiye ödenecektir. Ve söz konusu hesaplamada işyerinde çalışan emsal işçinin ücreti esas alınacaktır. Emsal işçi yok ise ücret araştırması yapma yoluna gidilecektir. Ayrıca burada işçinin çalışma süresine dört aylık boşta geçen süre de eklenecektir. [1]

Konuya ilişkin Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına bakılacak olursa; işverenin işçiyi aynı pozisyonda işe başlatmış olsaydı şayet, işçinin alacağı işbu ücretin tespitinin yapılması gereği çerçevesinde, söz konusu iş yerinde mevcut durumda çalışan emsal işçinin ücretinin emsal alınarak işe iade davası sonrası işe başlatılmayan işçinin kıdem tazminatı alacağının hesaplanması gerektiği şeklinde içtihat oluşturulduğu açık bir şekilde görülmektedir.

Açıklamalarımız minvalindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2022/4307 Esas 2022/5784 Karar 11.5.2022 Tarihli ilamına göz atılacak olursa;  “İŞE İADE TALEBİNE RAĞMEN İŞE İADE EDİLMEME NEDENİYLE TAZMİNAT VE ALACAK İSTEMİ  İlk Derece Mahkemesince Hükme Esas Alınan Bilirkişi Raporunda Davacının Hak Kazandığı Sendikal Tazminat Alacağı ve Geçersiz Olduğu Belirlenen Fesih Tarihindeki Ücret Kabul Edilerek Hesaplanması Gerektiği - Davacının İşverence İşe Başlatılmadığı Tarihteki Ücreti Esas Alınarak Hesaplanması ve Mahkemece Hüküm Altına Alınması Hatalı Olup Bozmayı Gerektirdiği” şeklinde değerlendirmede bulunulduğu görülecektir. [2]

İşe iade davası sonrası işe başlatılmayan işçinin kıdem tazminatı alacağına ilişkin hesaplamada emsal işçinin ücreti baz alınarak hesaplama yöntemine gidilmesi gerektiğine dair söz konusu bu kararlar rahatlıkla çoğaltılabilecek mahiyettedir. Nitekim söz konusu uygulama, işe iade davası sonucunda işverenin işçiyi işe başlatmaya davet etmesi halinde işçiyi aynı pozisyon ve şartlarda işe başlatmakla yükümlü olduğuna ilişkin düzenlemenin ruhuna da son derece uygun düşmektedir.

4. Sonuç Olarak

Mevcut açıklamalarımız ışığında; sonuç itibarıyla, işe iade davası sonrası işe başlatılmayan işçinin kıdem tazminatı alacağına ilişkin hesaplamada yargılama sürecinde işçinin mahrum kaldığı ancak emsali işçilere sağlanmış olan ücret artışlarının da işçiye sağlanması gerektiği sonucuna rahatlıkla varılabilecektir. Gerek usul ve yasa gerekse de yerleşik uygulamada yeknesak bir hal almış olan söz konusu çalışmamızı oluşturan kıdem tazminatı hesabında emsal ücret hesabına göre işlem yapılmasına ilişkin düzenlemenin hakkaniyetli olduğu, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun ve sair mevzuatın özü ve sözüne uygun düştüğü kanaatindeyiz.

Av. Öykü Yaman

 

Kaynakça:

1. Y 22 HD, 25.11.2019 t, E:2016/23325-K:2019/21383, LEGAL İSGHD, C.17, Sayı 66, Yıl 2020, ss.787-789.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2022/4307 E. 2022/5784 K. T. 11.5.2022 tarihli ilamı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN