Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

TAKVİYE EDİCİ GIDALARDA GÜVENİLİRLİK

TAKVİYE EDİCİ GIDALARDA GÜVENİLİRLİK

A. GİRİŞ

Ülkemizde, Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında mevzuatımızda yer bulan kanunlardan bir tanesi de uyum süreci fasıllarından “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslı [1] hakkında da uyumun gerçekleşmesi adına 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu yürürlüğe girmiştir. Avrupa Birliği ilgili fasılda “Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği” anlayışını benimsemekte olup, 5996 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile ülkemizde de aynı anlayış benimsenmiştir. [2] Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği üretim aşamasından başlamak üzere tüketiciye ulaşana kadar insan sağlığı açısından gıdanın her aşamada güvenilirliğini sağlamayı ve tüketime uygun gıdayı tüketiciye sunmayı hedeflemektedir. [3] 

B. TAKVİYE EDİCİ GIDA

Takviye edici gıdalar ise, bir diğer ismi ile gıda takviyesi, kişinin yeterli düzeyde tüketmediği besleyici özelliği bulunan bitkisel, hayvansal veya biyoaktif ve benzeri kaynaklı maddelerin sıvı veya toz hallerini hap, tablet, pastil, damlalıklı şişe gibi farklı formlarda tüketilen ürünleri ifade etmektedir. [4]

Takviye edici gıdalar, tüketiciye sunuldukları formlar nedeniyle tüketici nezdinde ilaç ile karıştırılabilmektedir. Ancak takviye edici gıdalar, ilaç, tıbbi amaçlı diyet ürünü yahut doğrudan tedavi edici ürünler değildir. Takviye edici gıdaların bu ürünlerden ayrılması, uygulanacak ilgili mevzuatın tespiti ve yetkili Bakanlığın tespiti açısından da önem arz etmektedir. [5] Zira ilaç, özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar ve benzeri mamullerin üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenmekte, takviye edici gıdalara ilişkin usul ve esaslar ise Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenmektedir.

Takviye edici gıdalar, kozmetik, sağlık yahut günlük hayatta besin takviyesi almak gibi birden fazla amaçla kullanılmaktadır. Takviye edici gıdaların özellikle sağlık üzerinde pozitif etkileri bulunması nedeniyle kullanımı her geçen gün artmaktaysa [6] da bu kullanımın pozitif etkilerinin görülmesi için insan sağlığına uygun doğru ürünün doğru şekilde kullanılması gerekmektedir.[7] Bu nedenle takviye edici gıdanın tanımı da yapılarak bu ürünlerin üretimi, satışı, pazarlanması, piyasaya arzı ve denetimi de dahil olmak üzere çeşitli hususlara ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.

C. GIDA GÜVENİLİRLİĞİ

Güvenilir gıda, fiziksel, kimyasal, biyolojik riskleri bünyesinde barındırmayan ve insan sağlığı için raf ömrü süresince de herhangi bir zarar teşkil etmeyen, insan tüketimine uygun olan ve besin değerini kaybetmemiş gıdadır. [8] [9] Gıda işletmecisi ise Kâr amacı güdülüp güdülmediğine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişiler tarafından gıdanın üretimi, işlenmesi ve dağıtımının herhangi bir aşamasında kontrolü altında yürütülen faaliyetlerin, mevzuat hükümlerine uygunluğundan sorumlu olan kişiler olarak kanunda tanımlanmıştır. 

Gıda Güvenilirliği şartları 5996 sayılı kanunun 21. Maddesinde düzenlenmiş olup, güvenilir olmayan gıda ise insan sağlığı için tehlike oluşturan ve tüketime uygun olmayan gıda şeklinde tanımlanmış ve piyasaya arzı açıkça yasaklanmıştır.

Gıdanın güvenilir olup olmadığının belirlenmesinde üretim, işleme ve dağıtım aşamaları, etiket bilgileri ve sağlıkla ilgili uyarı niteliğindeki bilgiler ile insanlar tarafından günlük normal kullanım koşullarının dikkate alınacağı kanunda açıkça belirtilmiş ve gıda işletmecilerine bu koşulların sağlanması ve takibi adına bir dizi sorumluluklar yüklenmiştir. 

İnsan sağlığı üzerinde herhangi bir gıda veya gıda takviyesinin zararlı etkilerinin belirlenmesi hususunda, sadece ani veya kısa vadede oluşabilecek yan etkiler değil, uzun vadede insan sağlığını etkileyebilecek hatta gelecek nesiller üzerinde zararlı bir etkisinin bulunup bulunmayacağına dair kapsamlı çalışmalar yapılmalı ve bu çalışmalar sonucunda zararlı olup olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenledir ki tüm bu hususların yönetimi ve denetimi Tarım ve Orman Bakanlığı yetkisine verilmiş ve 5996 sayılı kanun ile risk analizi zorunluluğu ve gıda izlenebilirliği mevzuata dahil edilmiştir. Risk analizinin mevzuata dahil edilmesi, gıda güvenliğinin sağlanması ve insan sağlığı açısında son derece önem arz etmektedir. [10]

Bir gıdanın yabancı madde karışsın yahut karışmasın her tür bulaşıcılığı, çürümesi, bozulması veya kokuşması nedeniyle amacın uygun olmaktan çıkması halinde insan tüketimi için uygun olmadığı kabul edilir. Gıda güvenilirliğinin sağlanması adına Tarım ve Orman Bakanlığına bir takım madde ve ürünlerin kullanımını kısıtlama, yasaklama veya kullanımını belirli esaslara bağlama yetkisi tanınmış ve gıda kodeksine aykırı gıda üretilemeyeceği de açıkça düzenlenmiştir. Bu noktada her ne kadar atılı maddelerin gıdalar için de uygulanabilirliği olsa da takviye edici gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça belirleneceği de belirtilmiş ve Bakanlık tarafından Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi ve Piyasaya Arzına ilişkin Yönetmelik yürürlüğe konmuştur. Yönetmelikte kanunun ruhuna ve lafzına uygun şekilde takviye edici gıdaların onay alınmadan üretilmesi, işlenmesi, ithalatının yapılması ve piyasaya arzı açıkça yasaklanmış olup gıda işletmecisine bu faaliyetleri gerçekleştirmek istiyorsa Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik hükümlerine göre işletme kayıt belgesi alma zorunluluğu getirilmiştir.[11]

5996 sayılı kanunda gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme üretilemeyeceği, işleme tâbi tutulamayacağı ve piyasaya arz edilemeyeceği de düzenlenmiş olup Bakanlığa bazı madde ve ürünlerin gıda olarak kullanılması veya gıda üretiminde kullanmasının insan sağlığını göz önünde bulundurmak kaydıyla kısıtlama, yasaklama veya belirli koşullar dahilinde kullanma gibi işlemleri daraltma yetkisi tanınmıştır.

Gıdalara eklenebilecek katkı maddeleri ise Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği ve Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliğinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğe yapılan eklerle de kullanım oranları belirlenmiştir. Bu yönetmeliğe aykırı davranılması halinde 5996 sayılı kanunun 40. Maddesi uyarınca hakkında idari para cezası verilmesi ve insan sağlığına zararlı bu ürünlerin toplatılması ve imha edilmesi gerekmektedir, zira bu tebliğ ve yönetmelik ve eklerine uygun üretilmeyen ürünlerin gıda güvenilirliğinden bahsedilmesi mümkün değildir.

D. RİSK ANALİZİ

Risk analizi, gıda üzerindeki riski tanımlar, riskin olasılığını ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini ve boyutunu ölçer ve saptar. [12] Risk analizine mevzuatımızda yer verilmesinin nedeni gıda güvenilirliğinin ve insan sağlığının azami ölçüde korunmasının sağlanmasıdır. Bu nedenle gıda ile ilgili işlemlerde risk analizine dayanılması zorunludur. 

Risk analizinin mevzuatımızda yer bulması akabinde Bakanlık nezdinde ulusal ve uluslararası kuruluşlarla da iş birliği de yapabilecek şekilde Risk Değerlendirme Birimi kurulmuştur. Risk yönetimi ve iletişimi ise ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde bilimsel veriler ve sair faktörler göz önüne alınarak Bakanlık tarafından yürütülür. 

Herhangi bir gıdanın, insan sağlığı üzerinde risk oluşturabileceğine dair şüphe duyulması halinde riskin boyutuna göre Bakanlık her türlü önlemi almalı ve riskin boyutu ile alınan önlemler hakkında kamuoyunu bilgilendirmelidir. Mevcut şüphenin ve bilimsel belirsizliklerin devam etmesi halinde ise Bakanlık geçici olarak üretimin durdurulması, piyasaya arz, tüketimi engelleme, toplatma ve benzeri ihtiyati tedbirlere başvurabilir.

E. İZLENEBİLİRLİK

İzlenebilirlik; birincil üretimden tüketiciye satışa kadar olan aşamaların tamamın kapsamakta olup, üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamalarında boyunca bitkisel veya hayvansal ürünlerin, gıdanın elde edildiği hayvanın veya bitkinin, gıdada bulunması amaçlanan veya beklenen bir maddenin takip ve tespit edilebilmesidir. [13]

İzlenebilirliğin temel amacı “tarladan çatala” oluşan zincir içerisindeki her aşamanın takip edilebilmesi ve böylece gıda güvenilirliğinin de tespit edilebilmesidir. [14] Bu noktada Gıda işletmecilerinin her aşamada izlenebilirliği tesis etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Takviye edici gıda, ham madde temininden piyasaya arza kadar her aşamada izlenebilir olmalıdır. Bu izlenebilirlik sisteminin doğru çalıştığından emin olmak ve kayıt altında tutmak gıda işletmecisinin vazifesidir. Ancak gıda işletmecisinin tek vazifesi bu sistemi çalışır tutmak değildir.

Zira gıda işletmecisi takviye edici gıda ile ilgili piyasaya arz edildikten sonra dahi insan sağlığına zararlı olma şüphesi taşıyan bir husus tespit ettiği, gıda güvenilirliği şartlarına uymadığını değerlendirdiği takdirde Bakanlıkla iş birliği yapma hali de dahil olmak üzere riskli ürünün toplatılması için her türlü işlemi derhal başlatmak zorundadır. Ayrıca gıda işletmecisi, toplanma nedenini açıklamalı, tüketiciyi bu konuda bilgilendirmek ve ürünün iadesi için çağrıda bulunmak zorundadır.

F. SONUÇ

Gıda güvenilirliği, takviye edici gıdalar açısından da son derece önemlidir. Takviye edici gıdaların insan sağlığına zararlı etkilerinin olmaması adına bu ürünlerin ilgili mevzuat çerçevesinde üretilmesi, içeriğinin belirtilmesi, içerisinde yer alan vitamin, mineral, katkı maddesi ve benzeri etken maddelerin belirlenmesi ve kontrolünün Bakanlık tarafından yapılması son derece önem arz etmektedir. Zira tüketiciler nezdinde yapılan bir anket çalışmasında ve buna bağlı olarak elde edilen bilimsel sonuç takviye edici gıdaların tüketim oranının düşük olmasının nedeni insanların yanlış, yetersiz bilgiye sahip olmaları ve devlet tarafından yapılan denetimlerin tüketiciler tarafında güvenilir bulunmamasıdır. [15] Bu nedenledir ki, ilgili mevzuat gereğince ilgili kontrol ve denetimlerin arttırılması, ilgili onaylar alınmadan üretim yapılmasına müsaade edilmemesi tüketici nezdindeki bilinci ve güvenilirliği arttıracaktır.

Av. Hande Önal


Kaynakça:

1. Anonim, Official Journal of The European Communities, 01.02.2002, L31/1, Regulation (EC) No 178/2002 of The European Parliament and of The Council of 28 January 2002.

2. Gizem ÇOPUROĞLU, Aylin KASIMOĞLU DOĞRU, Naim Deniz AYAZ, Türk Gıda Mevzuatında Risk Analizi, Etlik Vet Mikrobiyol Derg, 2015, 26 (1), sayfa 23.

3. https://arastirma.tarimorman.gov.tr/alata/Belgeler/Diger-belgeler/G%C4%B1daG%C3%BCvenli%C4%9FiZKara%C5%9Fahin.pdf

4. Eda KILIÇ KANAK, Seda Nur ÖZTÜRK, Yağmur ÖZDEMİR, Kübra ASAN, Suzan ÖZTÜRK YILMAZ, Gıda Takviyeleri Kullanım Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi, NÖHÜ Müh. Bilim. Derg. / NOHU J. Eng. Sci., 2021, 10(1), s. 168.

5. Hasan PETEK, Takviye Edici Gıdalar (Özellikle Zayıflatıcı Haplar ve Çaylar) Sebebiyle Meydana Gelen Zararlardan Sorumluluk, İstanbul Barosu Dergisi, 2015, Cilt 89, Sayı 6, sayfa 20.

6. Doğan DURNA, Türk Yargı Kararları Işığında Takviye Edici Gıdaların Denetimi, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl:11, Sayı:41, 2020.

7. Derya Atalay, Hande Selen Erge, Gıda Takviyeleri ve Sağlık Üzerine Etkileri, Food and Health, 4(2), 98-111, 2018.

8. https://arastirma.tarimorman.gov.tr/alata/Belgeler/Diger-belgeler/G%C4%B1daG%C3%BCvenli%C4%9FiZKara%C5%9Fahin.pdf

9. Cennet Erden, Türkiye’de Gıda Güvenliğine Karşılaşılan Sorunlar ve Gıda Güvenliğinin Benimsenmesinde Eğitim Yöntemlerinin Uygulanabilirliği, Yüksek Lisans Tezi, 2012, s.14.

10. ÇOPUROĞLU, DOĞRU, AYAZ, a.g.e.

11. Doğan Durna, a.g.e., s.248.

12. İrem Kaya CEBİOĞLU, Ayşe Emel ÖNAL, Gıda Katkı Maddesi İçeren Bazı Besinlerin Tüketiminin ve Sağlığa Etkilerinin Araştırılması: Gıdaların Risk Analizi, Online Türk Sağlık Bilimleri Dergisi 2018, Cilt 3, Sayı 1, s. 21-35 Atfen Food and Agriculture Organization (FAO). Food Safety Risk Analysis Part 1. An overview and Framework Manual, Provisional Edition, 2005 Rome.

13. Engin Yaralı, Gıda Zincirinde İzlenebilirlik, Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, 2019, 23(1): sayfa109.

14. Sena Özbay Doğu, U. Tansel Şireli, Gıdalarda İzlenebilirlik, GIDA/The Journal of FOOD, 2015, 40.5.

15. Eda KILIÇ KANAK, Seda Nur ÖZTÜRK, Yağmur ÖZDEMİR, Kübra ASAN, Suzan ÖZTÜRK YILMAZ, a.g.e., s. 177.

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN