Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

VERİ İHLALİ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT HAKKI: AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI HUKUK SÖZCÜSÜNÜN GÖRÜŞÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

VERİ İHLALİ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT HAKKI: AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI HUKUK SÖZCÜSÜNÜN GÖRÜŞÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

I. GİRİŞ

Kişisel verilerin gizliliğinin ihlal edilmesi ya da hukuka aykırı şekilde işlenmesi gibi durumlarda uğradığı zararların tazmini için tazminat talep edebileceği Kişisel Verileri Koruma Kanunu`nda (KVKK) düzenlenmiştir. KVKK`nın 14`üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası, “Kişilik hakları ihlal edilenlerin, genel hükümlere göre tazminat hakkı saklıdır.” şeklindedir.

Bu hüküm çerçevesinde, ihlal durumunda ilgili kişilerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu`ndan tazminata karar verilmesini talep edip edemeyeceği veya sadece genel mahkemelere başvuru yoluyla mı talepte bulunabileceği hususlarının kanunda açık bir düzenleme olmaması sebebiyle tartışmalı olduğu kabul edilmektedir. [1] Ancak tazminat yolunun Kanun`da düzenlenen yaptırım türlerinden biri olması, bu yetkinin kullanılmasının KVK Kurumu`nda olduğu anlamına gelmeyeceği, Kurum`un temelde idari denetim, düzenleme ve yaptırım uygulama şeklinde fonksiyonuna uygun düşmeyeceği ve her halükârda zararın tespiti ve zarar miktarının yargı mercilerinin yetkisinde olan bir konu olduğu dikkate alınmalıdır. [2] KVK Kurulu`nun çeşitli kararlarında, bu görüş ile uyumlu olacak şekilde, bir kişinin kişisel veri ihlalleri sebebiyle zarara uğraması ve bu zarar sebebiyle bir tazminat talebinde bulunması halinde, söz konusu talep ile ilgili genel mahkemelerde dava açabileceği belirtilmiştir.  [3]

KVKK`daki bu düzenlemenin, Avrupa Birliği mevzuatındaki karşılığı Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü`nün (GDPR) 82. maddesinde yer almaktadır. Madde 82 uyarınca, GDPR kapsamında bir ihlal sonucu maddi veya manevi zarar gören herhangi bir kişi, meydana gelen zarar için veri sorumlusu veya veri işleyicisinden tazminat alma hakkına sahiptir. GDPR kapsamında gerçekleşen veri ihlallerine yönelik tazminat taleplerinin dayanağını bu madde oluşturur.

 

Bu maddeye dayanarak ulusal mahkemelerde açılan çok sayıda dava olmakla ve ulusal mahkemeler nezdinde içtihatlar gelişmekle birlikte [4], Avrupa Adalet Divanı`nın (ABAD) bu hususta bir içtihadı bulunmamaktadır. [5] Ancak Avusturya Yüksek Mahkemesi`nin (Oberster Gerichtshof) ön karar prosedürü ile ABAD`a maddenin yorumlanması için yönelttiği sorular kapsamında, ABAD ilk defa “C- 300/21 UI v. Österreichische Post AG” davasında bu maddenin yorumunu içeren bir karar verecektir.

 

Ön karar prosedürü gereği, Divan`ın kararı öncesinde Hukuk Sözcüsü görüş bildirmektedir. ABAD Hukuk Sözcüsü Sanchez- Bordona, bu davaya ilişkin görüşünü 6 Ekim 2022 tarihinde açıklamıştır. [6] Hukuk Sözcüsü`nün görüşü, Divan için bağlayıcı olmayıp, temel işlevi karar ile ilgili müzakereleri yürütürken hâkimlere yardımcı olmaktadır. Ancak bu görüşlerin, uygulamada çoğunlukla Divanca takip edildiği görülmektedir.  Bu nedenle, ilk kez verilecek bu karara ilişkin bildirilen bu görüş uluslararası düzeyde yankı bulmuş olup, akademisyenler ve uygulamacılar tarafından tartışılmıştır.

 

İşbu yazı kapsamında öncelikle ulusal mahkemede görülen uyuşmazlık ve ön karar için yönetilen sorular ele alınacaktır. Üçüncü kısımda, Hukuk Sözcüsü`nün Divan`a yöneltilen sorular hakkındaki görüşü özetlenecek ve dördüncü kısımda bu görüşe ilişkin değerlendirmelere yer verilecektir.

 

II. ULUSAL MAHKEMEDE GÖRÜLEN DAVADAKİ UYUŞMAZLIK VE ÖN KARAR İÇİN

YÖNELTİLEN SORULAR

 

Ön karara yol açan anlaşmazlık, Österreichische Post AG (Avusturya Posta Servisi)`ye karşı kişisel verilerinin yasa dışı şekilde işlemesi sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının iddiasına göre, davalı kurum tarafından rızası alınmaksızın kişisel verileri işlenmiş ve bir algoritma yardımıyla aşırı sağ bir partiye oy verme olasılığının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Davacı, siyasi parti tercihine ilişkin bu hatalı profillemenin aşağılayıcı ve utanç verici olduğunu ve itibarının zedelendiğini ileri sürerek, manevi zararları için 1.000 avro tutarında tazminat talep etmiştir. 

İlk derece mahkemesi ve ikinci derece mahkemesi, davacının duyduğu üzüntü ve rahatsızlık gibi duyguların tazminat hakkı doğurmak için gerekli eşiğin altında olduğunu göz önünde bulundurarak davacının tazminat talebini reddetmiştir. Bunun üzerine dava, Avusturya Yüksek Mahkemesi`nin (Oberster Gerichtshof) önüne gelmiş ve davacının taleplerinin dayandığı GDPR`ın 82. maddesinin yorumlanması için aşağıdaki üç soru, Yüksek Mahkeme tarafından ön karar başvurusu ile Avrupa Birliği Adalet Divanı`na yöneltilmiştir.

Bu sorular aşağıdaki gibidir:

1-    82. madde uyarınca tazminat ödenmesi için GDPR hükümlerinin ihlalinin yanı sıra, başvuranın zarar görmüş olması gerekir mi; yoksa GDPR hükümlerinin ihlali, tazminat ödenmesi için tek başına yeterli midir?

 

2-    Tazminat hesaplanırken, etkinlik ve eşdeğerlik ilkelerinin yanı sıra AB hukukunun kapsamındaki diğer düzenlemelere de bakılmalı mıdır?

 

3-    Veri ihlali, rahatsızlık ve üzüntü duygusunun ötesine geçen ağırlığa sahip bir sonuca neden olduğu takdirde manevi zararlar için tazminat ödeneceği görüşü AB hukuku ile uyumlu mudur?

 

İşbu yazı kapsamında, manevi tazminatın şartlarının sağlanıp sağlanmadığı ve tazminat tutarın ilişkin Divan`a üç ayrı soru yöneltilmekle birlikte, bu sorulardan, manevi tazminatın niteliğine ve şartlarına ilişkin olan 1 ve 3 numaralı sorulara ilişkin Hukuk Sözcüsü`nün yorumlarına yer verilecektir.

 

III. HUKUK SÖZCÜSÜ`NE YÖNELTİLEN SORULARA İLİŞKİN GÖRÜŞÜ

 

Hukuk Sözcüsü Sánchez- Bordona, ilk soru açısından, GDPR kapsamında zararlara ilişkin uygulamaların cezalandırıcı veya caydırıcı işlevi olmadığı tespitinde bulunmaktadır.


Hukuk Sözcüsü`ne göre, bir ihlalin otomatik şekilde tazminata dayanak oluşturabileceği iki durum bulunmaktadır: ilki cezai tazminat, ikincisi çürütülemez zarar karinesidir. Ancak her iki durum da GDPR metninde düzenlemediği gibi, GDPR`ın hazırlık belgelerinde de yer almamaktadır. Hukuk Sözcüsü`nün görüşü, GDPR`da cezalandırıcı ve telafi edici hukuki mekanizmaların ayrıldığı kabulüne dayanmaktadır. İlkinin karşılığı denetleyici makamlar tarafından verilen para cezaları iken, ikincisinin karşılığı tazminat talepleridir. Tazminatın cezalandırıcı olması, telafi edici mekanizmaları lüzumsuz kılabileceği gibi, veri sahipleri idareye şikâyette bulunmak yerine yargıya başvurma yolunu tercih edeceğinden, denetleyici makamları kamu menfaatinin korunması için “daha uygun araçlardan” yoksun bırakabilecektir.

 

Hukuk Sözcüsü, bu görüşü ile GDPR`ın iki amacı arasında bir denge kurmaya çalıştığını ileri sürmektedir: (i) kişisel verilerin işlenmesi bakımından gerçek kişilerin korunması ve (ii) korumanın kapsamının, kişisel verilerin Avrupa Birliği içindeki serbest dolaşımı kısıtlayıcı veya yasaklayıcı olmayacak şekilde yapılandırılmasının sağlanması. Hukuki sorumluluğun cezalandırıcı bir niteliğe sahip olması, veri işleme faaliyeti bakımından caydırıcı olabileceğinden, ikinci amacı “olumsuz yönde etkileyebileceği” görüşündedir. [7]

 

Benzer şekilde, bir kişinin verileri üzerinde “mümkün olan en fazla derecede kontrol” kurmak için de benzeri söylenebilecektir.  Amaç, mümkün olan en fazla derecede kontrole sahip olmak değil, “her kişinin kişisel verileri koruma hakkını üçüncü şahısların ve toplumun çıkarlarıyla uzlaştırmak”tır. [8] Hukuk Sözcüsü, GDPR`ın amacının, kişisel verilerin işlenmesini sınırlamak değil, aksine kişisel verilen işlenmesini sıkı koşullar bağlamak ve bu koşullar altında, meşrulaştırmak olduğu sonucuna varmıştır.[9] Bu nedenle, GDPR hükümlerinin ihlali, tazminatın ödenmesi için yeterli bir şart olmayacaktır.

 

Üçüncü soru açısından, manevi zarar ve rahatsızlık arasındaki ayrımın, doğrudan GDPR kapsamında belirlenemeyeceği görüşündedir.

 

Hukuk Sözcüsü, Divan`ın ilgili içtihadından, tüm manevi zararların tazminatı gerektirmeyeceği sonucuna varmıştır. Ancak “bir rahatsızlık (ki böyle bir durumda tazminata hak kazanılmayacaktır) ile sahici bir manevi zarar (ki böyle bir durumda tazminata hak kazanılacaktır) arasında ince bir çizgi vardır.” [10] Bu iki kategori arasında ayrımı yapmak ve bu ayrımı somut bir uyuşmazlığa uygulamak kolay değildir. Bu nedenle, neyin “de minimis düzeyi”nde* olduğu, neyin bu düzeyi aştığı ulusal mahkemelerce değerlendirilmelidir.

 

IV. HUKUK SÖZCÜSÜ`NÜN GÖRÜŞÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Hukuk Sözcüsü`nün görüşü gerek akademik çevrelerde gerek ise uygulamacılar arasında tartışılmış ve birbirinden farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bütün görüşler, Hukuk Sözcüsü`nün değerlendirmesinin, GDPR`ın 82. maddesinin dar yorumlanmasını getireceği konusunda hemfikirdir. Ancak bazı görüşler, bu durumu olumlu bulurken, diğer görüşler Hukuk Sözcüsü`nün değerlendirmesini eleştirerek, bunun 82. maddenin amacını karşılayamamasına neden olacağını ileri sürmektedir.

 

İlk grupta yer alan bir görüş, Hukuk Sözcüsü`nün değerlendirmesini temel yorum yöntemlerini kullanarak yaptığını belirtmiş ve veri korumanın esas amacını ve dijital toplumun gerekliliklerini göz önüne aldığından isabetli bulmuştur. [11] Bu görüş, Divan`ın Hukuk Sözcüsü`nün görüşü doğrultusunda karar vermesinin, birden çok etkisi olacağını öngörmektedir. Öncelikle, veri ihlali sebebiyle bulunulan taleplerde, zararın ortaya konulması ve kanıtlanması gerekecektir. Ayrıca, her somut olayda, söz konusu zararın tazminatı gerektirip gerektirmediğine bakılacak ve veri ihlalinde bir zarar oluşması da tek başına tazminata hükmedilmesi sonucunu doğurmayacaktır.  Bu nedenle, bu karar, zarara ilişkin kanıt sunulmaksızın verilen tazminat kararlarına ilişkin oluşan ulusal mahkeme içtihatlarına karşıt içtihatların oluşmasının önünü açacaktır. 

 

Bir diğer görüş, Hukuk Sözcüsü`nün görüşünden çıkardığı dört farklı tespit üzerinde durmaktadır: (i.) Zarar doğmadı ise tazminata hak kazanılamaz, (ii.) GDPR`ın 82.  maddesinin işlevi telafi edicidir, cezalandırıcı veya caydırıcı değildir, (iii.) Veri üzerinde hakimiyetin kaybedilmesi her durumda zarar teşkil etmez. (iv.) Üzüntü ve rahatsızlık duyguları tek başına manevi zarara dayanak olamaz. Bu tespitler sonucunda, uyuşmazlıklarda manevi tazminata hükmedilmesinin zorlaşacağı görüşündedir. Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde veri ihlali sebebiyle açılan tazminat davalarının çok yaygın olduğu, hatta toplu dava şeklinde açılan ve fon sağlayıcılar tarafından fonlanan davaların bulunduğu ve çoğu durumda bu davalarda taleplerin sadece rahatsızlık ve üzüntüye dayanılarak yapıldığı belirtilmektedir.   Bu nedenle, Hukuk Sözcüsü`nün görüşünün olumlu etkileri olacağını öngörmektedir.  [12]

 

Hukuk Sözcüsü`nün değerlendirmesi pek çok eleştiriye de konu olmuştur. Bunlardan ilki, Hukuk Sözcüsü`nün rahatsızlık ve sahici bir zarar arasında çizdiği ayrıma ilişkindir. Bu kapsamda bir görüş, GDPR`ın 82. maddesinde herhangi bir sınır tanımlanmamasına rağmen, Hukuk Sözcüsü tarafından “de minimis” sınırının uygulanmasının önerilmesini doğru bulmamaktadır. [13] Bir diğer görüş ise, rahatsızlık ve sahici zarar arasında belirli bir ayrıma gidilmesinin bekleneceğini, bu ayrımı yapmak yerine Divan tarafından belirsiz bırakılmasının, yargılamada ayrımın tespit edilmesini daha da güçleştireceğini ileri sürmektedir.  [14]

 

İkincisi, bununla ilişkin olarak, yargılama esnasında zararın ispatının veri sahibinden beklenmesine ilişkindir. Kimliği çalınan birinin bu durumda zarara uğrayacağı muhakkaktır. Ancak bunun etkileri henüz yargılama sürerken ortaya çıkmayabileceğinden, kişinin rahatsızlığın ötesine geçen bir zararının olduğunu ispatlaması yargılama sırasında mümkün olmayabilecektir. Bu durumda, kişilere asgari tutarda olsa dahi bir tazminat ödenmemesi, GDPR`ın kişisel verilerin işlenmesi bakımından gerçek kişilerin korunmasına yönelik ilk amacıyla bağdaşmayacaktır. Bu kapsamda, Hukuk Sözcüsü`nün görüşünün, GDPR`ın veri sahiplerini korumak ve verilerin serbest dolaşımını sağlamak amaçları arasında denge bulmak yerine, ikincisini ilkine tercih ettiği görüşündedirler. Üstelik kişisel verisi hukuka aykırı şekilde işlendiğinde manevi zarara uğrayan gerçek kişilerin, bir dava açacaklar ise, bu davayı çoğu zaman ulusaşırı, büyük firmalara yöneltmeleri gerektiği ve bunu yapmanın maliyetleri düşünüldüğünde, 82. maddenin kişiler için bir koruma sağlamayacağından işlevsiz hale geleceğini belirtmektedirler.  [15]

 

Üçüncüsü, Hukuk Sözcü`nün görüşünün aksine, 82. madde kapsamında tanımlanan hukuki rejiminin denetleyici makamlarının faaliyet alanı ile çatışmadığını, aksine birbirini tamamlayıcı olduğu ileri sürülmektedir. [16]  Bu noktada dile getirilen eleştiri, kamuoyundan (bilhassa iş dünyasından) gelen tepki ve/veya talepler sonucunda uygulamada GDPR`ı yumuşatmaya yönelik genel bir eğilim olduğu ve Hukuk Sözcüsü`nün de bu eğilimi takip ettiğidir. [17]

 

Dördüncüsü, Divan tarafından zarar hakkında net ve açık bir kavramsallaştırmaya gidilmediği takdirde, tek bir uygulama yerine ulusal mahkemeler tarafından takip edilen pek çok farklı uygulamanın ortaya çıkacağına ilişkindir.  Bu nedenle, zararın niteliğinin tespiti hususun ulusal mahkemelere bırakılması halinde “forum shopping”** riskinin ortaya çıkacağı ileri sürülmektedir. [18]

 

Özetle, Hukuk Sözcüsü`nün görüşü tartışmaya yol açan ve alkışları topladığı kadar eleştirilen de değerlendirmeler içermektedir. Bu zıt görüşler, GDPR`ın nasıl uygulanması ve GDPR`da hangi amaçların öncelikli olması gerektiğine ilişkin daha kapsamlı tartışmaların yankılarını taşımaktadır. Divan`ın kararının bu genel tartışmalara ilişkin bir duruş içermesi beklendiği gibi, aynı zamanda Hukuk Sözcüsü`ne yöneltilen eleştiriler dikkate alındığında, 3`üncü soruya ilişkin detaylı bir değerlendirme içermesi de yerinde olacaktır.

 

*De minimis, özellikle Angola- Amerikan hukukunda sıklıkla kullanılan ve önemsiz zararların tazmin edilmemesini veya dava edilememesini sağlayan bir kurumdur. Kıta Avrupası hukuk düzenlerinde birebir karşılığı bulunmasa da karşılaştırmalı hukuk bakış açısıyla yaklaşıldığında aynı işlevi gören kuralların izlerini tespit etmek mümkündür. Özellikle haksız fiillere ilişkin bazı düzenlemelerde, önemli ve önemsiz zararlar ayrımı yaptığı görülmektedir. Detaylı bilgi için bkz. Merhacı & Erkan 2018 [19]

** Forum shopping, yabancılık unsuru taşıyan bir uyuşmazlıklarda, davacının kendisi için fayda sağlayacağını düşündüğü devlet mahkemesinde ikame etmek amacıyla seçimde bulunması, Milletlerarası Usul Hukuku’nda “forum shopping” olarak ifade edilmektedir. Detaylı bilgi için bkz. Giray 2020 [20]

Av. Erse Kahraman

 

Kaynakça:

1. Saygı, S. (2020) “6698 Sayılı Kanun`un Sistematiğinde Yargısal Başvuru Yolları.” Kişisel Verileri Koruma Dergisi 2 (2), s. 35-37.  

 

2. Küzeci, E. (2019) Kişisel Verilerin Korunması. Ankara: Turhan Kitabevi akt. Saygı 2020

 

3. Örnek kararlar için: https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6714/2020-41, https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6715/2020-43 (Erişim Tarihi: 11.11.2022)

 

4. Hannsen, H.  (2020) “Germany: New Case-Law On Immaterial Damages For GDPR Infringements” Hogan Lovells` Legal Insights and Analysis.  Alındığı URL: https://www.engage.hoganlovells.com/knowledgeservices/news/germany-new-case-law-on-immaterial-damages-for-gdpr-infringements?nav=FRbANEucS95NMLRN47z%2BeeOgEFCt8EGQ71hKXzqW2Ec%3D&key=BcJlhLtdCv6%2FJTDZxvL23TQa3JHL2AIGr93BnQjo2SkGJpG9xDX7S2thDpAQsCconWHAwe6cJTm%2FgTlZF%2BVVmd3OjGmtaEjr&uid=iZAX%2FROFT6Q%3D (Erişim Tarihi: 11.11.2022)

 

5. Mekat, M., Werkmeister, Barton, R., Ligocki, D. ve Clause, C. (2022) “Data Privacy Litigation: Claiming Non- Material Damages Likely to Become More Difficult” Lexology. Alındığı URL: https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=22d5e367-129a-45cc-840c-99a9ed4e0caa (Erişim Tarihi: 12.11.2022)

 

6. Hukuk Sözcüsü`nün görüşünün tamamına şu linkten erişebilirsiniz: https://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf;jsessionid=79F0B703F7CD84C2DE01BF340FD03C29?text=&docid=266842&pageIndex=0&doclang=en&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=244110

 

7. Hukuk Sözcüsü`nün görüşünde paragraf 53-55

 

8. Hukuk Sözcüsü`nün görüşünde paragraf 68-77

 

9. Hukuk Sözcüsü`nün görüşünde paragraf 80- 82

 

10. Hukuk Sözcüsü`nün görüşünde paragraf 116

 

11.    Spittka, J. and Emmerich, F. (2022) “GDPR Enforcement: Advocate General Tends Towards Restrictive Interpretation of Non-Material Damages.” Clyde& Co`s Insights. Alındığı URL: https://www.clydeco.com/en/insights/2022/10/first-advocate-general-opinion-on-gdpr-damages-ava (Erişim Tarihi: 15.11.2022)

12. Mekat, M. et al. 2022

 

13. Schrems, M. (2022) “Legal Analysis: No non-material damages for GDPR violations (C-300/21)?” NOYB. Alındığı URL: https://noyb.eu/en/analysis-no-non-material-damages-gdpr (Erişim Tarihi: 15.11.2022)

 

14. Bekisz, H. ve Dworniczak, D. (2022) “Towards a data-subject-friendly interpretation of Article 82 GDPR: Comments on the Opinion of AG Sánchez-Bordona in Case C-300/21 Ul v Österreichische Post” VerfBlog. Alındığı URL: https://verfassungsblog.de/data-subject-friendly/ (Erişim tarihi: 11.11.2022)

15. Bekisz and Dworniczak 2022

 

16. Bekisz and Dworniczak 2022

 

17. Schrems 2022

 

18. Bekisz and Dworniczak 2022

 

19. Özden Merhacı, S. ve Erkan, V.U. (2018) “Anglo- Amerikan Hukukundan Kıta Avrupası Hukukına- Özel Hukukta De Minimis Kuralı.” İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 9 (2), s. 49-70.

 

20. Giray, F.K. (2020) “Forum Shopping- Forum Non Conveniens Kavramları ile Anti Suit Injunction Kararlarının Türk Milletlerarası Usul Hukukundaki Görünümleri” Adalete Yönelmiş Bir Toplumsal Düzen Olarak Hukuk: Prof. Dr. Yasemin Işıktaç Armağanı. Sümer Kitabevi: İstanbul, s. 869- 890. 

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN