Müvekkilimiz ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti.’nin 9.5.1977 tarihinde başlamış olduğu “Karacaören Barajı ve Hidroelektrik Santral Tesisleri” inşaatından kaynaklı alacağının tahsili için 1990 yılında başlatmış olduğu hukuk mücadelesinde mutlu sona gelindi. Son 10 yılını hukuk büromuzun takip ettiği davada, Anayasa Mahkemesi müvekkilin adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğine karar vererek mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiğine hükmetti.
Müvekkil 1970 yılında Ankara’da kurulmuş bir şirket olup Karacaören Barajı’nın inşaatını üstlenmiş ancak inşaat işi 1988 yılında tasfiye edilerek sonlandırılmıştır. Müvekkil, tasfiye ile sonuçlanan inşaat yapım işi çerçevesinde yapılan işlerin hak edişi olarak 500 TL tutarında alacağının tahsili için 10.10.1990 tarihinde dava açmış, ayrıca 16.03.1995 tarihinde ise 86.680,47 TL alacağın tahsili için de ek bir dava açmış, söz konusu iki dava birleştirilerek görülmüş ancak müvekkilin birleşen davada talep etmiş olduğu munzam zararın tazmini istemi yönünden davanın tefrikine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme’nin alacak talebi ile ilgili hükmü, Yargıtay tarafından tam 4 kez bozulmuş ve nihayetinde 19.04.2002 tarihinde verilen yerel mahkeme kararıyla 58.926,87 TL alacağın müvekkile verilmesine karar verilmiştir.
Söz konusu karar, Yargıtay'ca düzelterek onanmış ve neticede asıl davada 486,69 TL’nin , birleşen davada ise 58.440,18 TL’nin değişen oranlı reeskont faizi uygulanmak suretiyle müvekkile ödenmesine karar verilmiştir. Karar doğrultusunda, müvekkile 62.968,69 TL asıl alacak ve 348.027,70 TL faiz olmak üzere 410.996,39 TL ödeme yapılmıştır.
Bununla birlikte, yargılamanın devam ettiği 12 yıl içinde ülkemizde yaşanan enflasyonist ortam karşısında, müvekkilin alacağı adeta erimiş, söz konusu dönemde enflasyon oranı %13254 artmış iken; müvekkilin alacağı enflasyon karşısında değer kaybı giderilmeden ödenmiş, bu durum müvekkili büyük zarara uğratmıştır.
Müvekkil bu zararının ortadan kaldırılması amacıyla, 16.03.1995 tarihinde 500 TL ve sonrasında 1.010.000 TL tutarında iki ayrı munzam zarar davası açmış, ancak söz konusu davalar müvekkilin kendisine ödenen temerrüt faizlerinden fazla bir munzam zararı olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu karar, Yargıtay’ın 25.12.2012 tarihli ilamıyla onanarak kesinleşmiş ve müvekkil tarafından konu Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi önüne gelen olayda, Merkez Bankası verilerine göre enflasyonda meydana gelen artış oranlarını gözeterek; “başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen toplam 62.968,91 TL tutarındaki alacağı için aynı dönemde başvurucuya 348. 027,70 TL tutarında faiz ödemesi yapıldığını, bu verilere göre ödenen faiz tutarına rağmen aynı dönemde enflasyonun yaklaşık kümülatif olarak %13.254 oranında arttığı diğer bir deyişle başvurucunun alacağı %1’inden daha az bir miktara düştükten sonra enflasyon karşısında bu alacağın önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği görülmüştür” gerekçesiyle müvekkilin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve yeniden yargılama için kararı yerel mahkemeye göndermiştir.
Bu karar neticesinde, müvekkilin 200.000.000 TL’ye yakın munzam zarar tazminatı almasının önü açılmıştır. Kararın, munzam zararın tazmini talepli davalarda emsal nitelikte olacağı düşünülmektedir.
25 Ocak 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2014/2267 Başvuru Numaralı kararının tamamına ulaşmak için tıklayınız.