Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

ANAYASA MAHKEMESİ 07.03.2023 T., 2019/38252 B.N. KARARIYLA SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIĞI PAYLAŞIM SEBEBİYLE İŞ AKDİ FESHEDİLEN BAŞVURUCUYA MANEVİ TAZMİNATIN ÖDENMESİNE KARAR VERDİ

ANAYASA MAHKEMESİ 07.03.2023 T., 2019/38252 B.N. KARARIYLA SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIĞI PAYLAŞIM SEBEBİYLE İŞ AKDİ FESHEDİLEN BAŞVURUCUYA MANEVİ TAZMİNATIN ÖDENMESİNE KARAR VERDİ

Anayasa Mahkemesi'nin (07.03.2023) Resmî Gazete ‘de yayımlanan 2019/38252 başvuru numaralı kararında; bir gazetede editör olarak çalışan başvurucunun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle iş akdinin feshedilmesinin "İfade Özgürlüğü ’nü ihlal ettiğine yönelik karar verdi.

İşveren gazetenin, başvurucunun iş sözleşmesini sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımın aşağılayıcı ve nefret dolu olduğunu gerekçe göstererek işçinin iş akdini haklı feshe dayanarak gerçekleştirmesi üzerine editör, kanun yollarına başvurdu ancak sonuç alamadı.

Nihai kararı öğrenen başvurucu bunun üzerine Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda bulundu. Başvurusunda özel hayatında yapmış olduğu yorumların iş akdini hangi şekilde etkilediği yeterince gerekçelendirilmeden iş akdinin feshedildiğini belirtti. Başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverenin yönetim yetkisi arasında adil bir dengelemenin yapılmasını talep etti.

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyu ifade özgürlüğü yönünden inceledi. Verilen kararda devletin salt insan hakları ihlalinden kaçınması gerektiğini belirterek; devletin her türlü insan hakkının garantörü olması gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda özel hukuk ilişkisi kapsamında çalışan bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan haklarına yönelik müdahale iddiası içeren davalarda ilk derece mahkemelerince söz konusu güvencelerin göz ardı edilmeden işçiler ve işverenler arasındaki çıkar dengesinin adil bir şekilde dengelenmesini ve müdahalenin işverenin meşru amacına uygun olup olmadığını denetlemesi gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi mahkemeler tarafından verilen kararlarda ilgili ve yeterli gerekçelerin belirtilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Anayasa Mahkemesi somut olayda iş sözleşmesinin işçinin yaptığı düşünce açıklamalarının işveren ile aralarındaki güven ilişkisini bozduğu gerekçesiyle feshedildiğini tespit etmiştir. Bilindiği üzere 4857 sayılı iş kanununun 18. Maddesinde iş güvencesi olan işçinin iş sözleşmesinin sona erdirilebilmesi için geçerli bir sebep belirtilmesi gerekmektedir. Buna göre bir davranış ancak bir işyerinde üretime ve iş ilişkisi sürecine olumsuz bir etkisi yoksa bu davranışlar iş sözleşmesinin sona erdirebilmesi için geçerli bir sebep olamaz.

Anayasa Mahkemesi somut olayda başvuruya konu paylaşımların ne olduğu açıklanmamış, bu paylaşımların mesai saatleri içinde yapılıp yapılmadığı, iş yerinde nasıl bir olumsuzluğa sebep olduğu ve hangi sebeplerle işveren ile işçinin arasındaki güven ilişkisini zedelediği izah edilmediği kanaatine varmıştır. Buna ek olarak Özel hukuk sözleşmesi ile çalışan işçilerin kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara göre sadakat yükümlülüğünün daha katı olmaması gerektiğinin altını çizmiştir.

Bu sebeplerle 4857 sayılı kanun maddesinin aşırı bir yoruma tabi tutularak düşünce açıklamalarının sınırlandırılmasına dayanak yapıldığı gerekçesiyle Anayasanın 26. Maddesinde belirtilen ilkelere derece mahkemelerinin uymadığı kararda belirtilmiştir.

Sonuç olarak dava yeniden yargılama yapılması için derece mahkemelerine geri gönderildi ve başvurucuya vekalet ücretinin yanında 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi.                                                                                

Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/03/20230307-20.pdf

HABERİ PAYLAŞIN
HABERİ YAZDIRIN