Anayasa Mahkemesi’nin 2019/17374 başvuru numaralı, 29.11.2023 karar tarihli kararı 20.03.2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Başvuruya konu olay profesörlüğe yükselme ve atama için beş yıl süreyle gelir getirici herhangi bir mesleki etkinlikte bulunmama şartı nedeniyle iki tıp doçentinin özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Mahkeme “Özel hayata saygı hakkına yönelik bir müdahalenin Anayasa'nın öngördüğü güvencelere uygun kabul edilebilmesinin ilk ve temel şartı müdahalenin kanuni dayanağının bulunmasıdır. Somut olayda ise kadro ilanında yer verilen ek şart şeklindeki idari işlem ile başvurucuların serbest mesleki faaliyetlerine ilişkin bir sınırlama öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda ilgili kanunlarda açık bir düzenleme olmaksızın bir idari işlem ile başvurucuların özel hayatına müdahalede bulunulduğu sonucuna varılmıştır.” Şeklinde hüküm kurmuştur.
2547 sayılı Kanun'un 26. maddesinin (a) numaralı fıkrasında “münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte" ibareleriyle üniversitelere oldukça sınırlı bir takdir yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda profesörlüğe atama için getirilebilecek ek şartların bilimsel kaliteyi artırma kapsamında sayılabilecek bilimsel ve akademik yayın, bilimsel araştırma veya diğer akademik faaliyetlere yönelik olabileceği söylenebilir. Anılan Kanun hükmündeki sınırlı takdir yetkisi gözetildiğinde gelir getirici mesleki etkinlikte bulunmamaya ilişkin düzenlemenin bilimsel kaliteyi artırma amacına uygun ve elverişli bir ek şart olduğunun ortaya konulamadığı görülmüştür. Dolayısıyla gelir getirici mesleki faaliyette bulunmama şeklindeki ek şartın anılan Kanun hükmünün sınırlı olarak belirlediği kapsam ve amaca uygun olduğu yönündeki yorumun genişletici ve öngörülemez olduğu açıktır. Sonuç olarak profesörlük kadrosuna atama için serbest mesleki faaliyetlerin sonlandırılmasını ve beş yıl süreyle bu tür faaliyetlerde bulunulmamasını öngören ek şartın kanuni dayanağının mevcut olmadığı değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi yukarıda anılan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/03/20240320-5.pdf