18.10.2023
tarihinde Resmî Gazete’ de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile uzlaşma
sağlanması halinde tazminat davası açılamayacağını düzenleyen CMK 253/19
maddesini Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.
2023/43
Esas, 2023/141 Karar sayılı kararda “4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 24.maddesiyle
değiştirilen 253. Maddesiyle değiştirilen 253. Maddesinin (19) numaralı
fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşma sağlanması halinde, soruşturma konusu
suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; …” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna
ve İPTALİNE” şeklinde hüküm kurmuştur.
“Hak
arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkeme erişim hakkıdır. Mahkemeye
erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir
mahkeme önüne getirilmesini de kapsar. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya
zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama
veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını
giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava
hakkını kullanabilmesidir.
Kuralda
uzlaşmanın sağlanması halinde tazminat davası açılamayacağı öngörülmüştür. Ceza
soruşturmasına konu suç nedeniyle zarara uğrayan kişilerin maddi ve manevi tazminat
talebiyle yargı mercilerine başvurabilmeleri mahkemeye erişim hakkının bir
gereğidir. Bu itibarla uzlaşmanın sağlanması halinde, ilgililerin soruşturma
konusu suç nedeniyle uğradıkları zararın tazmini talebiyle yargı mercilerine
başvurabilmesine imkân tanımayan kural mahkemeye erişim hakkını
sınırlamaktadır.”
Anayasa
Mahkemesi yukarıda açıklanan gerekçeler ile CMK’nın 253. Maddesinin 19 numaralı
fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan hükme göre uzlaşma sağlanmasının yargı
yükünü hafifleteceği ancak bunun sonucunda hak kaybına uğrayan kişinin maddi
manevi tazminat davası açamayacak olması, her ne kadar uzlaşma sağlanmadan önce
kişi bu konuya dair bilgilendirilse de maddenin amacı olan yargının iş yükünün
hafifletilmesi sonucu mahkemeye erişim
hakkına getirilen sınırlamanın ölçülülük ilkesine aykırı olduğuna hükmetmiştir.
Mahkeme
ilgili maddenin orantılılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği
sebebiyle Anayasa’ya aykırı olduğu kararını vermiş ve temel hak ve
hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın ancak kanunla sınırlanabileceği, bu
sınırlamanın meşru bir amacının olması gerektiği ve sınırlamanın amacına ulaşma
bakımından elverişli olması gerekliliğini vurgulamıştır.
Yukarıda
açıklanan sebeplerden dolayı mahkeme ilgili maddenin ölçülülük ilkesine aykırı
olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir.
Kaynakça:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/10/20231018-10.pdf