Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

ANAYASA MAHKEMESİ SİYASİ KİŞİLERİN BİRBİRLERİ HAKKINDA KULLANDIĞI ‘’ÇAPSIZ’’ VE ‘’İLERİ DERECEDE GERİ ZEKÂLI’’ İFADESİNİN SERT ELEŞTİRİ MAHİYETİ TAŞIMASI DOLAYISIYLA BAŞVURUCUNUN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANDIĞINA HÜKMETTİ

ANAYASA MAHKEMESİ SİYASİ KİŞİLERİN BİRBİRLERİ HAKKINDA KULLANDIĞI ‘’ÇAPSIZ’’ VE ‘’İLERİ DERECEDE GERİ ZEKÂLI’’ İFADESİNİN SERT ELEŞTİRİ MAHİYETİ TAŞIMASI DOLAYISIYLA BAŞVURUCUNUN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANDIĞINA HÜKMETTİ

Anayasa Mahkemesi’nin 2022/25403 başvuru numaralı 17.7.2024 tarihli kararı uyarınca başvurucu ana muhalefet partisi eski liderinin söylemlerine bağlanan hukuki sonuç kapsamında ifade özgürlüğünün kısıtlandığı hüküm altına alınmıştır.

 

Dava konusu olay, başvurucu ana muhalefet partisi eski liderinin Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında dönemin Dışişleri Bakanı hakkında kullandığı ‘’çapsız’’ ve ‘’ileri derecede geri zekalı’’ ifadelerinin kullanılması ile vuku bulmuştur.

 

Dönemim Dışişleri Bakanı bu ifadeleri hakaret oluşturması iddiasıyla yargıya taşıyarak manevi tazminat davası açmış, dava sonucunda 4.000 TL tazminata hak kazanmıştır.

 

Yargıtay’ın önüne gelen bu dosyada Yargıtay, ilk derece mahkemesinin kararını bozarak tarafların siyasi kimlikleri ve sarf edildiği bağlam da dikkate alındığında ifadelerin ‘’sert eleştiri’’ kapsamında olduğunu değerlendirmiştir. 

 

İlk derece mahkemesi bozma sonucunda kararında direnmiştir. Bunun üzerine mezkûr dava dosyası Yargıtay 4. Hukuk Dairesince incelenmiş bozma kararında düzeltilecek bir husus olmadığına kanaat getirmiştir.

 

Son olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen dosyada incelemeler neticesinde ilk derece mahkemesinin direnme kararı yerinde görülmüş tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ‘’çapsız’’ ifadesinin sert eleştiri mahiyetinde olmasıyla direnme kararının bu yönden hatalı olduğunu öte yandan ‘’ileri derecede geri zekalı’’ ifadesinin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği dolayısıyla direnme kararının bu açıdan doğru olduğu kanaatine varmıştır.

 

Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelen bu başvuruda başvurucu, ilgili ifadelerin tazmin edilmesinin ifade özgürlüğünün ihlal edilmesine sebep olduğunu ileri sürmüştür.

 

Anayasa Mahkemesi değerlendirmesinde:

 

İfade özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkının çatıştığına ışık tutmuştur. Anayasa Mahkemesi; somut olayın koşullarında başvurucunun davacı hakkında kullandığı ifadeler sebebiyle aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin zorunlu bir ihtiyaca karşılık gelip gelmediğini, müdahalenin gerçekleşmesinin amaçlanan meşru amaçla orantılı olup olmadığını, davanın bütününe bakarak değerlendirmiştir. Bu bağlamda ifadelerin kim tarafından dile getirildiği, hedef alınan kişinin kim olduğu, ünlülük düzeyi ve katlaması gereken eleştirinin sade bir vatandaşa göre daha geniş olup olmadığı, ifadelerin herhangi genel yarara ilişkin bir tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığı, şikayetçinin yöneltilen ifadeler ile ilgili cevap verme olanağının mevcudiyeti, ifadelerin bağlamından ne kadar ayrı değerlendirildiği, söz konusu ifadelerin değer yargısı niteliğine haiz olup olmadığı hususlarını gözetmiştir.

 

Yine mahkemeye göre ilgili ifadeler Meclis grup toplantısında sarf edilmiş, ülke gündemine ilişkin bir konu bağlamında söylenmiş, dış politika ile ilgili gözlem ve eleştiri niteliğinde değer yargısı niteliğine haiz ifadelerdir.

 

Çapsız ifadesi davacının yürüttüğü görevin niteliklerini taşıyamamasına ilişkin olup yürüttüğü kamu görevine ilişkin ve yine kamuoyunu ilgilendiren bir konuda yapılan tartışmanın bir parçasıdır. ‘’Siyasetçilerin birbirlerine karşı kullandıkları sözlerin açıkça polemik çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını konsolide etmeye yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olduğu kabul edilmelidir.’’  ifadesi de mahkemenin kanaatine ışık tutmaktadır.

 

Son olarak ‘’Bütün bu açıklananlara rağmen başvurucunun kullandığı dil ve üslubun davacı açısından rahatsız edici olduğu iddia edilebilir. Ancak bu noktada Anayasa Mahkemesinin kararlarında istikrarlı bir şekilde benimsediği gibi, demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade özgürlüğünün, sadece kabul gören veya zararsız yahut kayıtsızlık içeren bilgiler ya da fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğu unutulmamalıdır.’’ paragrafı mahkemenin bu konuda tavrını netçe betimler niteliktedir.

 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

 

Kaynak: https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2022/25403

HABERİ PAYLAŞIN
HABERİ YAZDIRIN