Anayasa
Mahkemesi 16.09.2024 tarihinde yayınladığı “Serap Aslan Acet Başvurusu” adlı
kararında, verilen zam oranını yeterli bulmadığı için işyeri yetkililerine
gönderdiği e-posta nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen çalışanın ifade
hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi.
Bireysel
başvuru özetle, elektronik postada sarf edilen söz sebebiyle iş akdinin
feshedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle
de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
Başvurucu,
iş akdinin haksız feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesine
karar verilmesi talebiyle işveren aleyhine işçi ile işveren ilişkisinden
kaynaklanan alacak davası açmıştır. Yerel Mahkeme, davanın reddine karar
vermiş; karar gerekçesinde başvurucunun kendisine yapılan yıllık %5,3
oranındaki ücret artışını benimsemeyerek işyerindeki yönetici ve işçilerin
hesabına "Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan
kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında
paylaşsınlar, bilgilerinize." şeklinde elektronik posta attığına
değinmiştir.
Söz
konusu elektronik postanın 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince işverenin veya onu temsile yetkili olan
ve zam oranını belirleyen işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar
verebilecek örtülü hakaret niteliği taşıdığını, işveren tarafından yapılan
feshin haklı olduğunu belirterek başvurucunun kıdem ve ihbar tazminatı talebini
reddetmiştir. Başvurucunun temyiz talebi üzerine Yargıtay tarafından da karar
onanarak kesinleşmiştir. Başvurucu, bu durum üzerine bireysel başvuruda
bulunmuştur.
Anayasa
Mahkemesi yaptığı incelemede özetle, özel hukuk iş ilişkisi kapsamında çalışan
bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan haklarına yönelik müdahale iddiası
içeren uyuşmazlıklarının karara bağlandığı davalarda yargı mercilerince söz
konusu güvencelerin göz ardı edilmemesi gerektiğini, işveren ve çalışanlar
arasındaki çatışan çıkarların adil biçimde dengelenmesi, ulaşılan sonuç
hakkında hüküm kurulurken ilgili ve yeterli gerekçeler sunulması gerektiğine
değinmiştir.
Başvurucunun
maaş zammını düşük bulduğu ve bu durumdan duyduğu rahatsızlığı ilgililerin
dikkatine sunmaya çalıştığı; Yerel Mahkemenin ise elektronik postada kullanılan
eleştirel üslubun işyeri disiplinini, düzenini ve çalışma barışını nasıl
olumsuz etkilediğine dair bir değerlendirmede bulunmadığını belirtmiştir.
Alacak
davasını reddeden Yerel Mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işveren
ve/veya işveren vekillerinin şeref ve itibar hakları arasında adil bir denge
kurabildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını ifade etmiştir. Dolayısıyla
Mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işyerinin disiplini, düzeni ve
çalışma barışının sağlanması amacı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik
ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmadığı sonucuna ulaşmıştır.
Anayasa
Mahkemesi, açıklanan nedenlerle başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğine karar vererek ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece
mahkemesine gönderilmesine ve başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat
ödenmesine hükmetmiştir.
Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/09/20240916-10.pdf