Anayasa Mahkemesi 15/9/2021 tarihinde, Metin Bekiroğlu ve Özgür Atagün
(B. No: 2018/35266) başvurusunda, Anayasa madde 17 ile güvence altına alınan
yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğünün eksikliği sebebiyle ihlal
edildiğine karar verdi.
Olay: Başvurucuların içinde bulundukları toplu taşımada
kullanılan araca zırhı polis aracından ateş açılmış bunun neticesinde olayla
ilgili Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma
başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında polislerin ifadeleri alınmış ve
sonrasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir.
Diyarbakır Barosunun olayla ilgili başvuruş sonucunda Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığı da kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir. İtiraz üzerine Sulh
Ceza Hakimliği itirazı incelemiş ve usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı
gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.
Bunun sonucunda başvurucular tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunulmuştur.
Başvurucuların
İddiaları: Sivillerin
içinde olduğu toplu taşıma aracına kolluk kuvvetleri tarafından hayati tehlike
oluşturacak şekilde gerçekleştirilen ateşli silah kullanımı durumuna karşı etkili
soruşturma yapılmayarak yaşam hakkının ihlal edildiği.
Mahkemenin
Değerlendirmesi: Lice
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan söz konusu soruşturma mala
zarar verme suçu kapsamında yapılmış ve takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştır.
Bu nedenle soruşturmada ateşli silah kullanımı bağlamında yaratılan yaşamsal
tehlike değerlendirilmemiştir.
Başsavcılık tarafından araştırma ve inceleme yapılmadan verilen
kovuşturmaya yer olmadığı kararında “…bölgenin sıkıntılı bir bölge olması
nedeniyle muhtemelen terör örgütü üyelerinin açtığı ateş sonucunda aracın zarar
görmüş, mağdurların yaralanmış olduğu ve soruşturmayı yürütmekte hukuki yarar
bulunmadığı” gerekçesine dayanılmıştır. Oysa minibüsü hasara uğratan merminin
polis aracında bulunan ağır makineli silahtan atıldığı bilgisi Kriminal Polis
Laboratuvarı raporunda bulunmaktadır.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığının bilgi sorulmasına dair talebe iki yıl
cevap vermemesi dahi tek başına soruşturma sürecindeki özensizliğe dair açık
bir bulgudur.
Bireysel başvuruya temel olan olaya ilişkin hemen hemen hiçbir araştırma
inceleme yapmamış olan Başsavcılığın hayati tehlike yaratan ateşli silah
kullanımına ilişkin olarak olayı tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve
sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam
hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir
soruşturma yürüttüğünü söylemek mümkün görünmemektedir. Sonuç olarak yürütülen
soruşturma sürecinin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü
ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan
yaşam hakkına ilişkin etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
şeklinde hüküm kurmuştur.