Söz
konusu olayda davacı şirketin davalı banka nezdindeki hesabından bilgisi ve
onayı dışında 736.712,05 TL’sinin başka şahısların banka hesabına aktarılması
sebebiyle dava açılmıştır. Davacı şirketin muhasebe departmanında çalışan kişi
tarafından düzenlenen sahte imzalı faks talimatları ile bu paranın aktarıldığı
ortaya çıkmıştır. Olayda davalı bankanın kusuru ve sorumluluğu bulunduğu davacı
tarafından iddia edilmiş bunun sebebinin ise bankanın müvekkilinden herhangi
bir bilgi ve teyit ve onay almadığını, talimatların doğru olup olmadığı
hususunda müvekkili şirket ile irtibata geçmediğini, faks talimatlarındaki
imzaların müvekkili şirkete ait olup olmadığını kontrol etmediğini,
talimatlardaki sahtecilik ilk bakışta anlaşılabilecek durumda olmasına rağmen
müvekkiline bilgi verilmediğini, davalı bankanın faks asıllarını müvekkili
şirketten istemediğini, bankanın kusurlu işlemleri nedeniyle 103 adet usulsüz
işlemle müvekkilinin zarara uğratıldığını, bankanın imtiyazlı kuruluş olarak en
hafif kusurunun neticelerinden dahi sorumlu bulunduğu gösterilmiştir. İlk
Derece Mahkemesi kararında, davalı banka şubesinin kendi iç talimatlarına
aykırı olarak 20.000,00-TL'nin altındaki EFT ve havale talimatları faks ile
gelse dahi teyit etmediği, bu durum karşısında davalı bankanın zararın doğumuna
sebebiyet verdiği, diğer yandan davacı şirketin de işlerinde özenli
davranmayarak kendi çalışanını denetlemediği gibi hesaplarının da günlük, aylık
ve dönem sonları itibari ile yapılması gereken denetim ve kontrolünü yapmadığı,
böylelikle zararın doğumuna kendisinin de sebebiyet verdiği, bu nedenle zararın
meydana gelmesinde davalı bankanın %80, davacının ise %20 oranında kusurlu
olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 589.369,64-TL tazminatın ticari
faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dava istinaf mahkemesine taşınmıştır. İstinaf mahkemesi olarak görev yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk dairesi 01.06.2023 tarihli ve 2021/40 Esas sayılı kararında, dava konusu edilen para transferlerinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmiş olması, imzalanan sözleşme ile bankanın faks teyidi aramaksızın talimatı yerine getirmeye yetkili olduğunun davacı tarafça kabul edilmiş olması, işlemleri yapan kişinin davacı tarafça davalı bankaya teyit alınacak kişi olarak bildirilmiş olması, faks talimatlarındaki imzanın davacı şirket yetkilisinin imzası ile çıplak gözle ayırt edilemeyecek derecede benzer olması, yaklaşık bir yıllık süre içerinde toplam 103 adet bu şekilde işlem yapılmış olmasına rağmen, davacı şirketin basiretli bir tacir olarak hesaplarında usulsüzlük yapıldığından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olması da hep birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu para transferlerinin davacı şirketin bilgisi ve onayı ile yapıldığının kabulü gerekmektedir şeklinde gerekçe gösterilerek davalı bankanın istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar vermiş ve ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.