Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30.06.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan, 2019/6 Karar sayılı, 29.11.2019 kararıyla, Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 6/A maddesi gereği nama yazılı olarak düzenlenmesi gereken bonoların emre yazılı düzenlenmesi hâlinde nama yazılı düzenlenmemesi nedeniyle geçersizlik iddiasının senedi ciro yoluyla devralmış iyi niyetli hamile karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konusunda içtihatların birleştirilmesi talebi, söz konusu düzenleme, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/5. maddesi ile "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." şeklinde kabul edilen hükümle sadece tüketiciler yönünden geçersiz olduğu belirlenmek suretiyle kanun koyucu tarafından içtihat aykırılığını giderecek şekilde düzenleme yapılmış olduğundan içtihatların birleştirilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
“Tartışma, Kanundaki “ geçersizliğin kamu yararı ile ilgili olup olmadığı ile ilgilidir." Bir kısım müellife göre bu hüküm, emredici bir kanun hükmü olarak değerlendirilir ise geçersizlik bir kamu yaran ile ilgili olduğundan tüketicinin korunması esasının işlemlerdeki emniyetinin korunması ilkesine oranla öncelik tanınması gerektiğinden, nama yazılı düzenlemesi gerekirken emre yazılı olarak düzenlenmiş bononun, kambiyo senedi vasfı taşımadığı ancak adi senet olarak geçerli olacağı ve bu geçersizliğin de mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği bunun sonucu olarak da kambiyo vasfını taşımayan bir senet ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip söz konusu olamayacaktır.
Ancak bu geçersizliğin mutlak bir defi olarak kabulü ile kambiyo senedinin tamamen geçersiz olması görüşü; kambiyo hukuku açısından birtakım sıkıntılara yol açacaktır. Zira emre yazılı kıymetli evrak kamu itimadına mazhar senetlerden olup bu niteliğinden dolayı üçüncü şahısların iyi niyetleri korunmaktadır. Aksi durumda emre yazılı senetlerin tedavül etme özelliğini de göz önünde bulunduracak olursak, senette var olan bilgilere güvenerek onu iktisap eden kişi açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecektir,
Bir diğer görüş 4077 sayılı Kanunun 6/A maddesinin 3. fıkrasında öngörülen geçersizlik, kambiyo senedinin geçersizliği üzerinde etkisi olmayıp temel ilişkinin tarafları arasında kişisel defi oluşturacak olup, sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ifade edecek. bu durumda da iyi niyetli üçüncü kişilere karşı senedin geçersiz olduğuna dair bir defi ileri sürülemeyecektir.
Başka bir görüş ise kambiyo senedi geçerli tutulmalı ancak nama yazılı senet dışında başka bir senet alınması hâlinde tüketicinin zararlarının tazmin edilmesi yanında ciddi para cezaları ile bu davranışın caydırılmaya çalışılmasının düşünülmesi gerektiği ifade edilmiştir.”
Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/06/20200630-17.pdf