Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin
2024/3362 E.2024/5219 K. sayılı ilamı Resmî Gazete’de yayımlandı.
Taraflar arasında, İlk Derece
Mahkemesinde görülen Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali davasında davanın
reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinde görülen
davada davacı vekili, müvekkilinin
kendisine ait dizüstü bilgisayarı satmak istediğini, satın alacak kişiye teslim
etmesi için ablasına gönderilmek üzere davalı kargo şirketine teslim ettiğini,
ancak davalı şirket çalışanları tarafından kimlik bilgileri tespit edilmeksizin
bilgisayarın yetkisiz kişiye teslim edildiği ileri sürülerek bilgisayar bedeli
ve taşıma bedelinin davalı kargo şirketinden tahsili için Bodrum İlçe Tüketici
Hakem Heyeti Başkanlığına yapılan başvuru üzerine, anılan Heyet tarafından
taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici hakem heyetinin görev
alanına girmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini ileri sürerek
anılan kararın itirazen incelenerek iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, görevli
mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek usulden ve esastan
davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin
yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada mevcut bilgi ve
belgeler, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/1264 E.,
2022/1285 K. sayılı emsal ilamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde
uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği
kanaatiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin
yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet
Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
Uyuşmazlık, görevli mahkemeye
ilişkin olup Yargıtay kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca
etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına 26.06.2024 tarihinde oy
birliğiyle karar verilmiştir. Yargıtay’ın dava konusu uyuşmazlığa ilişkin
gerekçeleri şu şekildedir:
1. Dava, Tüketici Hakem Heyeti
kararının iptali istemine ilişkindir. 6502 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin
(k) bendinde tüketici; "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden
gerçek veya tüzel kişi” olarak, tüketici işlemi ise "mal veya hizmet
piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki
amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya
tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık,
sigorta, vekalet bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her
türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak tanımlanmıştır. Anılan Kanun'un 66
ncı maddesinin birinci fıkrasında "Bakanlığın, tüketici işlemleri ile
tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak
amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle belirlenen ilçe
merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla görevli"
olduğu, 68 inci maddenin birinci fıkrasında "değeri 2.000.00 TL'nin
altında (karar tarihinde 66.000,00 TL) bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici
hakem heyetlerine başvurunun zorunlu" olduğu, 83 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında da "taraflardan birini, tüketicinin oluşturduğu işlemler ile
ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi
sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını
engellemeyeceği" düzenlenmiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, kargo
taşıma sözleşmesi nedeniyle davalıya teslim edilen ürünün yetkisiz bir kişiye
tesliminden dolayı ürün bedeli ve taşıma bedelinin tahsili talep edilmekte olup
davacı gönderici, 6502 sayılı Kanun'un 3’üncü maddesinde ifade edilen
"tüketici", davalının işlemi ise aynı maddede ifade edilen
"tüketici işlemi" olup Kanun'un 66 ve 68 inci maddeleri hükümleri
gereğince uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında ve Tüketici Hakem Heyetinin
görev alanı içinde bulunmaktadır. Kaldı ki 6502 sayılı Kanun'un 83’üncü
maddesinin ikinci fıkrası açık hükmü de tereddüde yer bırakmayacak şekilde
somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında bulunduğunu vurgulamaktadır.
3. Görevle ilgili düzenlemeler
kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her
aşamasında resen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev
itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa dahi mahkeme resen, ilk
önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Böylece Yargıtay tarafından,
uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, Tüketici Hakem Heyetinin
uyuşmazlıkta görevli olduğunun kabulü ile işin esasının incelenerek hüküm
kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan
kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulması karar verilmiştir.
Kaynak:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/10/20241015-6.pdf