Bilindiği
üzere 6102 sayılı TTK'nun 778. Maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 749.
maddesi gereğince, bonolar açısından keşideciye karşı başlatılacak takiplerde
zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır.
Ancak
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2019/13869 K. 2020/6153 sayılı ve 1.7.2020
tarihli kararıyla; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde TMSF’nin
alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olarak
öngörüldüğünü, aynı kanunun 132/8 maddesine göre bir bankanın alacaklarının
devralınması halinde bu alacakların devir ile birlikte Fon (TMSF) haline
geleceği dolayısı ile söz konusu alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine İcra
ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış olan takiplerin de kaldığı yerden
devam edeceği, bu şekilde TMSF’ye intikal eden alacakların zamanaşımı süresinin
ise 20 yıl olacağı kararına varılmıştır.
Söz
konusu kararın önemli noktaları şu şekildedir;
‘’Alacaklı tarafından bonoya dayalı
olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin
kesinleşmesinden sonra borçluların zamanaşımı nedeniyle icranın geri
bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince,
şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklı
vekili tarafından alacaklı şirketin %100 hissesinin TMSF’ye ait olması nedeni
ile alacağın Fon alacağı olduğu ve zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu ileri
sürülerek istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince,
alacaklı banka tarafından takip alacağının 23/07/2014 tarihinde ... .
(Birleşim) Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik edildiği, alacaklı bankaca yapılan
takibin devamına ilişkin işlemler nedeniyle alacağın 3 yıllık zamanaşımına
uğramadan TMSF'ye temlik edildiği, bu nedenle alacağın, bu temlik tarihi
itibariyle 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi hale geldiği gerekçesi ile
alacaklının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun
353/1-b(2) maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği
görülmüştür.
Takibin dayanağı bono olup takip tarihi
itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. Maddesinin göndermesiyle
bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 749. maddesi gereğince,
keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3
yıldır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141.
maddesinde TMSF’nin alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi
20 yıl olarak öngörülmüştür. Aynı Kanunun 143/4. maddesine göre TMSF’nin en az
yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, TMSF’den devraldığı
alacaklarla ilgili olarak aynı Kanunun 132. maddesinin sekizinci fıkrasında
TMSF’ye tanınan hak ve yetkileri kullanabileceği düzenlenmiş olup Bankacılık
Kanunu’nun 132/8. maddesinde ise “Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca bir
bankanın alacaklarının devralınması hâlinde bu alacaklar, devir tarihi
itibarıyla Fon (TMSF) alacağı haline gelir ve bu alacaklarla ilgili olarak
borçlu aleyhine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış
bulunan takipler ile alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam
edilir.” hükmü yer almaktadır. Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesinde TMSF’ye
devredilen bankalarla ilgili hükümler yer almakla birlikte TMSF’nin kendisine
devredilen bankanın alacaklarını da devralabileceği düzenlenmiştir. Sonuç
olarak, bir alacağın Bankacılık Kanunu’nun 132/8. maddesi kapsamında TMSF
alacağı haline gelebilmesi için bu alacağın, hisselerinin çoğunluğunun veya
tamamının TMSF’ye intikal eden bankadan TMSF’nin kendisine devralmış olması
gerekir. Bu şekilde TMSF’ye intikal eden alacaklar Bankacılık Kanunu’nun 141.
maddesi uyarınca 20 yıllık zamanaşımına tabidir. Varlık yönetim şirketlerinin
zamanaşımına ilişkin hükümden faydalanabilmesi için ise alacağın TMSF’den
temlik alınmış olması ve hisselerinin en az yüzde yirmisinin TMSF’ye ait olması
şarttır.’’
Kaynak: Yargıtay 12. HD.,
E. 2019/13869 K. 2020/6153 T. 1.7.2020