5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunununda bazı suçlar hakkında hukuken doğurduğu haksızlık ölçütü nazara alınarak zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olan uzlaştırma müessesesi düzenlenmiştir. 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. Maddesi ile de 5271 sayılı Kanun’un uzlaştırma kapsamında gördüğü suçların kapsamı arttırılmış ve yapılan değişikliklerle birlikte dolaylı olarak 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenen “İcra Ceza Suçları” da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir.
Değişikliğin düzenlendiği 34. Madde ;
5271 sayılı Kanunun 253 üncü maddesinin başlığı “Uzlaştırma” şeklinde değiştirilmiş; maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerinden sonra gelmek üzere sırasıyla aşağıdaki alt bentler eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş; üçüncü fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresi madde metninden çıkarılmış; dördüncü fıkrasında yer alan “hâlinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi” ibaresi “ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı” şeklinde ve “Cumhuriyet savcısı” ibaresi “Uzlaştırmacı,” şeklinde değiştirilmiş; dokuzuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmış; onbirinci ve onikinci fıkralarında yer alan “Cumhuriyet savcısı” ibaresi “Uzlaştırma bürosu” şeklinde değiştirilmiş ; onbeşinci ve yirmibirinci fıkralarında yer alan “Cumhuriyet savcısına” ibareleri uzlaştırma bürosuna şeklinde değiştirilmiştir. hükümlerini içermektedir.
Bu kapsamda, ilgili yasa değişikliğinden önce 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa bile etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilememekteydi. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 354. Maddesindeki; “Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer.” amir hükmünün uzlaşmayı kendi bünyesinde barındırdığı dikkate alındığında, Ceza Muhakemesi Kanunun ilgili hükümlerine göre uzlaştırma müessesesinin işletilebilmesi açısından icra mahkemesince herhangi bir işlem yapılabilmesi de mümkün gözükmemekte ve uygulamada da başvurulamamaktaydı.
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla birlikte ise Ceza Muhakemesi Kanunun 253. Maddesinin 3. Fıkrasındaki etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile ibaresi kaldırılmış olup, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilmiş suçların dahi (istisnalar haricinde) uzlaştırma kapsamında her Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde kurulmuş olan Uzlaştırma Bürosuna gönderileceği açıklığa kavuşturulmuştur.
Keza Yargıtay’ında bu kapsamda verdiği güncel kararlar bu doğrultudadır. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 22.03.2017 tarihli 2015/30876 Esas 2017/2523 K.sayılı kararında aynen; “02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin aynı Kanun'un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253. Ve 254. Maddelerinin uygulanması zorunluluğu…” bulunduğundan bahisle ilgili suçlar bakımından uzlaştırma prosedürünün işletilmemesini bozma nedeni kabul etmiştir.[1] Şeklinde içtihat etmiştir.
Sonuç olarak işbu düzenlemeyle birlikte 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen suçlar açısından da uzlaştırma prosedürü resen uygulanacak olup, açılmış ve görülmekte olan davalarda Mahkeme ilgili dosyayı resen uzlaştırma bürosuna gönderecektir.
Bu kapsamda, kısaca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında uzlaştırma sürecinin uygulamadaki işleyişine ve elde edilecek sonuçlarına da değinmemiz gerekirse; öncelikle uzlaştırma, farklı menfaatlere sahip kimselerin, karşılıklı yararlarını birbirine yakınlaştırarak, aralarında bir anlaşma sağlamak olduğunu ifade etmek isteriz. Uyuşmazlığın bu yolla sona ermesi, geleneksel metotlara oranla, hem taraflar açısından daha bağlayıcı, hem de gerçek zararın tespiti ve karşılanması yönünden daha rasyoneldir.[2] Bu kapsamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın güncel tarihli bir dosya hakkında Yargıtay Ceza Genel Kuruluna İcra İflas Kanununa aykırı davranmak suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararına karşı yaptığı itirazın münderecatında sunduğu istatistikleri paylaşmakta fayda görmekteyiz.
“2015 yılında ülke genelinde toplam 7.115.323 ayrı eylem sebebiyle toplam 3.542.108 soruşturma dosyası açılmış, yapılan soruşturmalar neticesinde 3.219.415 ayrı eylem sebebiyle toplam 1.469.410 dava dosyası ceza mahkemelerinin önüne gelmiştir. Sözü edilen bu soruşturma ve kovuşturmalar sürecinde özellikle ön ödeme ve uzlaşma sebebiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sayıları oldukça düşük bir seyir göstermiştir. Diğer bir ifadeyle, bu alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin ceza adalet sisteminin iş yükü üzerinde etkisi çok sınırlı seviyede kalmıştır. 2015 yılında, ön ödeme kapsamında kalan suçların toplam suç sayısına oranı binde bir düzeyinde olup, sadece 1.167 dosya ön ödeme sebebiyle sistem dışına çıkartılmıştır. 2015 yılında uzlaşmayla sonuçlanan dosya sayısı 8.485 olup, bu rakam soruşturma sayısına oranlandığında oldukça düşük bir orana isabet etmektedir. İstatistiklerdeki bu düşük seyir, bir taraftan sözü edilen kuramların kapsamı içinde bulunan suç türlerinin sayıca az olmasından, diğer taraftan bu kuramların uygulanmasını kısıtlayan ya da etkinliğini azaltan usul hükümlerinden kaynaklanmaktadır.”[3]
Uzlaştırma kapsamının genişletilmesi ve icra ceza suçlarının da bu kapsama alınmasıyla birlikte tarafların ortak bir paydada buluşabilmeleri yargılamanın bir süjesi olmayan, sadece bu işle görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından yargılama dışında çözüme kavuşturulması gerek tarafların iradelerinin dosyaya etkisi gerekse de alternatif çözüm yollarının işleyişi ve yargıdaki dosya yükünün azaltılması yönünden önemlidir. Bu kapsamda uzlaştırmacı soruşturma evresinde soruşturma dosyasının, kovuşturma veya dava aşamasında ise dava dosyasının kendisine gönderilmesinden 30 gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır.
Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır. Yine soruşturma veya dava dosyasında yer alan adreslerinde mağdura, suçtan zarar görene veya bunların kanuni temsilcilerine ulaşılamaması halinde uzlaştırma uygulanmadan soruşturma dosyası ise soruşturmaya; kovuşturma yahut dava ise dosyanın incelenmesine devam edilecektir.
Uzlaştırma müzakerelerinde kişiye uzlaştırmanın mahiyeti ile uzlaştırma teklifini kabul etmesinin veya reddetmesinin hukuki sonuçları anlatılmaktadır. Bu noktada uzlaştırmacı, uzlaştırma görüşmelerinin olumlu bir şekilde sonuçlanabileceğini düşünmekteyse yukarıda belirttiğimiz 30 günlük süreyi Uzlaştırma Bürosu 20 gün daha uzatabilmektedir.[4]
Bu husus ise aslında kanunun gayesini en iyi şekilde yansıtmakta olup esas olanın yargılama yapılmadan alternatif çözümlerle dosyanın en hızlı şekilde sonuçlandırılmasıdır. Bu kapsamda icra ceza suçlarının da uzlaştırma kapsamına alınmasıyla birlikte taraflar yargılama başlamadan önce deyim yerindeyse “köprüden önce son çıkış” düşüncesiyle uzlaştırma görüşmelerine davet edilecek; başarıya ulaşan dosyalar bakımından süreç kısalacaksa da uzlaştırma görüşmelerinden sonuç alınamaması halinde yargılamada da bir ila bir buçuk ay kadar gecikme söz konusu olabilecektir.
[1] Yarg. 19. CD. 22.03.2017, E. 2015/30876, K. 2017/2523 (www.hukukmedeniyeti.org)
[2] Prof. Dr. Caner Yenidünya, “Son Düzenlemeler Işığında Uzlaştırma Kurumu”,
www.hukukihaber.net/son-duzenlemeler-isiginda-uzlastirma-kurumu-cmkm253-255-makale,5087.html (04.05.2017).
[3] Yarg. 19. CD. 9.1.2017, E.2016/16221, K. 2017/5 (Kazancı Bilişim- İçtihat Bilgi Bankası)
[4] 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 253. (www.mevzuat.gov.tr)