Etkin Pişmanlık; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen, bir suçun işlenmesinden sonra failin pişmanlık göstermesi durumunda cezasının azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması halidir.
Her suç tipi açısından etkin pişmanlık ve ceza indiriminin uygulanması mümkün değildir. Etkin pişmanlık hallerinin hangi suçlarda uygulanacağı kanunda açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla TCK’da sınırlı olarak belirtilen suçlar açısından alanı bulabilecektir. Örneğin; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (m.110), malvarlığına karşı suçlar (m 168), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma (m. 192), suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (m. 221), zimmet suçu (m. 248), rüşvet suçu (m.254), iftira suçu (m. 269), yalan tanıklık suçu (m. 274) bakımından TCK’da etkin pişmanlık hükümleri yer almaktadır.
Etkin pişmanlık, ilgili olduğu suçun haksızlık ve suç olma niteliğini etkilemediği gibi failin kusurluluk durumu üzerinde de bir etkisi yoktur. Dolayısıyla cezanın tamamen ortadan kaldırılmasını gerektiren bir halin varlığında dahi suçsuz bulunmak anlamına gelen beraat kararı değil; ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir.
Etkin pişmanlığın ceza kanununda belirtilen şekliyle anlam bulabilmesi için belli bir süre zarfında gerçekleştirilmesi gerekir. Bu sürenin başlangıcı, kural olarak suçun işlenmesinin sona erdiği andır. Ancak eylemin sona ermesi her zaman suçun işlenmesinin sona erdiği anlamını getirmez. Örneğin; mağdura ateş edip feci şekilde yaralayan failin eylemi ateş etmeyi bitirdiği anda sona ermiştir. Ancak kasten öldürme suçu, mağdurun öldüğü anda tamamlanmış olacaktır.
Etkin pişmanlık kavramı genellikle gönüllü vazgeçme kavramı ile karıştırılmaktadır. Fakat bu iki kavram arasında belirgin birtakım farklılıklar mevcuttur. Etkin pişmanlık; suçun tamamlanmasından veya artık tamamlanma olanağı kalmadığının açık bir şekilde ortaya çıkmasından sonra ortaya çıkmaktayken gönüllü vazgeçme ise suçun tamamlanma anına kadar meydana gelen bir kavramdır.
Etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için failin pişmanlık gösteren eylemleri bizzat kendisinin gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda örneğin; hırsızlık suçunda çalınan malın iadesi fail tarafından değil de, failin bir yakını tarafından gerçekleştirilirse fail etkin pişmanlık hükmünden yararlanamayacaktır.
Etkin pişmanlıktan yararlanacak fail, suçunun olumsuz etkilerini gidermek için bir girişimde bulunmalı, failin suçtan duyduğu pişmanlık, basit bir üzülme derecesinde kalmamalı, bu pişmanlığın dış dünyaya yansıyan “etkin” bir yönü olmalıdır. Bu yönüyle mağdurun uğramış olduğu zarar tamamen giderilmiş olmalıdır.
Etkin pişmanlık nedeniyle cezaya hükmedilmemesini veya cezada indirim yapılmasını gerektiren davranışlar şahsi nedenler olduğundan sadece bu davranışı gerçekleştiren fail bakımından uygulanabilecek; buna karşın suç ortakları bakımından uygulanamayacaktır. Yani müşterek olarak işlenmiş bir suç söz konusuysa ve faillerden yalnızca biri pişmanlık göstererek mağdurun uğramış olduğu zararı tazmin ederse yalnızca bu fail hakkında etkin pişmanlık ve ceza indirimi hükümleri uygulanacak olup diğer fail veya failler hakkında herhangi bir yararlanma söz konusu olmayacaktır.
Etkin pişmanlık hükümleri, faile verilecek cezada indirim yapılmasını sağlamakla birlikte, bir takım etkin pişmanlık hükümleri de faile verilecek olan cezanın tamamen ortadan kalkması sonucunu doğurmaktadır.
Cezayı kaldıran etkin pişmanlık sebeplerinin söz konusu olduğu hallerde; fail tarafından gerçekleştirilen bir suç söz konusudur fakat bir takım mülahazalarla kanun koyucu, konusu suç olan bu fiilleri gerçekleştiren şahısların cezalandırılmamasını uygun görmüştür.
Hukuka uygunluk nedenlerinin var olduğu hallerde ise; esas itibariyle ceza kanunları tarafından suç olarak düzenlenmiş olan bir fiil, en başından itibaren hukuka uygun hale gelmektedir ve fiili gerçekleştiren şahsa, ortada işlenmiş bir suç olmadığı için ceza verilmemektedir.
Etkin pişmanlık ve ceza indirimi, her suç tipi bakımından ayrı ayrı incelenmeyi gerekli kılmaktadır. Çünkü suç tipine göre uygulanacak olan ceza indirim oranı da farklılık göstermektedir. Aynı zamanda etkin pişmanlığın gösterilme anına göre de verilecek olan cezada yapılacak indirim değişkenlik göstermektedir.
TCK’da yer alan düzenlemelere göre etkin pişmanlığın, kural olarak, en geç suça ilişkin hüküm verilme anına kadar ortaya çıkmış olması gerekir. Bunun istisnalarından biri TCK md 184/5’te düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçuna ilişkin etkin pişmanlık halidir.
Genel olarak aktarmış olduğumuz bilgiler ışığında; etkin pişmanlık hükümlerinin bir suça uygulanabilmesi için kanunda bu suç için etkin pişmanlığı düzenleyen bir düzenlemenin bulunması, suçun tamamlanmış olması, failin kanunda öngörülen biçimde aktif davranışının olması ve failin bu davranışının iradi olması unsurlarının gerçekleşmesi aranır.
Stj. Av. Esma Sena Tezcan
Kaynakça:
1. Dr. Ramazan Keklik, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Etkin Pişmanlık (Ankara, Adalet Yayınevi, 2016)
2. Artuk, Gökcen, Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler (İstanbul, Adalet Yayınevi, 15. Baskı)
3. Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi, Topo Hukuk Bürosu, https://www.topo.av.tr/etkin-pismanlik-ceza-indirimi.html/
4. Ar. Gör Ensar Baki, Türk Ceza Kanununda Etkin Pişmanlık, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/227124