1. Genel
Bakış
Adalet
Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, 6384 sayılı Kanun'un 9 Ocak 2013
tarihinde yürürlüğe girmesiyle kurulmuştur. Bu düzenlemeyle Anayasa Mahkemesi’nde
derdest olan makul sürede yargılanma hakkı şikayetleri ile mahkeme kararlarının
geç icrası, eksik icrası veya hiç icra edilmemesi gibi şikayetlere ilişkin
başvuruların, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu tarafından
incelenmesi kararlaştırılmıştır [1]. Bu düzenleme ile, bireylerin temel
haklarını etkili bir şekilde koruma altına almayı amaçlayan çok boyutlu bir
yaklaşımın parçası olarak, AİHM öncesinde ulusal düzeyde etkin bir başvuru
mekanizması sağlanmak istenmiş, hem bireylerin haklarının daha hızlı korunması
hem de uluslararası arenada Türkiye'nin insan hakları sicilinin iyileştirilmesi
hedeflenmiştir.
1.1.
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun Görevleri
Komisyon,
özellikle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği durumlarda,
bireylerin zararını tazmin etmeyi ve bu şikayetlerin Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne (AİHM) götürülmeden çözülmesini sağlamayı amaçlamaktadır [2]. Bu
bağlamda Komisyon, hem bireysel mağduriyetlerin giderilmesine hem de yargı
sistemindeki yapısal eksikliklerin tespitine önemli katkılar sunar.
Komisyon’un
görevleri 6384 sayılı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Olan Bazı
Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun”un 2. maddesi
uyarınca belirlenmiştir. Bu kapsamda, ceza hukuku, özel hukuk ve idare hukuku
alanlarındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiaları ile
mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği
iddialarına ilişkin başvuruları inceler [3].
Adalet
Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, yargılamaların makul sürede
tamamlanmaması gibi durumlarda bireylerin mağduriyetlerini gidermek için etkili
bir çözüm yolu sunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve ilgili komisyon kararları, bu
tür ihlallerin tazmini konusunda önemli içtihatlar oluşturmuş ve bireylerin
haklarının korunmasına katkı sağlamayı amaç edinmiştir. Bu durum, hem bireysel
mağduriyetlerin giderilmesi hem de yargı sistemindeki yapısal eksikliklerin
tespiti bakımından iç hukuk yollarının etkili olmasının gerekliliğini ortaya
koymaktadır.
a. Makul
Sürede Yargılanma Hakkı
Makul
sürede yargılanma hakkı, bireylerin adalete erişimini geciktiren yargı
süreçlerinin olumsuz etkilerini en aza indirmek açısından hayati bir öneme
sahiptir. Yargılamaların uzun sürmesi, bireylerin hak arama özgürlüğünü
zedelemekle kalmaz, aynı zamanda adaletin gecikmesi nedeniyle telafisi güç
mağduriyetlere yol açar.
Bu
noktada, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, uzun süren
yargılama süreçleri sonucunda ortaya çıkan hak ihlallerini tespit ederek
bireylerin zararlarını tazmin etmeyi ve adil bir çözüm sunmayı amaçlar.
Komisyonun
çalışmaları, sadece bireysel mağduriyetlerin giderilmesine değil, aynı zamanda
yargı sisteminin ulusal ve uluslararası insan hakları standartlarına uyumunun
güçlendirilmesine de katkı sağlar.
Böylece,
adaletin zamanında tecelli etmesi ve toplumda hukuka olan güvenin korunması
yönünde kritik bir mekanizma işlevi görür.
Sonuç
olarak, yargı süreçlerinde uzun süreli gecikmeler nedeniyle ortaya çıkan
mağduriyetleri incelemek ve bu durumlarda bireylerin zararını tazmin etmek
Komisyon’un temel hedefidir. Bu, temel insan haklarının korunması açısından
ulusal ve uluslararası standartlara uyumu sağlamada kritik bir adımdır.
b.
Kararların Geç/Eksik/Hiç İcra Edilmemesi
Adil
yargılanma hakkı, sadece doğru bir kararın verilmesiyle değil, aynı zamanda bu
kararın etkili, zamanında ve eksiksiz bir şekilde uygulanmasıyla hayat bulur.
Yargı kararlarının geç, eksik uygulanması ya da hiç uygulanmaması, bireylerin
temel haklarının ihlali anlamına gelir ve hukuka olan güveni ciddi şekilde
zedeler.
Bu
bağlamda, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, mahkeme
kararlarının icra edilmemesinden doğan ihlalleri tespit ederek mağdurların
zararlarını gidermeyi amaçlar. Komisyon, bu tür durumlarda uygun tazminat
miktarını belirleyerek hem bireysel mağduriyetlerin telafisine katkıda bulunur
hem de adaletin etkin bir şekilde sağlanmasına yönelik sistematik eksikliklerin
giderilmesini teşvik eder.
Mahkeme
kararlarının icrası, yargılama süreçlerinin nihai halkası olarak, bireylerin
hak arama özgürlüğünün tamamlanmasını sağlar ve hukukun üstünlüğünün
somutlaşması için vazgeçilmez bir unsurdur [4].
Adil
yargılanma hakkı, yalnızca adil bir karar verilmesiyle değil, bu kararın etkili
bir şekilde uygulanmasıyla tamamlanır. Bu doğrultuda, mahkeme kararlarının
uygulanmamasından kaynaklanan ihlalleri değerlendirmek ve uygun tazminatları
belirlemek Komisyon’un esas görevlerindendir.
c.
Etkin Başvuru Yolu Sağlamak
Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulmadan önce bireylerin şikayetlerini
giderebilecek etkili bir iç hukuk yolu sunmak, hem bireysel mağduriyetlerin
hızla çözülmesi hem de ulusal yargı sistemine olan güvenin pekişmesi açısından
büyük önem taşır.
Bu
tür etkin bir mekanizma, bireylerin adalete erişimini kolaylaştırarak, yargı
süreçlerinin insan haklarına uygun şekilde işlemesini sağlar ve hukuki
güvenliği artırır [5].
Adalet
Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nun işlevi, yalnızca bireylerin
haklarını korumakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ulusal hukuk sisteminin
işlerliğini artırmaya yöneliktir. Bu mekanizma, ihlal iddialarını ulusal
düzeyde çözüme kavuşturarak, AİHM’e yapılan başvuruların azaltılmasını
hedefler. Türkiye’nin bu yolla insan hakları sicilini uluslararası alanda
güçlendirmesi, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılığının somut bir göstergesidir.
2.
Komisyon’a Başvuru Şartları
2.1.
Tazminat Komisyonuna Başvuru
Başvurucu,
AİHM’nin kabul edilemezlik kararından sonra 9 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe
giren Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında
Kanun 6384 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca, Komisyon’a başvuruda
bulunabilir. Bu başvuru, ihlal iddiasının öğrenildiği tarihten itibaren 30 gün
içinde yapılmalıdır.
Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi bireysel başvuru hakkının etkin bir şekilde
kullanılabilmesi için öncelikle tüm iç hukuk yollarının tüketilmesini zorunlu
bir koşul olarak öngörmektedir.
Bu
gereklilik, hem bireysel başvuruların ulusal hukuk sistemi içinde çözülmesini
teşvik eder hem de uluslararası mahkemelerin sadece istisnai durumlarda devreye
girmesini sağlar [6].
Adalet
Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, AİHM'e başvurulmadan önce
başvurulması gereken zorunlu bir aşama olarak işlev görmektedir. Bu süreçte
başvuru yapılabilmesi için belirlenen şartlar, Komisyonun etkinliğini ve
bireylerin haklarının korunmasını garanti altına almak için özenle
düzenlenmiştir.
Bu
kapsamda, Komisyon, AİHM'ye başvurmadan önce zorunlu bir aşama olarak kabul
edilmiştir. Başvuru yapılabilmesi için gerekli şartlar şu şekilde
belirlenmiştir:
a. Yargı Süreçlerinin Uzun Sürmüş Olması
Makul
süre kriteri, davanın karmaşıklığı, tarafların davranışları ve yargı
mercilerinin etkinliği gibi unsurlara göre belirlenir.
Komisyona
başvuru yapılabilmesi için gerekli şartların başında, yargı süreçlerinin makul
süreyi aşmış olması gelmektedir. Makul süre kriteri, her somut olaya özgü
olarak belirlenir ve davanın karmaşıklığı, tarafların süreçteki davranışları,
mahkeme ve icra mercilerinin etkinliği gibi unsurlar dikkate alınarak
değerlendirilir. Bu yaklaşım, hem bireylerin adil yargılanma hakkının
korunmasını hem de yargı mercilerinin şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde
çalışmasını teşvik eder. Makul sürenin aşılması durumunda, bireylerin yaşadığı
mağduriyetlerin hızlı bir şekilde giderilmesi Komisyonun öncelikli
hedeflerinden biridir.
b.
Mahkeme Kararının Uygulanmaması
Komisyona
başvurunun temel şartlarından biri, mahkeme kararının geç, eksik ya da hiç
uygulanmamış olmasıdır.
Hukuk
devleti anlayışının temel unsurlarından biri olan mahkeme kararlarının icrası,
bireylerin hak arama özgürlüğünün nihai aşaması olarak değerlendirilir. Bu
nedenle, kararların etkin bir şekilde uygulanmaması durumunda bireylerin
mağduriyetlerinin giderilmesi, Komisyonun öncelikli hedeflerinden biridir.
c.
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakkının Kullanılmış Olması
Anayasa
Mahkemesi, bireysel başvuru sistemi ile temel hak ve özgürlüklerin korunmasında
etkin bir mekanizma sunmakla birlikte, yoğun iş yükü nedeniyle hızlı çözüm
sağlama noktasında zaman zaman yetersiz kalmaktadır. Başvurucunun Anayasa
Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunu kullanmış olması, ancak dosyanın henüz
karara bağlanmamış olması durumunda Komisyon, Anayasa Mahkemesi’nin iş yükünün
azaltılması ve bireylerin mağduriyetlerinin daha hızlı çözülmesi amacıyla
devreye girmektedir.
Komisyon,
bu bağlamda, bireylerin şikayetlerini AİHM’ye taşımadan önce ulusal düzeyde
etkili bir çözüme kavuşturmayı amaçlar. Bu süreç, hem mağduriyetlerin daha
hızlı telafi edilmesine hem de ulusal yargı sisteminin işlerliğini artırmaya
yönelik önemli bir adım teşkil etmektedir.
d.
Süreçte Doğrudan Zarar Görülmesi
Komisyona
başvurunun kabul edilebilmesi için, başvurucunun yargılama sürecindeki
gecikmeler veya mahkeme kararlarının uygulanmaması nedeniyle doğrudan zarara
uğradığını somut şekilde belgeleyebilmesi gereklidir.
Bu zarar, maddi ya da manevi nitelikte olabilir ve ihlalin birey üzerinde oluşturduğu etkilerin açıkça ortaya konulmasını gerektirir (Maddi ve Manevi Zararların Tazmini İlkesi.). Maddi zararlar genellikle ekonomik kayıpları içerirken, manevi zararlar bireyin yaşadığı psikolojik rahatsızlık, itibar kaybı veya hak arama özgürlüğünün kısıtlanmasından kaynaklanabilir. Komisyon, bu tür zararların tazmin edilmesi yoluyla hem bireysel mağduriyetleri giderir hem de adalet sistemine olan güveni artırmayı hedefler.
2.2.
Komisyonun Karar Alma Süreci
Komisyon,
yapılan başvuruları detaylı bir inceleme sürecine tabi tutar. Bu süreçte,
mahkeme dosyası, deliller ve ilgili tarafların beyanları değerlendirilir [7].
İhlal tespit edilmesi halinde, şu yollar izlenir.
- Tazminat
Belirleme
Mağduriyetin boyutuna göre maddi ve manevi
tazminatlar belirlenir. Tazminatın miktarı, başvurucunun uğradığı zararın
türüne ve kapsamına göre değişir.
- Düzenleyici
Tedbirler
Yargı
süreçlerinde tekrar eden sorunların giderilmesi için ilgili kurumlara
önerilerde bulunulur. Örneğin, yargılamaların hızlandırılması için ek kaynak
ayrılması veya teknolojik altyapının güçlendirilmesi gibi tedbirler
önerilebilir.
- Sonuçların
İzlenmesi
Komisyonun
kararlarının etkisinin izlenmesi ve gerektiğinde yeniden değerlendirilmesi,
mekanizmanın etkinliği açısından kritik önemdedir.
3.
6384 Sayılı Kanun Bağlamında AYM ve AİHM Kabul Edilemezlik Kararları Sonrası
Süreç
3.1.
Genel Bilgi
6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri
ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne
bireysel başvuru yapılmadan önce özellikle aşırı uzun yargılama süreleri ve
benzeri ihlallerin giderilmesi amacıyla yukarıda bahsedilen ulusal bir tazminat
mekanizması oluşturulmasını düzenlemektedir.
3.2.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Kabul Edilemezlik Kararı
Ceza
hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku
kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ve mahkeme
kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla
9/3/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel
başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul
edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat
üzerine Komisyon tarafından incelenir.
3.3.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kabul Edilemezlik Kararı
AİHM,
başvurunun ulusal mekanizmalardan tümünün tüketilmemiş olması veya ulusal
tazminat mekanizmasının etkili bir yol olarak kabul edilmesi durumunda kabul
edilemezlik kararları verir [8].
6384
sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında
Kanun’un 5. maddesi bu hususa ilişkin olarak başvurunun, bu düzenlemenin
yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde yapılması gerektiğini ancak, bu
süreyi kaçıranların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iç hukuk yollarının
tüketilmediği gerekçesiyle verdiği kabul edilemezlik kararının tebliğinden
itibaren 1 ay içinde de müracaat edebileceklerini düzenlemektedir. Maddenin 1.
ve 2. fıkrası aşağıdaki şekildedir;
“MADDE
5 – (1) Komisyona müracaat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru tarihini
ve numarasını gösteren resmi kayıt kabul mektubu, başvuru formu ve diğer ilgili
bilgi ve belgelerle birlikte, müracaat edenin kimlik bilgilerini içeren imzalı
bir dilekçeyle yapılır.
(2)
Başvuran, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
Komisyona müracaat edebilir. Bu süre içinde müracaatta bulunmayanlar Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin münhasıran iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması
gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararının kendilerine tebliğinden
itibaren bir ay içinde de Komisyona müracaat edebilirler.”
4. Sonuç
Adalet
Bakanlığı, İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna Anayasa Mahkemesi tarafından
devredilen bu görev, bireylerin temel haklarının etkin korunması açısından
büyük önem arz etmektedir. Bu mekanizma, bireysel başvuru hakkını daha etkin
bir hale getirmekte ve AİHM’e taşınan davaları azaltarak ulusal hukuk sistemini
güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu sistemin başarısı, Komisyonun etkin
çalışma sürecine ve yargı reformlarına katkısına bağlıdır.
Gerek
Anayasa Mahkemesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular
sonucunda verilecek kabul edilemezlik kararları sonrasında, belli hak ihlali
iddiaları bakımından Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonu’na başvuru imkânı
olduğunu göz önünde bulundurmak önem arz etmektedir.
Stj.
Av. Feyza Bilgiç
Kaynakça:
1. Anayasa
Mahkemesi, 10.01.2023 Tarihli ve 2023/10 Sayılı karar, Anayasa Mahkemesi
Kararları Dergisi, Cilt 10, Sayı 3, s.45-60.
2.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kudla v. Poland, 2000.
3.
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu. Komisyonun Görevleri.
4.
Türkiye Barolar Birliği. Makul Sürede Yargılanma Hakkına İlişkin
Bilgilendirme
5.
Anayasa Mahkemesi, 2020, B. No: 2020/1533 kararı.
6.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Madde 35/1
7.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Yıllık Değerlendirme Raporu, 2023.
8.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 56789/15.
No’lu karar