Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME KOŞULLARI VE SONUÇLARI

BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME KOŞULLARI VE SONUÇLARI

1. Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Kuruluşu ve Şartları

 

İş Kanunu’nun 11. maddesi gereğince belirli süreli iş sözleşmesi; sözleşmenin kurulduğu anda taraflarca iş ilişkisinin sona erme anının bilindiği veya öngörülebildiği, bu anın sözleşmede açık ya da örtülü olarak kararlaştırıldığı sözleşme türüdür. Bir iş sözleşmesinin belirli süreli olarak düzenlenebilmesi için kanunda aranan bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar; işin belirli süreli olma unsurunu taşıması ve sözleşmenin yazılı olarak yapılmasıdır. 

 

İşin belirli süreli olması hususu işverenin yahut işçinin takdirinde bir durum olmayıp, işin niteliğinden kaynaklanmaktadır. İş sözleşmesinin yapılma anında işin ne kadar süreceğinin taraflarca bilinebildiği veya öngörülebildiği iş; belirli süreli iş olarak kabul edilmektedir. İş sözleşmesinin belirli bir işin tamamlanmasına yönelik yapıldığı durumlarda da belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir. Örneğin bir inşaat projesinin tamamlanması adına yürütülecek iş için belirli süreli iş sözleşmesi ile işçi çalıştırmak mümkün olabilecektir. Kanunun belirttiği diğer objektif koşul ise işverenin normal faaliyetine dahil olmayan; hamilelik, hastalık vb. olağan dışı bir durumun meydana gelmesi ve bu nedenle geçici iş gücüne ihtiyaç duyulmasıdır.

 

Belirtilen hususlar doğrultusunda İş Kanunu’nda sayılan şartların aksine objektif bir neden varlığı söz konusu değilse, işin süresi öngörülebilir değilse yahut açık olarak belirtilmemişse, iş sözleşmesi yazılı olarak düzenlenmemişse, işçi iş sözleşmesinin belirli süreli sözleşme olduğu konusunda bilgilendirilmemişse ve sözleşmede işçinin görev tanımına yer verilmemişse sözleşmenin belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu kabul edilecektir.

 

2. Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Sona Erme Nedenleri

 

Belirli süreli iş sözleşmeleri, taraflardan birinin fesih bildiriminde bulunmasına gerek kalmaksızın, sözleşmenin konusu olan iş ediminin tamamlanması ile kendiliğinden sona ermektedir. İş sözleşmesinin süresinin bitmesi veya işin ifası ile sözleşme sona ermiş olacaktır. İşçi veya işveren haklı bir neden olmaksızın sürenin bitiminden önce sözleşmeyi sona erdiremeyecektir.

 

İlgili husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 430. maddesinde; “Belirli süreli hizmet sözleşmesi, aksi kararlaştırılmadıkça, fesih bildiriminde bulunulmasına gerek olmaksızın, sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

 

Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 435. maddesinde yer alan; “Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır.

Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.” şeklindeki hükümle; haklı sebebin varlığı durumunda belirli süreli iş sözleşmesinin sona erdirilebileceğine hükmedilmiştir.

 

Haklı sebeple fesih taraflardan birinin belirli veya belirsiz süreli borç ilişkisini, önceden görülemeyen bazı nedenlerin ortaya çıkması, özellikle bir tarafın sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle borç ilişkisinin temelinin çökmüş veya devamının taraflardan beklenemeyecek ölçüde değişikliğe uğramış olması halinde tek taraflı irade beyanıyla sona erdirebilmesi imkanını ifade eder. [5]

 

Haklı sebebin varlığı taraflardan birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle yükümlüdür. Zararın belirlenmesinde belirli süreli iş sözleşmesinin süresi gözetilir; tazminat tutarı bakiye sözleşme süresi ile sınırlı olacaktır.

 

Konuya ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2010 tarihli, 2010/15688 E. 2010/38732 K. Sayılı kararı; “Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta esas sorun, süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması gibi haklı bir nedenle iş sözleşmesini süresinden önce fesheden davacının sözleşmenin kalan süresi için tazminat isteğinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davacının bu isteği (818 Sayılı) Borçlar Kanunu'nun 325. maddesi kapsamında değerlendirilerek istek kabul edilmiştir. Oysa yukarıda açıklandığı üzere, davacının bu isteği aynı (818 Sayılı) Kanun'un 345. maddesi kapsamında muhik bir tazminat olarak değerlendirilmelidir. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işçinin muhik tazminat istemi niteliğindeki bakiye süre ücretine ilişkin hukuki nitelendirilmesi hatalı ise de, sonuç itibari ile davacı işçinin bu madde kapsamında isteyebileceği ve hüküm altına alınmasının doğru olduğu anlaşıldığından kararın belirtilen gerekçelerle (ONANMASINA), 20.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.” şeklindedir. [6]

 

Borçlar Kanunu ile yalnızca işçiye fesih hakkı tanıyan özel bir hal de düzenlenmiştir. İşverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi hâlinde işçi, sözleşmeden doğan hakları uygun bir süre içinde işveren tarafından güvenceye bağlanmazsa, sözleşmeyi derhâl feshedebilecektir.

 

Kanunda belirli süreli iş sözleşmesi şartı olarak tanımlanan haller; işin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması halleri belirli süreli iş sözleşmesi kurulması adına objektif neden olarak sayılabilir. İşbu objektif nedenlerin yokluğu halinde belirli süreli iş sözleşmesi doğrudan belirsiz süreli hale gelecektir.

 

İş sözleşmesinin belirli süreli yapılıp yapılamayacağı hususu belirtilen kanuni şartlara göre değerlendirilir. Objektif nedenlerin yokluğu halinde iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılamayacağı hususunda hüküm kurulur. Nitekim konuya ilişkin Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.03.2017 tarihli 2017/5729 E., 2017/4978 K. Sayılı kararı; “Somut olayda, davacının iş sözleşmesinde çalışma süresi üç yıl olarak kararlaştırılmış ve süresinden önce feshedilebileceği, süre sonunda ise kendiliğinden sona ereceği düzenlenmiştir. Davacı otopark görevlisi olarak çalışacaktır. Davacı ile davalı işveren arasında belirli süreli otopark görev sözleşmesi yapılmasında objektif herhangi bir neden yoktur. Taraflar arasındaki sözleşme her ne kadar üç yıllık yapılmış ise de belirli değil, belirsiz süreli hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Belirsiz süreli sözleşmelerde bakiye süre ücreti istenemeyeceğinden talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.” [7] şeklinde olup, yapılan yargılamada işin niteliği gözetilerek belirli süreli iş sözleşmesi kurulamayacağına hükmedilmiştir.

 

Sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise bu durumda belirli süreli iş sözleşmesi kurulamaz, kurulsa dahi doğrudan belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşür.

 

Belirli süreli iş sözleşmesinin esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste yapılması halinde de belirli süreli iş sözleşmesinin belirsiz süreliye dönüşmesi söz konusu olacaktır. Zira İş Kanunu’nun 11. maddesinin 2. Fıkrasında yer alan “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.” şeklindeki hüküm ile esaslı bir neden olmadıkça, belirli süreli iş sözleşmesinin birden fazla üst üste yapılamayacağı açıkça hüküm altına alınmıştır.

 

Belirli süreli iş sözleşmesi, süresinin bitiminden sonra örtülü olarak sürdürülmesi halinde de belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşecektir. Nitekim bu husus Borçlar Kanunu’nun 430. maddesinin 2. fıkrasında; “Belirli süreli sözleşme, süresinin bitiminden sonra örtülü olarak sürdürülüyorsa, belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Ancak, esaslı bir sebebin varlığı hâlinde, üst üste belirli süreli hizmet sözleşmesi kurulabilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

 

Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde tarafların anlaşması, emeklilik, yaşlılık, malullük veyahut işçinin ölmesi halleri de belirli süreli iş sözleşmesini sona erdiren hallerdendir.

 

1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde ise kadının evlilik nedeniyle iş akdini 1 yıl içerisinde feshetme imkanına sahip olacağı düzenlenmiştir. 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi “…kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdirmesi… hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” şeklinde olup, iş sözleşmesinin süreli olup olmaması hususunda bir ayrım gözetilmemiştir. Bu doğrultuda kadının belirli süreli iş sözleşmesinde de evlilik sebebiyle iş akdini sona erdirebileceği sonucuna varılmaktadır.

 

3. Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Sona Ermesi Durumunun Kıdem ve İhbar Tazminatı Açısından Değerlendirme

 

a. Kıdem Tazminatı Bakımından Değerlendirme

 

İşçinin kıdem tazminatına hak kazabilmesi için; 4857 sayılı kanuna tabi işçilerden olması, mevcut işyerinde en az 1 yıl çalışmış olması, sözleşmenin kıdem tazminatına imkân verir şekilde feshedilmesi gerekir. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinde işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz.

 

Ancak Yargıtay, 625 sayılı Kanun gereğince belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin (öğretmenin), sürenin dolması nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda kıdem tazminatı isteyebileceğine karar vermiştir. Yargıtay, ilgili karardaki somut olayda işverenin süre sonunda sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirmesini fesih olarak nitelemiş ve bu sonuca varmıştır.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.1994 tarih ve 768/869 sayılı kararı; “... Davacı, davalıya ait özel okulda 625 sayılı Yasa uyarınca belirli süreli sözleşmelerle çalışmakta iken, işverenin sözleşmenin bitiminden önce gönderdiği ihtarname ile yeni bir sözleşme yapmayacağını bildirmesi suretiyle işten çıkarılmıştır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre iş akdini yenilemeyeceğini bildiren işveren sözleşmeyi feshetmiş sayılır. Bu durumda kıdem tazminatı ödemekle yükümlü tutulması gerekir. Mahkemenin, sürenin bitimi ile sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğine ilişkin görüşü somut olaya ve dairemizin içtihatlarına uygun değildir.” [8]

 

İşverenin iş akdi feshinin sözleşmeyi sona erdirdiği kabul edildiğinde, ortada bir haklı neden bulunmadığı için, işçi koşulları varsa kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Çünkü, iş sözleşmesinin işveren tarafından, İş Kanunu’nun 25/2. maddesi dışında feshedilmesi halinde, feshin haklı veya haksız olmasına bakılmaksızın işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı kabul edilmiştir.

 

İşçinin ölmesi, Türk Borçlar Kanunu m. 347/1 gereğince iş sözleşmesini kendiliğinden sona erdirir. İşçinin ölmesi nedeniyle belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi, ölen işçinin kanuni mirasçılarına işverenden kıdem tazminatı isteme hakkı verecektir. Çünkü, kıdem tazminatına ilişkin 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinde işçinin ölmesi, kıdem tazminatına olanak veren bir sona erme nedeni olarak düzenlenmiştir.

 

Yine aynı şekilde yukarıda belirtildiği üzere 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde ise kadının evlilik nedeniyle iş akdini 1 yıl içerisinde feshetme imkânı neticesinde kıdem tazminatına hak kazanacağı düzenlenmiş olup, bu doğrultuda kadının evlilik sebebiyle iş akdi feshi neticesinde de kıdem tazminatına hak kazanacağı sonucu doğacaktır.

 

Yine 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan düzenleme gereği; emeklilik, yaşlılık veya malullük durumlarının varlığı neticesinde belirli süreli iş sözleşmesinin akdi neticesinde de kıdem tazminatına hak kazanılabileceği söylenecektir.

 

1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan düzenlemeler gereğince belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi neticesinde kıdem tazminatına hak kazanılabilmesi adına; iş sözleşmesinin en az 1 yıldan uzun süredir devam ediyor olması gerektiğini belirtmekte fayda vardır.

 

b. İhbar Tazminatı Bakımından Değerlendirme

 

Kural olarak belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatına hak kazanılamaz. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinde fesih ihbar süresi olmamasının tek bir istisnası vardır. İşbu istisnai durum Türk Borçlar Kanunu’nun 430. maddesinde; “Taraflardan her biri, on yıldan uzun süreli hizmet sözleşmesini on yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir. Fesih, ancak bu süreyi izleyen aybaşında hüküm ifade eder.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre belirli süreli iş sözleşmesi 10 yılın üzerindeyse 10 yıl geçtikten sonra fesih işlemi yapacak olan taraf diğerine 6 ay önceden fesih ihbar bildiriminde bulunarak süreli fesih yapabilecektir. Bu durumda, fesheden taraf feshe bağlı tazminat yükümlülüğünden kurtulmuş olacaktır. Fesih yapacak olan taraf, feshi kanunda belirtilen sürelere uymadan yaparsa, karşı taraf ihbar tazminatına hak kazanacaktır. Bu durum, belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatına hak kazanılamayacağı durumuna istisna teşkil etmektedir.

 

4. Sonuç

 

Belirli süreli iş sözleşmeleri, işin belirli süreli olma unsurunu taşıması ve sözleşmenin yazılı olarak yapılması şartlarını taşımalıdır. Belirli süreli iş sözleşmeleri, fesih bildiriminde bulunulmaksızın sözleşme süresinin sona ermesiyle kendiliğinden sona eren sözleşmeler olup, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılması ancak istisnai durumlarda mevcut olur.

 

Belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde her türlü sona ermesinde işçinin kıdem tazminatı talep hakkı doğacaktır. İhbar tazminatı bakımından ise istisnai bir durum mevcut olup, bu durum dışında tarafların ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.

 

Av. Merve Hilal Menteş

 

Kaynakça:

1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu

2. 4857 Sayılı İş Kanunu

3. 1457 Sayılı İş Kanunu

4. Süzek, Sarper, İş Hukuku, Yenilenmiş 19. Baskı, İstanbul, 2020

5. Seliçi, 1976: 156; Oğuzman, 1955: 36; Altınok Ormancı, 2011: 112; Göktaş, 2020: 78; Alpagut, 2006: 72

6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2010 Tarihli, 2010/15688 E. 2010/38732 K. Sayılı Kararı

7. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2017 Tarihli 2017/5729 E., 2017/4978 K. Sayılı Kararı

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.12.1994 Tarihli ve 768/869 Sayılı Kararı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN