Küreselleşmenin hızla artmasıyla birlikte farklı dil ve kültürlere sahip devletler, uluslararası ve çok uluslu şirketler çeşitli alanlarda iş birliğinde bulunmakta, bu iş birlikleri neticesinde kimi zaman hukuki uyuşmazlıklar ve dava süreçleri meydana gelmektedir. Bu kapsamda, tarafları ortak bir paydada bir araya getirmek ya da devamında meydana gelen hukuki süreçlerde ilgili mercilere belgelerin sunulması ve taraflar arasında iletişimin sağlanması amacıyla hukuk çevirisine ihtiyaç duyulmuştur.
Hukuk çevirisi, farklı dil ve kültürler arasında iletişim sağlamanın yanı sıra tamamıyla farklı hukuk sistemleri arasında yapılan, alana ilişkin bilgi birikimi ve terminolojiye hâkimiyet gerektiren teknik bir çeviri alanıdır. Bu kapsamda, nesnel özelliğe sahip olması gereken hukuk metinlerinin ve hukuki dilin çeviri yoluyla hedef dile ve hedef metne aktarılması birtakım sorunlar ve zorluklar meydana gelmektedir.
Bu çerçevede, hukuk metinlerinin çevirisi sırasında yaşanan zorluklar ve karşılaşılan problemler aşağıdaki şekilde belirtilmiştir;
- Farklı hukuk sistemleri
Hukuk dili teknik bir dil olmasına rağmen farklı tarihsel değişim ve kültürün yansıması olan ulusal hukuk sistemlerine bağlı olduğundan dolayı evrensel özelliklere sahip olmayıp her bir yargı merciinde farklılıklar göstermektedir. Her bir toplumda hukuki kavram ve normların, hukuk terminolojisinin ve yasaların uygulanış şeklinin farklı olması bir hukuk sistemine ait bir metnin hedef dilin hukuk sistemine çevrilmesinde birtakım sorunlar meydana getirmektedir.
İngiliz Hukuku’nun en temel kavramlarını oluşturan bazı terimler Türkçeye çevrilirken bu terimlerin hedef dilde tam karşılığını bulunamamaktadır. İngiliz Hukuku’ndaki “barrister” ve “solicitor” kelimeleri buna örnek gösterilebilir. Türk Hukuk Sisteminde, böyle bir unvan ve “duruşmalara katılan avukat” ile “görüş beyan eden avukat” ayrımı bulunmadığından bu terimler “avukat” olarak çevrilse de olası bir anlam karmaşasını ve okuyucunun yanlış anlamasını önlemek adına açıklamalı olarak çevrilmesi tercih edilebilir.
Yine aynı şekilde “court” ve “tribunal” kelimeleri de buna örnek gösterilebilir. Her ikisi de işlevsel benzerlikleri açısından Türkçeye “mahkeme” olarak çevrilse de temelde İngiliz Hukuk Sistemi kapsamında “tribunal” denilen mahkemeler uyuşmazlıkları çözmesi amacıyla konu hakkında özel bilgi birikimine sahip kişilerden oluşan ve geleneksel mahkeme sistemine kıyasla daha ucuz ve hızlı çözüm sağlayan mahkemelerdir.
- Farklı dil yapıları
Buradaki en büyük sorun genellikle İngilizcedeki yardımcı fiil olan “shall” kelimesinin kullanımından kaynaklanmaktadır. Gelecek zamanı ifade eden “shall” yardımcı fiili İngilizce hukuk dilinde mevcut kullanımından ziyade sorumluluk ve yükümlülüklerin belirtilmesinde kullanılmaktadır. Buna karşın Türkçede yükümlülük belirten cümleler genellikle geniş zaman ile ifade edilmektedir. Örneğin;
“Agent shall be liable to obtain the first written approval of Company and then the written approval of the customer for any advertising, promoting, discount, etc. notices to be sent to the customers related to Company and group companies of Company. Otherwise, Agent shall be liable for the legal conclusions and shall hold Company harmless from any liabilities.”
“Acente, Şirket ve Şirket’in grup şirketleriyle ilgili olarak müşterilere gönderilecek herhangi bir reklam, tanıtım, indirim bildirimleri için öncelikle Şirket’in yazılı iznini almakla daha sonra ise müşterinin yazılı iznini almakla yükümlüdür. Aksi takdirde, Acente hukuki sonuçlardan sorumlu olur ve Şirket hiçbir şekilde sorumlu tutulmaz.”
- Eski dil kullanımı
İngilizcenin ve İngiliz Hukuku’nun tarihsel gelişimi göz önüne alındığında, Anglosakson, Latince ve Fransızcanın etkisinin büyük olduğu görülmektedir. Günlük dilde kullanılmasa bile hukuk dilinde halen birçok eski terim ve yapı kullanılmakta ve Türkçede karşılıkları bulunmadığından çeviri sürecinde zorluklar meydana getirmektedir.
Eski İngilizcede kullanılan “there-” ve “here-” kelimeleriyle başlayan yapılar (herein, hereunder, hereby, thereunder vb.) günlük İngilizcede kullanılmamasına rağmen hukuk dilinde sıklıkla kullanılmakta ve Türkçeye çevirilerde zorluk yaratabilmektedir.
Aynı şekilde, Türkçede de Arapça ve Farsçanın etkisinde kalmış olan hukuk dilinin sadeleştirilmemesi, günlük kullanım dilinden farklı olması ve eski kelimeleri içermesi sebebiyle zorluklara sebep olmaktadır. Arapça ve Farsçanın hakim olduğu İslam Hukuku terkedilerek yeni bir hukuk sistemi benimsenmiş olsa dahi hukuk dili aynı kalmıştır. Burada da önemli olan nokta terminolojiye hakim olarak kelimenin güncel kullanılan anlamının bilinmesi ve o bağlamda çeviri yapılmasıdır.
- Kelimelerin yaygın anlamları dışında kullanımı
İngilizcede ve İngiliz Hukukunda çoğunlukla yaygın olan kelimeler kullanılsa bile bu kelimeler bilinen anlamlarının dışında kullanılmaktadır. Bu da çevirmenler açısından sorun teşkil etmekte ve terminoloji araştırmasını gerekli kılmaktadır aksi takdirde hukuki metinler içerisinde anlam bozuklukları meydana gelmekte ve kaynak metinde anlatılmak istenen hedef dile aynı şekilde aktarılamamaktadır. Buna örnek olarak, “whereas” sözcüğünün kullanımı verilebilir. “Whereas” sözcüğü gündelik anlamı olan “halbuki”, “oysaki” olarak kullanımı dışında hukuk dilinde genellikle aşağıda belirtildiği şekilde sözleşmelerin giriş kısımlarında “göz önünde bulundurarak” anlamına gelecek şekilde kullanılır;
“WHEREAS, for the purpose of this agreement both parties agree to conduct business with reasonable care and act in accordance with the implied and express principles of good faith.”
Görüldüğü üzere, hukuk çevirisi ayrı bir teknik çeviri alanı olup, bu alanda belirli bir bilgi birikimi, deneyim, kaynak ve hedef dilin hukuk sistemine ilişkin bilgi sahibi olunması gerekmektedir. Burada çevirmenden beklenilen, kaynak metne paralel olarak benzer anlamda metinler üretmesi değil, uygulamada aynı hukuki etkiye sahip metinler meydana getirmesidir.
Bu kapsamda, hukuki metinlerde kelimelerin gündelik anlamlarının dışında kullanıldığı da dikkate alınarak, kelimesi kelimesine çeviri yapmaktan kaçınmak suretiyle kelime ve cümleleri kaynak dildeki anlamlarını bozmadan, hedef dilde farklı bir anlama gelmeyecek ya da anlam karmaşasına neden olmayacak şekilde ilgili kaynak dilin hukuk sistemine göre yazılmış olan metnin aynı hukuki etkileri sağlayacak şekilde hedef dile aktarılması önem arz etmektedir.
Mütercim-Tercüman
Ayşecan Mantarcı