1. Giriş: Haksız Rekabet Kavramı
Rekabet, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren teşebbüslerin, kendileri ile aynı alanda iş gören diğer teşebbüslere nazaran daha geniş bir tüketici kitlesine ulaşma maksadıyla, bağımsız bir şekilde ekonomik kararlar alarak mal veya hizmet sunabilme arzusunu ifade eden bir yarıştır. [1]
Haksız rekabet ise hem Türk Borçlar Kanunu’nda hem de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenme alanı bulmuş bir kavramdır. Haksız rekabet kavramının düzenleme alanı bulduğu bir diğer kanun ise, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’dur. Haksız rekabet kavramını aldatıcı veya dürüstlük kurallarına aykırı uygulamalar nedeni ile hukuk düzeni tarafından korunan rekabet ortamının bozulma durumu olarak nitelendirmek mümkündür. Haksız rekabet hukuku, kişinin hukuken korunan ve ekonomik kişiliğinin bir parçası olan ticaret yapma ve rekabet etme hakkını, hukukun elverdiği sınırlar çerçevesinde kullanması esasına dayanmaktadır. Söz konusu sınırların belirlenmesinde, ahlâk ve adap kuralları, dürüstlük kuralları, meslek kuralları gibi farklı ölçütler alınmaktadır. Bu ölçütlerden hareketle haksız rekabet, kendi emeğini ortaya koymadan, rakiplerini rekabette engellemeye veya onları rekabet dışına çıkarmaya ya da kendi ürünlerini bir adım öne çıkarmaya yönelik her türlü davranış olarak somutlaştırılmıştır. [2]
Günümüzde modern ekonomi düzenini kabul eden pek çok ülkede çalışma ve ticaret özgürlüğü temel bir hak olarak anayasa ve yasalarda yer almaktadır. Rekabet de ticaret serbestisinin en önemli görünümlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, diğer haklar gibi bunun da belirli sınırları bulunmaktadır. Bu sınırlar kamunun öngördüğü piyasa düzeninin korunmasından kaynaklanabileceği gibi, rakiplerin veya müşterilerin haklarının temini de bunun bir diğer nedenini oluşturabilir. [3]
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”), haksız rekabet “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya diğer şekillerdeki dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar ile ticarî uygulamalar” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu Madde 54 ile Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacının, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 55’te haksız rekabet halleri altı ana başlık şeklinde düzenlenmiştir. Şöyle ki;
- Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yönelik davranışlar,
- Dürüstlük kuralına aykırı satış yöntemleri, reklamlar ve diğer hukuka aykırı davranışlarda bulunmak,
- Başkalarına ait olan iş ürünlerinden yetkisiz bir şekilde yararlanmak,
- İş şartların uygun davranmamak,
- Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak,
- Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek,
şeklindedir. Her ne kadar TTK’da yalnızca yukarıda sayılan haksız rekabet hallerine yer verilmişse de önemle belirtmek gerekir ki dürüstlük kuralına aykırı davranış veya ticari uygulamalar kanunda düzenlenen haller ile sınırlı sayıda olmayıp, tahdidi nitelikte değildir. TTK’da düzenlemeyen başka bir davranış da haksız rekabet oluşturabilmektedir.
2. Haksız Rekabetin Şartları
Türk Ticaret Kanunu'nun 54. maddesi tarafından düzenlenmiş olan haksız rekabetin koşulları şu şekildedir;
- Rakipler arasında yahut tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışların veya bu niteliklerdeki ticari uygulamaların varlığı, Türk Ticaret Kanunu Madde 54 kapsamında haksız rekabetin oluşması için şart olarak aranmaktadır.
- Haksız rekabetten söz edebilmek için failin kusurlu olması gerekmektedir.
- Haksız rekabetin varlığı için bir zararın meydana gelmesi şartı aranmamaktadır.
- Haksız rekabetin oluşabilmesi için taraflar arasında herhangi bir rekabet ilişkisinin varlığı aranmamaktadır.
3. İnternet Ortamında Haksız Rekabet
Teknoloji alanında gerçekleşen gelişmeler ile birlikte, yeni iletişim olanakları, bilişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, bilgiye ulaşma ve bilginin paylaşım hızının artması toplumu önemli bir şekilde etkilemiştir. Günümüzde internet kullanıcılar için birçok fonksiyona sahiptir. Bu fonksiyonlardan biri de internetin küresel pazar olarak kullanılmasıdır. İnternetin küresel pazar olarak kullanımı birçok hukuksal soruna yol açabilmektedir. [4]
İnternetin, haksız rekabet oluşturan faaliyetlerin en kolay ve en sık gerçekleştirildiği ortam olmasına karşın, internette gerçekleştirilen haksız rekabeti düzenleyen özel bir hüküm bulunmamakta, genel olarak haksız rekabeti düzenleyen hükümler uygulanmaktadır.
3.1. İnternet Ortamındaki Paylaşımların Haksız Rekabete Konu Edilmesi
Öncelikle, yukarıda da açıklandığı üzere gerçekleştirilen bir eylemin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi için eylemin ticari bir davranış olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, gerçekleştirilen eylem ticari-iktisadi hayatı etkiler nitelikte ise diğer şartların da varlığı halinde eylem haksız rekabet olarak değerlendirilebilmesi mümkün olacaktır. Aynı zamanda, internet ortamında gerçekleştirilen eylemin haksız rekabet olarak değerlendirilebilmesi için aldatıcı nitelikte olması yahut dürüstlük kuralına aykırı olması gerekmektedir. Son olarak internet ortamında icra edilen eylemin kanunun ifadesiyle rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkiliyor nitelikte de olması gerekmektedir.
3.2. İnternet Ortamında Oluşabilecek Haksız Rekabet Halleri
İnternet ortamında en sık rastlanan haksız rekabet halleri şu şekildedir;
i. Reklam Bantları (Banner) ve Pop-Up Reklamlar Yoluyla Haksız Rekabet
Bannerlar internet reklamcılığında yaygın olarak kullanılan araçlardan biridir. Bannerlar görsel olarak hazırlanan, farklı boyutlarda ve yapılarda olabilen web sayfalarının görünür yerlerine yerleştirilen ve reklam verenin belirlediği adrese link verilen internet reklamlarıdır. Pop-up reklamlar ya da pop-up ise, herhangi bir web sitesi açıldığında ek olarak bir pencere açılması suretiyle oluşturulan çevrimiçi reklam türüdür.
Banner’da bulunan reklamlar veya pop-up reklamlar başkalarına ait malları, iş ürünlerini faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açıyorsa ve/veya başkalarına ait mallar, iş ürünleri yahut fiyatları ile karşılaştırmak suretiyle karşılaştırmalı reklam oluşturuyorsa haksız rekabetin söz konusu olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
ii. İstenmeyen E-Posta Göndermek Suretiyle Haksız Rekabet
Kelime anlamı “istenmeyen” anlamına gelen spam mailler ticari reklam amaçlı veya kampanyaları duyurmak amacıyla gönderilen toplu maillerdir. İstenmeyen işbu mailler, e-posta adresi sahibinin rızası ve talebi olmaksızın gönderilmektedir. Spam mailler, farklı amaçlarla gönderilebilmektedir.
İstenmeyen e-postanın, gerçek dışı veya yanıltıcı açıklama içermesi, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açması veya karşılaştırmalı reklam oluşturması halinde haksız rekabet söz konusu olmaktadır.
iii. İlişim (Link) ve Çerçeveleme (Framing) Yoluyla Haksız Rekabet
Herhangi bir internet sitesinde reklam ya da mal ve hizmetleri tanıtmak amacıyla başka sitelere bağlantılar verilebilmektedir. İlişim (link) başka bir internet sitesini açmak için kullanıcının tarayıcısını tanımlayan web sayfasının programında yer alan komuta denmektedir. Çerçeveleme (Framing) ise bir sayfanın birkaç html sayfasına bölünmesi ve tek bir sayfadan kontrol edilmesidir. İnternet sitesinde yer alan bir link, değişik açılardan haksız rekabete yol açabilmektedir.
iv. Alan Adlarıyla İlgili Haksız Rekabet
Alan adı, bir Web sitesinin İnternet'teki adı ve adresidir. Bu adres olmadan bir İnternet kullanıcısı Web sitesine sadece IP adresiyle ulaşabilmektedir. Türkiye'nin ülke alan adı olan .tr uzantılı alan adları (.com.tr, .net.tr ve daha fazlası) BTK tarafından yönetilmekte ve en fazla beş yıl süreyle tahsis edilmektedir. Alan adlarıyla ilgili sorunlar, marka hakkı ihlalleri ya da herhangi bir ad veya ticari adın ihlali şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu durum da haksız rekabetin oluşmasına sebebiyet vermektedir.
4. Sonuç
İnternet ortamında haksız rekabet oluşturan eylemlere dair somut henüz somut düzenlemelerin yapılmamış olması sebebiyle internet ortamında meydana gelen haksız rekabet hallerinin TTK çerçevesinde değerlendirilmesi durumunda kalınmasına sebebiyet vermektedir.
Bu hususta gerek ulusal gerekse uluslararası alanda daha somut yasal düzenlemelere kavuşulması, yargı kararları ve mevzuat açısından önemli bir açığı kapatacaktır.
Stj. Av. D. Roza Doğan
Kaynakça:
1. KARAHAN, Sami; Ticari İşletme Hukuku, Mimoza Basım Yayım ve Dağıtım, Güncellenmiş 27. Baskı, Konya 2015, s. 217.
3.https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/6-CAGLAR-OZEL-SEMIH-SIRRI-OZDEMIR.pdf
4. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/208249