Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan kasko sigortası genel şartlarının ‘’ A.l. Sigortanın Konusu’’ başlıklı bölümünde kasko sigortasıyla teminat kapsamı altına alınan risklerden biri ‘’aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi’’ halidir.
Ancak genel şartların ‘’A.4. Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar’’ başlıklı düzenlemesinin 11. bendinde ‘’ Araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar.’’ araç anahtarlarının bazı şekillerde ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması halinde ek hırsızlık kasko teminatı yok ise aracın çalınması riskinin teminat dışında kalacağı özel olarak belirtilmiştir.
Bu düzenlemeler ışığında kasko sigortası kapsamında hırsızlık riskinin hangi hallerde teminat altında olduğu hangi hallerde teminat dışında kaldığının hukuken izah edilmesi gerekmektedir.
Genel hırsızlık kasko sigortası ve ek hırsızlık kasko sigortası kapsamı dışında kalan durumlar
Yargıtay’ın da birçok kararında belirttiği üzere aracın dolandırıcılık suçu (sahte otoparkçının aracı çalması) ya da güveni kötüye kullanma suçu (gerçek otoparkçının aracı çalması) sonucunda çalınması kasko sigortası teminatının dışındadır. Ancak araç anahtarı gerçek otoparkçının elinden genel hırsızlık kasko teminatı halinde kalan hallerden biri suretiyle 3. kişi tarafından çalınmış ise sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2006 tarihli kararında ‘’ Davacı (kasko sigortalı aracın sahibi) hastane otoparkında yer bulunmaması nedeniyle dışarıya çıkarak otoparkçı görünüşlü olan bir kişinin kendisine yardım teklif etmesi üzerine aracını teslim etmiştir. Daha sonra otoparkçı tarafından araç alınıp gözden kaybolmuştur. Bu eyleme aracı götüren, araç sahibini yanıltarak (hulus ve saffetinden yararlanarak ve iradesini fesada uğratarak) aracın rıza ile teslimi sağlanmış olup, hırsızlık değil dolandırıcılık suçunu işlemiştir. Dolandırıcılık suçu da sigorta kapsamında değildir. Aracı götüren (çalan) değil de gerçek otoparkçı bile olsa onun tarafından aracın alınıp götürülmesi emniyeti suistimal suçu oluşturduğundan bu eylemde sigorta teminatı dışındadır. Kasko sigortası yapılan araçların ruhsatlı otopark görevlisine, fiş karşılığında teslim sonucunda çalınması durumu teminat dahilinde olacaktır. Ancak anahtarın teslim edildiği otopark görevlisi tarafından çalınması durumu emniyeti suistimal durumu olduğundan teminat harici olacaktır.’’ dolandırıcılık ya da güveni kötüye kullanma suçu sonucunda aracın çalınması halinin kasko sigortası teminatının dışında olduğu belirtilmiştir.
Ek hırsızlık kasko teminatı olmaksızın genel hırsızlık kasko teminatı kapsamında kalan durumlar
Genel hırsızlık kasko teminatının kapsamına ilişkin sınırlar Yargıtay uygulamaları ile belirlenmiştir. Buna göre araç anahtarının sigortalıyı veya araç sürücüsünü öldürmek, yaralamak, zor ve şiddet kullanmak veya tehdit etmek suretiyle ele geçirilmesi sureti ile aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya ve hasarlar genel hırsızlık kasko teminatı kapsamındadır.
Araç anahtarlarının, sigortalı veya araç sürücüsü tarafından ikametgah veya işyeri niteliğindeki kapalı ve kilitli bir mahalde muhafazası sırasında, bu mahale kırmak, delmek, yıkmak, devirmek, zorlamak, araç-gereç kullanarak veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanmak veya aşmak suretiyle girilerek aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya ve hasarlar da genel hırsızlık kasko teminatı kapsamındadır. Dolayısıyla işbu hallerde ek hırsızlık teminatı olmasa dahi sigortacı kasko bedelini ödemekle yükümlüdür.
Nitekim T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2008/1813 E. 2008/4960 K. 30.10.2008 T. sayılı kararında özetle ’’Davacı sigorta şirketi, kasko sigortası yapılan aracın davalı şirkete ait otoparka anahtarı ile birlikte teslim edildiğini, anahtarın konulduğu çekmeceden kırılarak alınıp aracın çalındığını, olay nedeniyle sigorta tazminatı ödemek zorunda kaldıklarını iddia ile ödenen bedelin faizi ile tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamsından, geçici süre muhafaza edilmek üzere bırakılan kaskolu aracın çalındığı anlaşılmaktadır. Kaskolu aracın çalınmasında muhafaza edenin kasti bir davranışı yoksa sigorta bedelinden sorumlu tutulamaz.’’ kararı verilmiştir.
Bu kararda araç sahibinin aracın anahtarını muhafaza edene teslim etmesi sonucunda anahtarın muhafaza edenin himayesindeyken çalınması hali incelenmiş ise de aynı durum araç anahtarının araç sahibi elinde iken çalınması hali için de geçerlidir.
Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09.06.2009 Tarih 2009/2329 E. 2009/4109 K. Sayılı kararında özetle’’ Davacı sigortalı aracı ile bir yakınını hastaneye götürmüş, çevredekilerin yardım için geldiği sırada aracını kilitleyerek anahtarını cebine koymuş ancak hastaneden çıktığında aracın anahtarının cebinde olmadığını fark etmiş ve aracının da yerinde olmadığını anlamıştır. Her ne kadar sigorta poliçesinde yazılı klozda aracın anahtarı ile çalınması halinde oluşacak zararın teminat kapsamında olmadığı düzenlenmiş ise de somut olayda sigortalı davacı TTK uyarınca kendisine yüklenen koruma tedbiri yükümlülüğünü, aracı kilitleyip anahtarını üzerine almak suretiyle yerine getirmiş olup, artık bu aşamadan sonra araç anahtarının davacının cebinden çalınması halinin, poliçede yazılı olan anahtarın kapalı mekandan şahsi çeviklik suretiyle alınması haline benzer bir durum olarak değerlendirilmesi suretiyle, oluşan hasarın teminat kapsamında kaldığının kabulü gerekir. ‘’ kararı verilmiştir.
Genel hırsızlık kasko sigortası kapsamı dışında kalan ve ek hırsızlık teminatı ile teminat altına alınan durumlar
Sigortalıya ait araç anahtarının zor kullanmaksızın veya zor kullanmaya gerek duyulmaksızın açık bırakılmış kapı, pencere veya bunun gibi bir yerden kapalı bir mahalle girip, asıl veya yedek anahtarının elde edilmesi, alınması gibi haller sonucu meydana gelebilecek ziya ve hasarlar teminat kapsamı dışındadır. Sigortalıya ait orijinal araç anahtarının araç üzerinde unutulması sonucunda aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya ve hasarlar teminat kapsamı dışındadır. İşbu haller ek hırsızlık teminatı alınması halinde sigorta kapsamındadır.
Ancak bilindiği üzere sigorta ettiren ve/veya sigortalı rizikonun gerçekleşmesine kasten sebebiyet verirse sigortalının kasko sigortasından doğan hakları düşmektedir. Yine Türk Ticaret Kanunun 1448. Maddesine göre ‘’ Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır. Bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır.‘’ sigortalı zararın önlenmesi adına gerekli tedbirleri almaz ise kusurun ağırlığına göre sigortacı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilmektedir.
Dolayısıyla örneğin ek teminat kapsamına giren bir hal olan aracın anahtarlarının araç üzerinde unutularak aracın çalındığı bir durumda sigortalının sigortacıya başvurması halinde sigortacı da aracın kasten çaldırıldığı ya da aracın çalınmaması için gerekli dikkat ve özeni göstermediği iddiası ile sigorta bedelini ödemekten kaçınabilir. Zira ek hırsızlık teminatına giren haller kasıtlı olarak ya da ağır kusurla işlenen fiillere çok yakınlık göstermektedir. Dolayısıyla sigortalı ek hırsızlık teminatı alsa dahi ispat hukuku açısından avantajlı bilgi ve belgeler elde edemez ise aracın çalınması sebebiyle kasko bedelini sigortacıdan tazmin edemeyebilir.
Tüm bu sebeplerle ek hırsızlık kasko sigortası yaptırmanın sigortalı açısından ciddi bir kazanımı olup olmadığı tartışmalıdır.
Av. Oğuzcan Görgöz