Maden, kanundaki tanımıyla yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde olarak ifade edilmiştir.
“Anayasa Madde 168 – Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.”
Anayasanın 168. Maddesinde madenleri de kapsayan tabii servet ve kaynakların Devletin hüküm ve tasarrufunda olacağı açıkça kayıt altına alınmış ve özel mülkiyete kabil olmayacakları da maddenin lafzından açıkça anlaşılmaktadır kaldı ki bu kaynak ve tabii servetlerin aranması ve işletilmesi hakkı da yalnızca devlete aittir. Devlet bu haklarını belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere bırakabileceği de Anayasanın 168. Maddesinde hüküm altına alınmıştır. Günümüzün ekonomik koşulları ve ticaret anlayışı çoğu zaman devletin bu hakkının kullanımını devretmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu makalemizde de devletin bu hakkını devrettiği madenlerin işletilmesi için verilen maden işletme ruhsatını ve bu ruhsat üzerinde kurulan ipotek haklarının incelemesini yapacağız.
Maden İşletme ruhsatı madenin devlet tarafından işletilmesinin belirli bir süreliğine gerçek veya tüzel kişiye devredildiğini gösteren bir belgedir
Maden kanunu Madde 3:
İşletme Ruhsatı: İşletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesi şeklinde işletme ruhsatının tanımını yapmıştır aynı kanunda ruhsat ise
Ruhsat: (Değişik:14/2/2019-7164/5 md.) Madenlerin aranması ve işletilmesi için yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Genel Müdürlükçe verilen belge.
olarak tanımlanmıştır.
Sadece işletme ruhsatı üzerine maden ipoteği kurulabilir. Maden Kanunu’nun 42.maddesinde üretim olmasına rağmen arama ruhsat aşamasında maden ipoteği kurulmasına cevaz vermemiştir. Bu sebepten ötürü makalenin devamında “Ruhsat” işletme ruhsatı anlamında kullanılacaktır.
Maden üzerinde kurulan diğer haklar gibi maden ipoteği de sicile tescille kurulur. İlgili sicil maden sicilidir. Tescil kurucudur. Maden ipoteği sicile tescil edilmeden önce işbu hukuki işlemin hukuki sebebini teşkil edecek bir sözleşmenin yapılması şarttır. Bu sözleşme resmi sözleşme niteliğinde olup resmi memur önünde yapılmalıdır.
Sicilin teşkili ve özellikleri: Madde 38 – Bütün maden hakları ve faaliyetleri ile ilgili teknik ve mali konuları havi maden sicili, yönetmelikte belirtildiği şekilde Genel Müdürlük tarafından tutulur. (2) Maden haklarının devir, intikal, haciz, rehin ve ipotek veya sona erme durumları bu sicile işlenir. Maden sicili alenidir. İlgililer sicil kayıtlarının maden sicil memurlarından biri huzurunda gösterilmesini isteyebilir. Maden sicilindeki kayıtların bilinmediği iddia edilemez. Madenler üzerine iktisap edilecek haklar tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez.
Taşınmaz ipoteklerinde olduğu gibi maden ipoteği de harca ve damga vergisine tabiidir ancak bu ipotek bankadan alınacak kredinin teminatı olarak kurulacaksa 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun ekli (2) sayılı Tablonun IV. Bölümün (23) numaralı fıkrası ile damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesinin (Ek fıkra: 20/6/2001-4684/23 md.; Değişik: 25/12/2003 - 5035/31 md.) gereği harçlardan muaf olacağı için herhangi bir harç veya vergi ödeme yükümlülüğü oluşmayacaktır.
Doktrinde maden ipoteğinde ipotek hukukunda hakim olan belirlilik ilkesine uygun uluslararası standartlarda bir rezerv belirleme sisteminin getirilmemiş olması sıklıkla eleştirilmektedir ve bizce de bu eleştiri son derece yerindedir. Böyle bir sistemin yokluğu bankaların maden ipoteği güvencesiyle kredi verme eğilimini köreltmekte ve madencinin maden için gerekli finansal desteği bulmasını çoğu zaman zorlaştırmaktadır bu durumun çözümü olarak uluslararası standartların ilgili mevzuatça düzenlenmesinin yerinde olacağı kanaatindeyim.
Maden ipoteği Maden Kanunu’nun 42. Maddesinde tanımlanmıştır.
Madde 42 – Maden (...)işletme ruhsat sahibinin maden için yapmış olduğu borcunu veya ileride bu maksatla borçlanmasının temini için maden üzerinde bir veya müteaddit derece ve sırada ipotek tesis olunabilir.
Kanunun açık ifadesi bu ipoteğin yalnızca ruhsat sahibinin maden için yapmış olduğu borcunu veya ileride yine aynı maksatla borçlanmasını sağlamak için kurulabileceğini söylemektedir. Maden üzerinde bir veya birden fazla sıralı ipotek kurulabilir. Maden ipoteği maden harici başka bir borcun teminatı için kurulamayacağı gibi 3. bir kişinin borcunun teminatı olarak da maden ipoteği kurulması mümkün değildir.
Maden ipoteğinin kapsamına işletme ruhsatı ile bir bütün teşkil eden madenin işletilmesi için gerekli olan bütün araç gereç ve tesislerin tamamı girer. Bu sayılanlar arasında tapu siciline kayıtlı taşınmazlarda bulunabilir, bu durumda ipotek hakkı sahibi hakkının zarar görmemesi için genel hükümlere göre tapu siciline şerh verilmesini isteyebilir.
Maden ipoteğinin süresi işletme ruhsatının süresi kadardır ancak ruhsatın sona ermesi üzerine ruhsattan bağımsızlaşan ve ruhsat sahibinin mülkiyetinde yer alan 33. Maddenin birinci fıkrasında belirtilen kuyular, galeriler ve bunların muhafazası için yapılmış olan iksa tesisleri dışında kalan tesis, vasıta, alet ve malzeme üzerinde maden ipoteği devam eder.
Tesislerin intikali: Madde 33 – Arama, (…)(1) ve işletme ruhsatının fesholunması, yürürlük sürelerinin bitmesi veya terk sebebiyle sona ermesi hallerinde ruhsat sahibine tazminat verilmeksizin kuyular, galeriler ve bunların muhafazası için yapılmış olan iksa tesisleri Devlete intikal eder. (1) 1 inci fıkra şümulü dışında kalan tesis, vasıta, alet ve malzeme ruhsat sahibine aittir.
İpotek alacaklısı vadenin gelmesi veya alacağın muaccel hale gelmesi durumunda genel hükümler dairesinde maden işletme ruhsatını sattırabilir. Maden işletme ruhsatını bu yolla iktisap etmek isteyen alıcı bu hakkın iktisabı için aranan maden ehliyetini taşımak zorundadır. MAPEG’den alınacak ehliyetli olduğunu belirten belge bunun için yeterli olacaktır. Satış sonrası MAPEG’e yeni ruhsat sahibi bildirilir ve bu husus maden siciline işlenir ve ipotek kaydı terkin edilir.
İpoteğin paraya çevrilmesi: Madde 43 – İpoteğin vadesi sonunda veya alacağın muacceliyet kesbetmiş olması halinde alacaklı alacağının tahsili için ipoteğin taalluk ettiği maden (...) (2) işletme ruhsatını genel hükümler dairesinde sattırabilir. (2) Maden (…)işletme ruhsatını iktisap etmek isteyen talibin bu hakkın iktisabı için aranan kanuni şartları haiz olması lazımdır. Talip bu şartları haiz bulunduğunu, Genel Müdürlükten alacağı vesika ile ispat eder. İcra dairesi bu vesikayı ibraz etmiş olan talipler arasında satışı yapar
Maden ipoteği ve şahsi mesuliyet
Kanun koyucu maden ipoteği ile teminat altına alınmış alacaktan dolayı aynı zamanda ruhsat sahibinin de sorumluluğuna işaret etmiştir. Bu sebepten dolayı borçlu ruhsat üzerindeki ipotekten olan sorumluluğunun yanında tüm malvarlığı ile şahsi borcundan da sorumludur. Bu sorumluluk ipotek yüklü ruhsatın devri halinde de devam ettiği gibi aynı zamanda işletme ruhsatı üzerindeki ipoteğin alacağa teminat olma özelliği devam eder. İpotek yüklü ruhsatın devri şahsi sorumluluğu ortadan kaldırmaz şahsi sorumluluğun ipotek yüklü yeni ruhsat sahibine geçmesi için ipotek hakkı sahibinin buna rıza göstermesi ve devralan tarafın bu borcu kabul etmesi gerekmektedir. Ancak Kanun koyucu şahsi sorumluluğun devrinin bakanlıkça alacaklıya bildirilmesinden itibaren alacaklının buna itiraz etmemesi durumunda bu durumun borcu devreden ilk borçluyu borcundan kurtaracağını belirtmiştir, kanun koyucu susmaya burada olumsuz bir sonuç yüklemiştir.
Şahsi mesuliyet: Madde 44 – Maden ipoteğiyle temin edilen alacaktan dolayı maden (…)işletme ruhsat sahibi şahsen de mesuldür. (1) İpotekle takyit edilmiş bir maden (…)işletme ruhsatının ahara devri halinde, bu hakkı devredenin borçluluk durumunda bir değişiklik husule gelmeyeceği gibi, alacağın teminatını teşkil eden ipotek de aynen baki kalır. (1) Ancak, maden (…)işletme ruhsatını devralan şahıs ipotekle temin edilmiş olan borcu da şahsen kabul ve taahhüt ettiği ve alacaklı, keyfiyetin Genel Müdürlükçe kendisine tebliğinden itibaren, bir yıl içinde hakkını evvelki borçluya karşı muhafaza eylediğini yazı ile bildirmediği takdirde (…) işletme ruhsatını devreden evvelki borçlu borcundan kurtulur. (1)(3)
(3)(4) Satışın neticesi icra dairesi tarafından Genel Müdürlüğe bildirilir. Keyfiyet madenin sicil kütüğüne şerh ve ipotek kaydı terkin edilir. Devir muamelesi bu surette tekemmül eder.(4)
Medeni Kanun’a Atıf
Maden kanunu ipoteğe ait hükümlerde olan eksikleri medeni kanuna atıf yoluyla tamamlamıştır ancak bu atıf tamamlayıcı nitelikte olup ancak maden kanununa aykırı olmayan hükümlerin uygulanabileceğini göstermektedir ayrıca bu atıf külli bir atıf olmayıp yalnızca ipotek konusundaki hükümlerin maden kanunu tamamlayıcı nitelikte uygulanabileceğini belirtmektedir.
Her ne kadar bu hüküm külli bir atıf niteliğinde olmasa da kamu hukuku ve özel hukuk arasında kalan karma bir hukuk alanı olan Maden Hukukunun Özel Hukuk yönü ağır basan alanlarında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 5. Maddesinin açık hükmü gereği Medeni Kanunun ve Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinin Maden Kanununa aykırı olmamak kaydıyla işbu maddeden bağımsız olarak uygulanabileceği görüşündeyim.
Madde 5 - Bu Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.
Barkın Çalışır
Kaynakça:
1. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu Maden Hukuku
2. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu Maden İpotekleri
3. Bünyamin Çitil Tüm Yönleriyle Maden Hukuku
4. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
5. Maden Kanunu
6. Türk Medeni Kanunu