I.
Giriş
Nişanlanma
iki farklı cinsten iki kişinin birbirlerine evlenmek üzere vaatte bulunmasıdır.
[1] Nişanlılık evlenme, ölüm, gaiplik, imkansızlık ile sona erebileceği gibi
tarafların anlaşmasıyla veya taraflardan birinin kusurlu davranışı ile de sona
erebilir. [2] Nişanlılık taraflardan birinin kusurlu davranışı yüzünden sona
erdiyse kusuru bulunmayan veya nispeten daha az kusurlu olan taraf belirli
şartlar altında maddi tazminat isteminde bulunabilir. [3] Nişanın bozulmasının
sonuçları, Türk Medeni Kanunu’nun Maddi Tazminat (TMK 120), Manevi Tazminat (TMK
121) ve Hediyelerin Geri Verilmesi (TMK 122) başlıkları altında düzenlenmiştir.
Çalışmada
özellikle Türk Medeni Kanunu’nun 120.maddesi ele alınmıştır. Bu doğrultuda ilk
olarak kısaca nişanlanmanın hukuki niteliği ve nişanın bozulması nedeniyle
açılan maddi tazminat davasında talep edilebilecek zarar türüne değinilmiştir.
Devamında ise Yargıtay’ın eski ve yeni kanun döneminde vermiş olduğu çeşitli
kararlar ve doktrindeki görüşler de göz önünde bulundurularak çalışmanın asıl
konusu olan nişan töreni için yapılan masrafların istenip istenemeyeceği hususu
üzerinde durulmuştur.
II.
Nişanlanmanın Hukuki Niteliği
Nişanlanma,
Türk Medeni Kanunu’nun 118.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre
nişanlanma evlenme vaadiyle olur. İlgili maddede nişanlanmanın doğrudan
tanımına ve ayrıntısına yer verilmemiştir.[4] Bu nedenle nişanın bozulmasından
doğan zararların tazminini belirleyebilmek için öncelikle nişanlanmanın hukuki
niteliğini açıklamak gerekir.
Öğretideki
bir görüşe göre nişanlanma evlenme vaadi içerdiği için ön sözleşme olarak kabul
edilmesi gerekir.[5] Kanaatimizce bu görüşe katılmak isabetli değildir çünkü
öncelikle ön sözleşme asıl sözleşmenin şekil şartına tabidir. Oysaki nişanlanma
herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Ayrıca taraflar ön sözleşme
yaptığında, sözleşme yapma borcunu yerine getirmeyen tarafa karşı borcun ifası
için dava açılabilir. Fakat nişanlılardan birisi diğer tarafı evlenmeye
zorlayamaz ve dava yoluna gidemez.
Öğretide
ve uygulamada kabul gören bir diğer görüşe göre ise nişanlanma karşılıklı iki tarafın
irade beyanıyla kurulan bir aile hukuku sözleşmesidir. [6] Borçlar hukukuna
göre borçlu borcunu ifa etmek zorundadır. Her ne kadar nişanlanma sonucunda
tarafları evlenme borcu altına sokmak uygun olmasa da şartları bulunduğu
takdirde nişanı bozan taraftan tazminat talep edilebilir. [7]
III.
Nişanın Bozulması Sonucunda Maddi Tazminat Davası Kapsamında Talep Edilebilecek
Zarar Türü
Türk
Medeni Kanunu’nun 120.maddesine göre: “Nişanı kusurlu olarak bozan taraf
diğer tarafa dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı
harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat
vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.”
Nişanın bozulmasından doğan maddi tazminat davalarında tazminat alacaklısı
nişanın bozulmasında kusuru olmayan veya karşı tarafa nispeten daha az kusurlu
olan nişanlı ile bu nişanlının TMK 120/3 uyarınca ana ve babası veya onlar gibi
davranan kimseleridir. Tazminat borçlusu ise nişanı haksız veya sebepsiz yere
bozan taraftır.[8] Genel tanıma göre menfi (olumsuz) zarar geçerli olacağına
güvenilen bir sözleşmenin geçersiz olması veya kurulacağına güvenilen bir
sözleşmenin hiç kurulmaması yüzünden uğranılan zarardır.
Madde
metninden anlaşıldığı üzere evlenmenin gerçekleşecek olmasına güvenen taraf,
nişanlanmayı kusuruyla sona erdiren taraftan uğramış olduğu birtakım zararı
tazmin edebilecektir. Buradaki zarar menfi zarar tanımına uygun düşmektedir.
Sonuç olarak TMK’nın 120.maddesine dayanılarak açılan maddi tazminat davasında
menfi zararlar talep edilecektir. [10] Yargıtay’a göre de “…Davacı yanın
isteyeceği tazminat menfi tazminattır. Başka bir anlatımla, nişanlanma
olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın
kapsamı yasada gösterilmiş olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde
yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla
katlanılan maddi fedakarlıklardır.” [11]
IV.
Doktrine Göre Dava Kapsamında Talep Edilebilecek Nişan Giderleri ve Nişan
Töreni Masraflarının İstenip İstenememesi
Doktrine
göre nişanlanmanın geçerli olduğuna güvenilerek evlenme amacıyla yapılan
masraflar (nişan tören yerinin kirası, konukların giderleri vb.) talep
edilebilirken, nişanlanmanın icabı yapılan masraflar veya örf ve adet gereği
katlanılan fedakarlıkla (çiçek, pasta, ziyaret, elbise vb.) talep edilemez.
Doktrine göre talep edilebilecek nişan giderleri evlenme amacıyla yapılan
masraflardır. Zaten bu harcamalar eski kanunda (eTMK) 84.maddeye göre
istenebilen giderlerdir. Zira tartışmalı olan husus nişan töreni için yapılan
masraflardı. Kanun koyucu tartışmayı gidermek amacıyla yeni kanun döneminde
120.maddenin son cümlesine “nişan giderleri” ifadesini eklemiştir. Bu
sebeple nişan töreni için yapılan tüm masrafların (elbise, fotoğraf, yiyecek, içecek
masrafı gibi) talep edilmesi, yeni Türk Medeni Kanunu’nun 120.maddesinde
yapılan değişikliği daha anlamlı kılacaktır.[12]
Yargıtay’ın
çoğu kararında kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen
(elbise, ayakkabı, kuaför gideri, pasta, meyve suyu vs. gibi) eşyaların
iadesine karar verilemez ilkesi benimsenmiştir. [13] Kanaatimizce bu ilke maddi
tazminat talebinde bulunulduğunda değil, Türk Medeni Kanunu’nun 122.maddesine
göre hediyelerin geri verilmesi söz konusu olduğunda uygulama alanı bulmalıdır.
Zira TMK’nın 120.maddesinde eşyaların iadesi değil uğranılan zararın giderilmesi
hususu düzenlenmiştir. Yargıtay’ın çeşitli kararlarına bakıldığında maddi
tazminat/menfi zarar kapsamında hangi tür kalemlerin istenebileceğine ilişkin
somut bir örneğe rastlanılamamıştır. Yargıtay, davacı tarafın her türlü maddi
zarar tazmini talebini hediye kapsamında değerlendirmekte, kullanmakla eskiyen
ve tükenen eşyaların iade edilemeyeceği ilkesini uygulamaktadır.
Fakat
burada davacı TMK 120 kapsamında eşyaların iadesini değil nişan töreni yüzünden
uğradığı zararı talep etmektedir. Öte yandan ilgili ilke benimsendiği takdirde
Türk Medeni Kanunu 120/1 son cümlesinde sözü geçen nişan giderinin kapsamı ne olacaktır?
Kanaatimizce Türk Medeni Kanunu 120/1 ilk cümlesindeki şartlar yerine
getirildiği sürece nişan töreni için yapılan her türlü masraf istenebilir.
Fakat
burada da şöyle bir sorun ortaya çıkabilir: Talep hakkı bulunan taraf nişan
töreni için olağan dışı masrafta bulunmuşsa yine de bu masrafların tazminini
talep edebilecek midir? Bu noktada 120.maddenin ilk cümlesine göre dürüstlük
kuralı çerçevesinde yapılan masrafları talep edilebilecektir. Örneğin karşı
tarafın rızası olmadan salt keyfi veya gösteriş için yapılan olağandışı
masraflar dürüstlük kuralı gereği talep edilememelidir.[14]
V.4721
Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğe Girmeden Önceki ve Yürürlüğe Girdikten Sonraki
Dönemde Yargıtay Uygulamaları
Eski
kanun döneminde nişan giderlerinin talep edilip edilemeyeceğine ilişkin açık
hüküm bulunmamaktaydı. Bu sebeple doktrinde ve Yargıtay uygulamasında
farklılıklar mevcuttu. Yeni kanun yürürlüğe girmeden önce doktrinde Tekinay’a
göre nişan töreni masrafını da 743 sayılı Medeni Kanunu’nun 84.maddesi (Yeni
Türk Medeni Kanunu’nun 120.maddesi) kapsamında talep edilebileceğini, bazı
yazarlar ise bu tören masraflarının evlilik amacı taşımadığından talep
edilemeyeceğini savunmuştur. [15] 1962 tarihli bir Yargıtay kararında mahrum
kalınan kazanç adı altında nişan töreni için yapılan masrafların da maddi
tazminat kapsamında talep edilebileceği sonucuna varılmıştır.[16] 1994 tarihli
bir Yargıtay kararında “Ancak, asıl davadaki maddi tazminat istemi; nişan
töreninde yapılan yiyecek ve içecek giderleri ile gömlek, kravat ve iras takımı
gibi hediye bedellerine ilişkin bulunmaktadır. Sözü edilen yiyecek ve içecek
giderleri; nişanın duyuru giderlerinden sayıldığı cihetle TMK.nun 84. maddesi
kapsamına girmez ve bu bakımdan karşı taraftan tazmini istenemez.’’
şeklinde hüküm kurmuştur. Karardan hareketle Yargıtay, nişan töreni için
yapılan giderlerin evlenme amacıyla yapılmadığını bu sebeple de bu giderlerin
tazmininin istenemeyeceği görüşündeydi. [17] Yani esas tartışma nişan
töreninden doğan zararların talebi noktasında çıkmaktaydı. 2001 yılında 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle 120.maddenin ilk fıkrasının
son cümlesinde nişan giderlerinin de talep edilebileceği düzenleme altına
alınmıştır. Bu düzenleme sonrasında Yargıtay kararları şu şekildedir:
2006
tarihli bir Yargıtay kararında “Ayrıca TMK'nun 120/son cümlesine göre, nişan
giderleri (nişan duyuru giderleri) de iade kapsamında değerlendirilmelidir.
Somut olayda, (esas davada) nişan duyuru gideri (bir milyar lira) gondol takımı
ile alyans söz yüzüğü, kolye, künye'den oluşan altın setin, 5 adet bileziğin ve
2 adet çeyrek altının iadesi ve manevi tazminat istenmiş olup bunların karşı
tarafa (nişanlıya) ;davacı, ailesi ve yakınları tarafından verildiği saptanmış
olmakla birlikte; öncelikle kim tarafından hangi harcamanın yapıldığı, hangi
hediyelerin verildiği ayrıntılı olarak belirlenmemiş; sonrasında nişan duyuru
giderlerinin de iade kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmemiştir.
Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.’’ [18] Buradan
görüldüğü üzere Yargıtay kanun değişikliği sonrasında tam tersi bir uygulamaya
gitmiş nişan töreni için yapılan masrafların 120/1 son cümlesine göre talep
edilebileceğini kabul etmiştir. Yine 2012 tarihli Yargıtay kararında “4721
Sayılı TMK. nun 120/1.maddesinde; “Nişanlılardan biri haklı bir sebep
olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir
sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları
çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı fedakârlıklar
karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri
hakkında da uygulanır.” hükmü getirilmiştir. [19] Kanunda “nişan için
yapılan giderlerin” de yukarıdaki esaslar çerçevesinde istenebileceği belirtilmiştir.
Davacı, nişan için salon tutulması, fotoğraf çekilmesi gibi giderleri
bulunduğunu iddia ederek tahsilini talep etmiş olmasına göre; bu iddianın
araştırılarak kanıtlandığı takdirde tahsiline karar verilmesi gerekir. Burada
Yargıtay ‘’Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır’’ hükmü
üzerinde durmuş, nişan için yapılan giderler için ‘’kullanmakla tükenen eşyalar
iade edilemez’’ ilkesini aramaksızın fotoğraf çekimi gibi giderlerin de talep
edilebileceğini belirtmiştir. Fakat başka bir Yargıtay kararında ‘’Kural
olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför
gideri, pasta, meyve suyu vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Somut
olayda, mahkemece, nişan giderlerinin (pasta, fotoğraf, salon kirası vs.)
tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.’’ demiştir. [20] Son tarihli
kararlara bakıldığında da bu ilkenin uygulandığı görülmektedir. Kanaatimizce
zaten evlenme amacıyla yapılmış olan harcamalar için herhangi bir tartışma
bulunmamaktaydı. Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere geçmiş dönemde
tartışmalı olan husus fotoğraf çekimi, tören masrafı gibi nişan töreni için
yapılan masraflardı. Kanaatimizce kanun koyucu bu tartışmayı giderme amacıyla
Türk Medeni Kanunu 120.maddesine genel bir ifade ile nişan giderleri ifadesini
ekleyerek eski kanunun 84.maddesinin karşılığı olan 4721 sayılı kanunun
120.maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesine göre talep edilemeyen
alacakların talep edilebilmesi için bu düzenlemeyi getirmiştir. Bu sebeple
Yargıtay’ın yeni düzenlemeye rağmen bu sefer de ‘’kullanmakla tükenen eşyalar
iade edilemez’’ ilkesiyle sınırlama getirmesi isabetsizdir.
VI.
Sonuç
Yukarıda
verilen Yargıtay kararları ışığında hem eski kanun hem de yeni kanun döneminde
nişan töreni masrafları hakkında çeşitli kararlar verilmiştir. Nişan töreni
masrafları hakkında görüş birliği sağlanması adına 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu’nun 120.maddesi ile TMK’da yer almayan ‘’Aynı kural nişan giderleri
hakkında da uygulanır.’’ hükmü getirilmiştir. Yeni kanun döneminde de uygulama
farklılığı sürmekte olup Yargıtay’ın son zamanlarda maddi tazminat davalarında
nişan töreni giderlerine ilişkin talepleri ‘’kullanılmakla tükenen eşyaların
iade edilemez’’ ilkesini benimseyerek reddettiği görülmektedir. Bu ilkenin
maddi tazminat talepleri hakkında neden uygulanmaması gerektiği üzerinde
yukarıda durulmuştur. Kaldı ki bu ilkenin benimsenmesi Türk Medeni Kanunu’nun
120/1 son cümlesi ‘’nişan giderleri için de geçerlidir’’ hükmünü etkisiz
bırakmaktadır. Zira nişanlılık sırasında evlilik amacı ile yapılan giderler
hakkında zaten herhangi bir tereddüt bulunmamaktaydı. Bu sebeple kanaatimizce
Yargıtay bahsi geçen ilkeden dönmeli ve dürüstlük kuralına uygun düştüğü sürece
nişan töreni için yapılan her türlü giderler talep edilebilmelidir.
Av.
Deniz Demir
Kaynakça:
1. Hatemi Hüseyin
& Kalkan Oğuztürk Burcu, Aile Hukuku, s.10, (2014) & Özen Arslan Damla,
Nişanlanmanın Sona Ermesi ve Sonuçları, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, s.1, (2022)
2. Özese Hüseyin,
Nişanlılık İlişkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları, Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, s.11, (1998)
3. Gürsel Nurettin,
Nişanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve Nişan Hediyelerinin-
Ağırlığın Geri Verilmesi, Adalet Dergisi, s.19, (1963)
4. Özen
Arslan Damla, Nişanlanmanın Sona Ermesi ve Sonuçları, Tekirdağ Namık Kemal
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.1, (2022)
5. Dural Mustafa&
Öğüz Tufan& Gümüş Alper, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, s.13,
(2016)
6. Dural Mustafa&
Öğüz Tufan& Gümüş Alper, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, s.15,
(2016)
7. Hatemi Hüseyin
& Kalkan Oğuztürk Burcu, Aile Hukuku, s.11, (2014) & Gürsel Nurettin,
Nişanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve Nişan Hediyelerinin-
Ağırlığın Geri Verilmesi, Adalet Dergisi, s.20, (1963)
8. Ergüne Serkan,
Nişanın Bozulmasında Maddi Tazminat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası,
s.761, (2016)
9. Oğuzman
Kemal &Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt-1, s.386, (2016)
10. Ergüne Serkan,
Nişanın Bozulmasında Maddi Tazminat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Mecmuası, s.763, (2016)
11. Yargıtay
3. HD., E. 2015/8007 K. 2015/15143 T. 06.10.2015, lexpera.com, set:5.4.2023
12. Yargıtay
3. HD., E. 2015/8007 K. 2015/15143 T. 06.10.2015, lexpera.com, set.5.4.2023
13. Yargıtay
3. HD., E. 2013/19593 K. 2014/3372 T. 5.3.2014, lexpera.com, set:9.4.2023
14. Dural Mustafa&
Öğüz Tufan& Gümüş Alper, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, s.34,
(2016)
15. Özese Hüseyin,
Nişanlılık İlişkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları, Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, s.54, (1998)
16. Gürsel Nurettin,
Nişanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve Nişan Hediyelerinin-
Ağırlığın Geri Verilmesi, Adalet Dergisi, s.20, (1963)
17. Ergüne Serkan,
Nişanın Bozulmasında Maddi Tazminat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Mecmuası, s.766, (2016) & Yargıtay 3. HD., E. 1994/6159 K. 1994/7437 T.
09.05.1994, lexpera.com,set: 10.4.2023
18.Yargıtay
3. HD., E. 2006/4523 K. 2006/5464 T. 02.05.2006, lexpera.com, set:10.04.2023
19.Yargıtay
3. HD., E. 2012/16306 K. 2012/18867 T. 17.9.2012, lexpera.com, set:11.3.2023
20. Yargıtay
3. HD., E. 2013/19689 K. 2014/4531 T. 24.3.2014, lexpera.com, set:11.3.2023