Teşebbüslerin piyasa hareketlerindeki paralellik her zaman teşebbüsler arası anlaşmalardan veya iradi uyumlu davranışlardan kaynaklanmaz. Özellikle az sayıda oyuncunun faaliyet gösterdiği, nispeten şeffaf ve homojen mal veya hizmetlerin sağlandığı oligopolistik piyasalarda hususun her olay özelinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Oligopolistik bir pazar, az sayıda firmanın faaliyet gösterdiği ve hiç birinin tek başına hakim durumda olmadığı pazarlardır. Avrupa Birliği Hukuku görüş ve kararları da göz önüne alınarak; "Karşılıklı bağımlılık” (inter-dependence) teorisine göre oligopolistik piyasalarda faaliyet gösteren firmalar izleyecek oldukları politikaları belirlerken rakiplerinin davranışlarını dikkate almak zorundadırlar. Firmalar rakiplerinden bağımsız bir şekilde fiyatlarını belirleyememektedirler. Eğer bir firma fiyatını aşağıya çekerse rakipler hemen karşılık vererek rekabet etmek isteyeceklerdir. Eğer bir firma fiyatını yükseltirse de rakipler fiyatlarını yükseltmemeyi tercih edebilecek ve yine rekabet içerisinde kalmayı tercih edebileceklerdir. Bu karşılıklı bağımlılık halidir. Karşılıklı bağımlılık neticesinde firmalar paralel davranışlar sergileyeceklerdir.
Oligopolistik pazarlarda faaliyet gösteren firmalar genellikle bir işbirliği yapma eğilimindedir. Çünkü rekabet maliyetlidir ve bir o kadar da çaba sarf edilmesini gerektirmektedir. Bu denli zararlı olabilecek bir rekabet yerine rakiplerin davranışlarına ilişkin belirsizlikleri ortadan kaldırmak üzere koordine edilmiş bir karşılıklı etkileşim çoğu zaman bu firmaların lehine olacaktır. Ancak bu demek değildir ki, oligopolistik pazarlarda faaliyet gösteren firmalar her zaman bilinçli bir şekilde etkileşim içine girip uyumlu eylem gerçekleştirirler. Anıldığı üzere, pazar yapısı gereği bu firmalar her zaman birbirlerinin davranışlarını takip edebilecekleri şeffaf şartlarda çalışmaktadır ve bu çerçevede ister istemez birbirlerinin davranışlarını ve muhtemel politikalarını takip edip dikkate almak zorunda kalmaktadır. Ancak buradaki temel sorun bu paralel davranışların gerçekten pazarın yapısından kaynaklanan karşılıklı bağımlılığın mı yoksa firmalar arasındaki bir uyumlu eylemin mi sonucu olduğu konusundaki belirsizliktir. Asıl incelenmesi gereken husus da budur.
Ekonomik literatürde oligopolistik paralel davranışlar hakkında büyük bir tartışma vardır. Temel sorun yukarıda değinildiği üzere; bu paralelliğin kaynağıdır. Bu konuda Stigler'in yaklaşımının önemli ipuçları verdiği kabul edilmektedir. Stigler, oligopolistik pazarlarda firmaların başarılı bir koordinasyon gerçekleştirebilmeleri için öncelikle üç şartın yerine getirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Stigler'e göre eğer bu şartlar yerine getirilmezse oligopolistik pazarlardaki firmaların başarılı bir uyumlu eylem gerçekleştirmeleri zordur ve ortaya çıkan paralel davranışlar bir uyumlu eylem anlamına gelmemektedir. Bu üç şart şunlardır:
-uyumlu eylem şartlarının belirlenmesi
-anlaşmayı gizlice bozanların denetimi (cheating problem)
-bu firmaların etkin bir şekilde cezalandırılması
Stigler, bu bağlamda söz konusu şartları yerine getirmenin zor olduğunu, her firmanın diğerlerini kandırarak, anlaşma fiyatının biraz altından satış yaparak daha fazla kar elde etme dürtüsüne sahip olacağını ve bu nedenle, oligopolistik pazarlarda ortaya çıkan dengenin işbirliğine değil rekabetçi koşullara dayanacağını ileri sürmektedir. Stigler’in bu yaklaşımı “tek vuruşluk oyun” (one-shot game) olarak nitelendirilmektedir. Ancak gerçek hayatta piyasalardaki ilişkiler tek vuruşluk bir oyun değil tekrarlanan oyunlardır (repeated game). Bu tekrarlanan oyun yaklaşımı içerisinde firmalar bilir ki, oyun devam etmektedir ve rakiplerle gelecekte pek çok defa karşılaşılacaklardır. İşte bu nokta firmaların, işbirliğinden diğerlerini kandırarak sapma dürtülerini azaltacaktır. Yaşar Tekdemir’in görüşüne göre; bir firma aldatırsa bir defa olmak üzere olağanüstü kar elde edecektir, ancak gelecekte rakipler ona güvenmeyeceği için hep onlarla rekabet etmek durumunda kalacaktır. Bu nedenle gelecekte elde edilecek olağanüstü karı kaybetmemek için firmalar aldatma yolunu seçmeyeceklerdir. Ancak yine tekrar eden oyun yaklaşımında firmaların başarılı bir uyum göstermeleri, Stigler’in ortaya koyduğu şartların tümünün karşılanmasına bağlıdır.
Oligopolistik bağımlılık kuralı Avrupa Birliğ’nde de uygulanmaktadır. Yerleşmiş içtihat niteliğindeki ABAD’ın Divanı’nın Şeker (Sugar) Kararı’nda da paralel davranışların her zaman uyumlu eylem teşkil etmeyeceği açıkça ifade edilmiştir: “TFEU 81. madde (yeni 101. md.) firmaların kendilerini mevcut ve beklenen rakip davranışlarına uyum sağlama özgürlüklerini ya da haklarını kısıtlamaz…” beyan ederek rekabetin ihlali teşkil etmeyeceğina karar vermiştir. Aynı hususta yine Divan’ın “Dyestuffs Davasıf” kararında da “davranışların paralelliğinin tek başına uyumlu eylem olarak değerlendirilemeyeceği” belirtilmiştir. Görülmektedir ki; ABAD da oligopolistik piyasalarda gözlemlenen paralel davranışların koordinasyon ve işbirliği özellikleri ispat edilebilirse ancak uyumlu eylem olarak değerlendirilebileceği görüşündedir.
Kurul emsal kararları da aynı doğrultudadır. Kurul’un maya sektörüne ilişkin bir kararında da teşebbüsler arasında, mayanın fabrika çıkış fiyatlarının birlikte belirlendiğine ilişkin gizli bir işbirliğinin bulunduğunu ortaya koyan hiçbir bağlantı deliline de ulaşılamamıştır. Bu durumda paralel davranışların uyumlu eylem niteliğinde olup olmadığının açık ifade ile gizli bir işbirliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tam kanıt ölçütü sağlanarak kanıtlanması olanaklı olmayıp uyumlu eylem karinesinin var olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir. Bu bağlamda, Rekabet Kurulu, piyasanın yapısını paralel davranışların ekonomik ve rasyonel gerekçesi olarak değerlendirmiş ve paralel davranışların teşebbüslerin tek taraflı ve bağımsız kararlarına dayanan oligopolistik karşılıklı bağımlılıktan (Rekabet Kurulu ifadesi ile oligopolistik bağımlılık) kaynaklanan bilinçli paralel davranışlar niteliğinde olduğu ve bu sebeple uyumlu eylem yasağının ihlal edilmemiş olduğu sonucuna ulaşmıştır:
“…Oligopolistik pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüsler arasında gözlenen paralel davranışlar tarafların uyumlu eylem halinde olduklarına dair önemli deliller olmakla birlikte, bunlar başka delillerle desteklenmeksizin tek başlarına uyumlu eylemi göstermezler. Bu tip pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüsler önemli kararlar verirlerken rakiplerinin muhtemel tepkilerini göz önünde bulundurmak zorundadırlar… ‘Oligopolistik bağımlılık’ olarak ifade edilen bu özellik oligopolistik pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüslerin faaliyetlerinde paralelliklerin oluşmasına neden olabilmektedir… Oligopolistik özellikler gösteren ekmek mayası pazarında gözlenen paralel fiyat hareketlerini pazarın yapısından kaynaklanan, piyasanın ekonomik ve rasyonel gerekçeleri olarak değerlendirmek mümkündür…”
Bizim de kanaatimiz, davranışların 4. madde yasağı kapsamında değerlendirilebilmesi için tarafların iradelerinin uyuşması gerekmektedir. Bu yönde ortak bir irade oluşmamışsa uyumlu eylem karinesi uygulama yeri bulmayacaktır.
Av. Ayça Güntülü Alkan
Kaynakça:
1. Stigler, George J. "A theory of oligopoly." Journal of political Economy 72.1 (1964): 44-61.
2. Suiker vs Commission, 1975 ECR 1663, p.1942.
3. The Dyestuffs Case, ECR, 14 July 1972, C:1972:70.
4. Mann, Francis A. "The Dyestuffs Case in the Court of Justice of the European Communities." International and Comparative Law Quarterly (1973): 35-50.
5. RK, 27-06-2000, 00-24/255-18
6. RK, 23-08-2005, 05-60/896-241
7. RK, 1-8-2002, 02-46/557-227