Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

REKABET KURULU SORUŞTURMASI VE ŞİKÂYETÇİNİN KONUMU

REKABET KURULU SORUŞTURMASI VE ŞİKÂYETÇİNİN KONUMU

I. Genel olarak

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ilk maddesinde bu Kanunun amacının; mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olduğu belirtilmiştir.

Kanunun kapsamına ise m.2 hükmü uyarınca; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler girmektedir.

İşbu amaçları sağlamak üzere 13 Aralık 1994 tarihinde Rekabet Kurumu kurulmuştur. 4054 sayılı Kanunun 21. maddesi hükmünde belirtildiği üzere Kurum teşkilatı; Rekabet Kurulu, Başkanlık ve Hizmet Birimlerinden oluşmaktadır.

Kanuna aykırılık teşkil eden işlemler doğrultusunda yürütülecek olan soruşturma ise Rekabet Kurulu’nun görev kapsamında olup Kanun’un 27. maddesinde;

“Madde 27 – Kurulun görev ve yetkileri şunlardır:

 a) Bu Kanunda yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak; bu Kanunda düzenlenen hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlallere son verilmesi için gerekli tedbirleri alıp bundan sorumlu olanlara idari para cezaları uygulamak,” denilmektedir.

Görüldüğü üzere Kanun maddesinde a bendi uyarınca 4054 sayılı Kanunda yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak; bu Kanunda düzenlenen hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlallere son verilmesi için gerekli tedbirleri alıp bundan sorumlu olanlara idari para cezaları uygulamak Kurulun görevlerindendir.

Başvurudan kasıt ise meşru bir menfaati olan gerçek veya tüzel kişilerin Şikâyeti, ihbar veya Ticaret Bakanlığı’nın talebi anlamına gelmektedir. Görüldüğü üzere başvuruda bulunanlar da soruşturma sürecinin bir parçası olup soruşturmaya etki etmektedirler.

II. Rekabet Kurulu’nun İnceleme ve Araştırma Usulü

Kurulun inceleme ve araştırma usulü Kanunun dördüncü kısmında düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre; Kurul, resen veya kendisine yapılan başvurular üzerine yeterli bilgi ve belgeye sahip ise doğrudan soruşturma açılmasına karar verebileceği gibi soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına da karar verebilir.

Ön araştırma yapılmasına karar verildiği takdirde Kurul Başkanı, meslek personeli uzmanlardan bir ya da birkaçını raportör olarak görevlendirir. Görevlendirilen raportör 30 gün içinde elde ettiği bilgileri, her türlü delilleri ve konu hakkındaki görüşlerini Kurula yazılı olarak bildirir. Ön araştırma raporunun Kurula sunulmasını takip eden 10 gün içerisinde Kurul soruşturma açılmasına veya açılmamasına yönelik karar verir.

Kurulun, ihbar veya Şikâyet başvurularında ileri sürülen iddiaları ciddi ve yeterli bulması durumunda, ihbar veya Şikâyet edenlere ileri sürülen iddiaların ciddi bulunduğu ve araştırmaya başlandığı yazılı olarak bildirilir. Ön araştırma soncunda soruşturma açılmasına gerek olmadığı kararı verilmesi halinde, işbu karar bir nihai karar niteliğinde olup doğrudan ya da dolaylı menfaati olduğunu belgeleyen herkes karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.

Kanun hükmünde açıklandığı üzere Kurul resen veya başvuru üzerine soruşturma yapabilir. Ancak belirtilmelidir ki m.41/2 hükmü “Kurul; pazar payı ve ciro gibi ölçütleri esas alarak rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması gibi

açık ve ağır ihlaller hariç olmak üzere, piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmayabilir.” şeklinde olup de minimis ilkesi uygulanmaktadır. [1]

RKHK m.9/3 hükmü ise; “Kurul, birinci fıkraya göre bir karar almadan önce ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine ihlale ne şekilde son vereceklerine ilişkin görüşlerini yazılı olarak bildirir.” şeklindedir.

İşbu durum “RKHK md. 9/3 kapsamında değerlendirildiğinde ise Rekabet Kurulu’nun ortada bir rekabet ihlali bulunmasına/bulunma ihtimali yüksek olmasına rağmen bazı durumlarda teşebbüslerin yarattığı etki ve ilgili pazarları göz önünde bulundurarak soruşturma açılmaması yönünde karar verdiği ve görüş bildirmekle yetindiği görülmektedir.” [2]

De minimis ilkesinin uygulanmasına örnek olarak; Mersin’in Mut ilçesinde faaliyette bulunan internet kafelerinin aralarında anlaşarak fiyat belirledikleri iddiası ile yapılan ön araştırma sonucunda aşağıdaki şekilde karar verilmiştir;

“Rekabet Kurumu kayıtlarına 15.11.2016 tarih ve 6657 sayı ile intikal eden, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından 15.11.2016 tarih ve 12182 sayı ile iletilen yazının ekinde yer alan bilgi edinme başvurusunda özetle; Mersin’in Mut ilçesinde faaliyet gösteren 10 internet kafe işletmecisinin 01.07.2015 tarihinde toplanarak, 15 yıldır 1 TL olan internet saat ücretinin 1,5 TL yapılması yönünde oy birliği ile karar aldıkları, buna karşın bu teşebbüslerden birinin 12.11.2016 tarihinde mutabık olunan fiyat seviyesinden ücretlendirmeyi sonlandırdığı ve tekrar 1 TL’ye düşürerek haksız rekabet ortamı oluşturduğu ifade edilmiş ve internet saat ücretlerinin tekrar 1,5 TL yapılması talep edilmiştir.

Rekabet hukuku incelemelerinde, rekabeti kısıtlayıcı anlaşmanın etkilediği pazarın ve anlaşmayı gerçekleştiren teşebbüslerin ekonomik faaliyetlerinin büyüklüğü de önem arz edebilmektedir. Nitekim Rekabet Kurulu etkilenen pazarın ve incelemeye konu ekonomik faaliyetin çok küçük olduğu, anlaşmanın hayata geçirilemediği, herhangi bir yaptırım uygulanmadığı durumlarda teşebbüsler hakkında soruşturma açmamayı, daha çok 4054 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca taraflara görüş göndermeyi tercih etmektedir.” [3] gerekçesiyle RKHK m.41 uyarınca soruşturma açılmamasına karar verilmiştir.

Kurum, Türk rekabet hukukuna yeni getirilen bir kavram olan de minimis ilkesinin uygulanmasına ilişkin süreç ve usullerle ilgili ayrıntıları ve ilgili pazar payı ve ciro eşiklerini açıklığa kavuşturmak için 16 Mart 2021 tarihinde 2021/3 sayılı Tebliği yayınlamıştır.” [4]

III. Sözlü Savunma Toplantısı ve İspat Vasıtaları

Sözlü savunma toplantısı, soruşturma safhasının bitiminden en az 30 gün en çok 60 gün içinde yapılır. Sözlü savunma toplantısına ilişkin düzenlemeler RKHK m.46-47, Rekabet Kurumu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik m.63-64 ve 2010/2 sayılı Rekabet Kurulu Nezdinde Yapılan Sözlü Savunma Toplantıları Hakkında Tebliğ hükümlerinde mevcuttur. 2010/2 sayılı Tebliğ’in ikinci bölümünde izah edildiği üzere sözlü savunma toplantısı tarafların talebi üzerine veya re’sen Kurul kararı üzerine gerçekleştirilir. Şikâyetçiler, Kurul tarafından belirlenen sürede yazılı talepte bulunmaları halinde toplantıya katılabilir. Toplantıya katılmak isteyen üçüncü kişiler, aynı süre içinde, toplantı konusu ile ilgili menfaat ilişkilerini ortaya koyan bilgi ve belgeleri içeren bir dilekçe ile Kurula başvurabilir.

Kanundaki “taraf” kelimesinden ne anlaşılması gerektiği konusunda öğretide farklı görüşler bulunmakta olup Aslan’a göre “RKHK m.43/2 hükmündeki taraf sözcüğü hem resmen Şikâyette bulunanı, hem de Şikâyet edileni kapsamaktadır. Rekabet davalarında ve soruşturmalarında Şikâyetçi Kurulun yanında yer alır ve taraftır. Kanun da Şikâyetçi taraf olarak gördüğü Şikâyetçiye usul kuralları içinde yer vermiş ve yargı yoluna başvuru hakkı tanımıştır.” [5]

Aslan, RKHK md. 47/4’te yer alan taraf sözcüğünün Şikâyetçi ve doğrudan veya dolaylı menfaati bulunan 3. Kişileri kapsayacak şekilde en geniş anlamı ile kullanıldığını, üçüncü kişilerin sözlü savunma toplantısına katılarak ya Kurul’un ya da teşebbüslerin yanında yer alacağını, bu katılımın dinleyici değil Kurul’un vereceği karar ile etkilenecek menfaatlerini koruyabilecekleri bir düzeyde olması gerektiğini belirtmektedir.” [6]

Yine Aslan, RKHK m. 48/2 hükmünde geçen taraf sözcüğünden kastedilenin Şikâyetçi ve savunma tarafları olduğunu, böylece sözlü savunma toplantısı yapılmasını talep edebileceklerini ve dosya örneği ve ilgili soruşturma raporlarının tarafla paylaşılmasının mümkün olduğu; doğrudan veya dolaylı menfaati bulunan üçüncü kişilerin sözlü savunma toplantısı yapılmasını isteme hakkı olmadığını savunmaktadır. [7]

Bu görüşün aksi öğretide savunulmakta olup m.46 hükmünde geçen taraflar ibaresi ile ilgili olarak; “ Bu maddede yer alan taraflar ifadesi kural olarak soruşturmaya konu teşebbüsleri kapsamaktadır. 2010/2 sayılı Tebliğ m.6’ya göre Şikâyetçi ve toplantıya katılmakta doğrudan veya dolaylı menfaati olan üçüncü kişilere davetiye çıkarılmayacaktır.” [8] görüşü de mevcuttur.

Ancak Aslan’ın görüşünün aksine, Roche Müstahzarları San. A.Ş. hakkında açılan soruşturma kapsamında; Şikâyetçi Co-Re- Na Ecza Deposu Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 4054 sayılı Kanun kapsamında “taraf” olarak kabul edilmek suretiyle, Soruşturma Raporu’nun bir suretinin kendisine verilmesi ve sözlü savunma toplantısı yapılması taleplerinin değerlendirilmesi olduğu 19.09.2018 tarihli 18-33/557 sayılı Kurul kararında;

“4054 sayılı Kanun’un 44, 45 ve 46. maddelerinin lafzından da net olarak anlaşılacağı üzere; “taraf kavramı, hakkında soruşturma açılan teşebbüsü/teşebbüsleri ifade etmekte olup, başvuru sahibinin rekabet hukuku bağlamında “taraf” olarak nitelendirilmesi söz konusu değildir. Bu itibarla, Soruşturma Raporu’nun CORENA ile paylaşılmasına yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Aynı Kanun’un sözlü savunma toplantısına ilişkin esasları ortaya koyan 46. maddesine göre ise, hakkında soruşturma açılan teşebbüsler sözlü savunma yapılması talebinde bulunabileceği gibi Kurul da re’sen sözlü savunma yapılmasına karar verebilmektedir. Anılan hükümde zikredilmeyen Şikâyetçiler bakımından ise sözlü savunma yapılmasını isteme hakkı tanınmamıştır. [9] şeklinde olup Şikâyetçiyi taraf olarak kabul etmemektedir.

Nitekim 2010/2 saylı Rekabet Kurulu Nezdinde Yapılan Sözlü Savunma Toplantıları Hakkında Tebliğ’in 3. maddesindeh) Şikâyetçi: Kuruma başvuru yapanlardan meşru bir menfaati olan gerçek veya tüzel kişileri, ı) Taraf: Haklarında soruşturma ya da nihai inceleme yürütülenleri, j) Üçüncü kişi: İlgili oturumun konusuyla doğrudan ya da dolaylı bir menfaat bağı olduğu Kurul tarafından kabul edilen, taraf ve şikâyetçi dışındaki kişileri, ifade eder.” denilmiş olup Şikâyetçinin soruşturmada taraf sıfatına haiz olup olmadığı yönünde doktrinde görüş birliği bulunmamaktadır.

Sözlü savunma toplantısı, soruşturma safhasının bitiminden en az 30 gün en çok 60 gün içinde yapılır. Sözlü savunma toplantısı davetiyeleri sözlü savunma toplantısı gününden en az 30 gün önce taraflara gönderilir. Kural olarak sözlü savunma toplantıları kamuya açık olarak yapılır. Ancak m.47’de açıklandığı üzere genel ahlakın ve ticari sırların korunması gerekçesi ile Kurul, sözlü savunma toplantısının gizli olarak yapılmasına da karar verebilir.

Şikâyetçinin sözlü savunma toplantısında delil sunma ve dinlenilme hakkı mevcut olup 2010/2 sayılı Tebliğ’de düzenlenmiştir. 2010/2 sayılı Rekabet Kurulu Nezdinde Yapılan Sözlü Savunma Toplantıları Hakkında Tebliğ m.11 ispat vasıtaları ve bildirim başlıklı olup;

“(1) Taraflar, sözlü savunmada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun İkinci Babının Sekizinci Faslında düzenlenen her türlü delil ve ispat vasıtasından yararlanabilirler.

 (2) Sözlü savunma toplantısından en geç yedi gün önce taraflar sözlü savunmada yararlanacakları ispat vasıtalarını Kurula bildirmekle yükümlüdürler. Süresi içinde bildirilmemiş ispat vasıtalarından yararlanılamaz.

(3) Sunuma ilişkin metin ya da slayt gibi diğer dokümanların da aynı süre içinde bildirilmesi esastır. Aksi halde, bu dokümanlar; kayda alınmak ve Kurul üyeleri ve soruşturma heyetine dağıtımını temin etmek için sunumu yapacak tarafça çoğaltılarak toplantı başlamadan önce görevlilere teslim edilir.

(4) Bu madde hükümleri toplantıya katılan şikâyetçiler ve üçüncü kişiler bakımından da geçerlidir.” şeklindedir.

Nitekim Tebliğ’in m.15/3,4 ve 5 hükümleri;

“(3) Yoklamanın ardından ilk olarak iddiaların ve dosyanın içeriğini kısaca özetlemek üzere soruşturma heyetine söz verilir. Soruşturma heyetinin sunumundan sonra sırayla varsa önce şikâyetçilere, üçüncü kişilere ve Bakanlığa, ardından da taraflara ad/unvan bakımından alfabetik sıraya göre söz hakkı verilir. Başkan, resen veya tarafların talebi üzerine bu sırayı değiştirebilir.

(4) Kurul, sözlü savunma toplantısında tarafları ve varsa şikâyetçi ve üçüncü kişileri ayrı ayrı veya birlikte dinleyebilir.

 (5) Toplantıda Başkan ve Kurul üyeleri, taraflara ve varsa şikâyetçi, üçüncü kişi, tanık ve uzman kişilere sözlerini açıklaması veya tamamlaması için soru yöneltebilirler. Son söz taraflara aittir.” şeklindedir.

Görüldüğü üzere Şikâyetçi hakkında düzenlemeler mevcut olup Şikâyetçi de sözlü savunma toplantılarında yer alabilmekte, delil ve belge sunabilmektedir.

İleri sürülebilecek deliller bakımından ise Tebliğ’in m.11/1 hükmü ile 4054 sayılı Kanun’un m.47/son fıkrası uyarınca sözlü savunmada ilgili taraflar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun İkinci Babının Sekizinci Faslında düzenlenen her türlü delil ve ispat vasıtasından yararlanılabilinmekte olup güncel mevzuata bakıldığında bunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu olarak anlaşılması gerekmektedir.

Ancak belirtilmelidir ki Rekabet Kurulu soruşturması kamu düzenini ilgilendirdiğinden ve re’sen araştırma ilkesi mevcut olduğundan, idari yargılama usulünde olduğu gibi yemin deliline başvurulamaz.

Tanık delili ise soruşturmada mümkün olup 2010/2 sayılı Tebliğ m.12 uyarınca; taraflar, belirli konuların aydınlatılması için tanık dinletebilmektedir. Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği konuyu ve dinlenmesi istenen tanıkların bir listesi ile birlikte bu kişilerin konu ile ilgilerine dair açıklamayı içeren bir yazıyı sözlü savunma toplantısından en geç yedi gün önce Kurula sunmalıdır. Usulüne uygun olarak Kurula bildirilmeyen kişiler tanık olarak dinlenememekte olup tanıkların toplantıda hazır bulundurulma sorumluluğu taraflara aittir. Bu kapsamda Şikâyetçi sözlü savunma toplantısında tanık dinletme hakkına sahiptir.

Deliller hususunda ayrıca belirtilmelidir ki, mahkemeler nezdinde yapılan yargılamada hukuka aykırı delillere dayanılamadığı gibi RKHK’da özellikle hukuka aykırı delillere dayanılamayacağı yönünde bir düzenleme bulunmasa dahi genel hükümler çerçevesinde Rekabet Kurulu soruşturmasında da hukuka aykırı delile dayanılamaz. Nitekim Rekabet Kurulunun 17.11.2011 tarihli 11-57/1476-532 karar sayılı ön araştırma kararında;

“Konuya daha dar olarak rekabet hukuku ve hukuka uygun idari işlem tesisi bağlamında bakıldığında, rekabet otoritesinin bir ihlalin ispatı noktasında, ceza hukuku terminolojisiyle ifade edilirse, bir delil serbestisi içinde hareket etmesinin mümkün olduğu söylenebilir. Ancak bu durum elbette, otoritenin, bir incelemeyi 11-57/1476-532 14 başlatmak için yeterli olsalar da, hukuka aykırı delilleri kararına dayanak yapabileceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Doğası gereği idare ve ceza hukuku bağlamında çok karakterli özelliği ağır basan rekabet hukukunda, idari otoritelerin yaptırımlarının, yaptırımı uygulayan birimin organik olarak idarenin bir unsuru olmasından bağımsız olarak, ceza hukuku perspektifinden ele alınması ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Adil Yargılanma Hakkı başlıklı 6. maddesi çerçevesinde 570 verilen kararlar ışığında giderek daha çok benimsenmektedir. İşaret edilen bu çerçevede, Rekabet Kurulu tarafından verilecek kararlarda da ispat vasıtalarının hukuka uygunluğu gözetilmektedir.” [10] denilmiştir.

Bundan başka, taraflar dosya konusu olayla ilgili olarak, konunun uzmanlarından bilimsel görüş alabilmektedir. Kurul, talep üzerine veya resen, kendisinden görüş alınan uzman kişinin toplantıda dinlenmesine karar verebilir.

Son olarak Rekabet Kurulu’nun kararlarına karşı kanun yolu açık olup Kurul kararının iptal davaları ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da görülmekte iken kanun değişikliği ile idare mahkemeleri yetkili kılınmıştır. RKHK m. 55 uyarınca Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılmakta olup Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması ise kararların uygulanmasını ve idarî para cezalarının takip ve tahsilini durdurmamaktadır.

IV. Sonuç

Rekabet Kurulu Rekabet Kurumu teşkilatının bir parçası olup 4054 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık teşkil eden durumları re’sen ya da başvuru üzerine soruşturmakla görevlidir. Şikâyetçi ise başvuruda bulunan meşru bir menfaati zarar gören gerçek veya tüzel kişi olabilir. Şikâyetçinin başvurusu üzere Kurul yeterli bilgi ve belgeye sahipse ön araştırma yapmaksızın soruşturma başlatılmasına karar verir. Soruşturma açılması için yeterli bilgi ve belge yok ise Kurum ön araştırma yapılması kararı verir ve bunun neticesinde soruşturma açılmasına veya açılmamasına karar verir. Ancak Kurul; pazar payı ve ciro gibi ölçütleri esas alarak rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanması gibi açık ve ağır ihlaller hariç olmak üzere, piyasada rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmak yerine yalnızca görüş bildirmekle yetinebilir.  Kurulun, ihbar veya şikâyet başvurularında ileri sürülen iddiaları ciddi ve yeterli bulur ise ihbar veya Şikâyet edenlere ileri sürülen iddiaların ciddi bulunduğu ve araştırmaya başlandığı yazılı olarak bildirilir. Kurulun başvuruları açıkça reddetmesi veyahut süresi içinde bildirimde bulunmayarak zımni olarak reddettiği hallerde, doğrudan ya da dolaylı menfaati olduğunu belgeleyen herkes Kurulun ret kararına karşı kanun yoluna başvurabilir. Kurul kararına itirazlara bakmakla görevli olan merci idare mahkemeleridir.

Soruşturma yapılmasına karar verildiği takdirde Kurul ilgili daire başkanının gözetiminde soruşturmayı yürütecek raportör veya raportörleri belirler. Soruşturma en geç 6 ay içinde tamamlanır. Gerekli görüldüğü hallerde bir defaya mahsus olmak üzere Kurul tarafından 6 aya kadar ek süre verilebilir. Kurul, başlattığı soruşturmaları soruşturmaya başlanması kararının verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde ilgili taraflara bildirir. Kurul, bu bildirim yazısı ile birlikte, iddiaların türü ve niteliği hakkında yeterli bilgiyi ilgili taraflara gönderir. Soruşturma safhası sonunda hazırlanan rapor, tüm Kurul üyeleri ile ilgili taraflara tebliğ olunur. Taraflara, yazılı savunmalarını soruşturma raporunun tebliğinden itibaren 30 gün içinde Kurula göndermeleri tebliğ edilir. Haklı gerekçeler sunulması halinde bu süre bir kereye mahsus olmak üzere ve en çok bir katına kadar uzatılabilir. Soruşturmayı yürütmekle görevlendirilenler, gelen yazılı savunmalar sonucunda soruşturma raporundaki görüşlerinde bir değişiklik olması halinde 15 gün içinde yazılı görüşlerini tüm Kurul üyeleri ile ilgili taraflara bildirir. Taraflar 30 gün içinde bu görüşe cevap verebilirler.      

Tarafların cevap dilekçesi ya da savunma dilekçelerinde sözlü savunma hakkını kullanmak istediklerini bildirdikleri takdirde veya Kurul re’sen sözlü savunma toplantısı yapılmasına karar verir.

Sözlü savunma toplantısı halka açık şekilde yapılmakta olup istisnai olarak genel ahlakın ve ticari sırların korunması gerekçesiyle gizli yapılmasına da karar verilebilir. Sözlü savunma toplantısından en geç 7 gün önce taraflar sözlü savunmada yararlanacakları ispat vasıtalarını Kurula bildirmekle yükümlüdürler. Taraflar süresi içinde bildirilmemiş ispat vasıtalarından yararlanamazlar. Deliller bakımından ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na atıf yapılmış olup mevcut durumda Hukuk Muhakemeleri Kanunu anlaşılmalıdır. Ancak dikkat edilmelidir ki yemin delili idari yargılama usulünde yasaklanmış olup Rekabet Kurulu soruşturmasında da ileri sürülemez. Sözlü savunma toplantıları en çok birbirini izleyen beş oturumda tamamlanır ve bir gün içinde yapılan çeşitli toplantılar bir oturum sayılmakta olup oturumlara bu Kanunu ihlal ettiği iddia edilen taraflar veya bunların temsilcileri ile doğrudan ya da dolaylı menfaati olduğunu oturumdan önce Kurula ispatlayanlar ya da onların temsilcileri katılabilir.

Sözlü savunma toplantısı yapıldıktan sonra aynı gün, bu mümkün olmaz ise gerekçesiyle birlikte 15 gün içinde karar verilir. Sözlü savunma toplantısı yapılmasının taraflarca talep edilmediği ve Kurulun da kendiliğinden sözlü savunma yapılmasına karar vermediği hallerde, nihai karar dosya üzerinde yapılacak incelemeye göre, soruşturma safhasının bitiminden sonra 30 gün içinde verilir. Sözlü savunma yapılmasına karar verilmesine rağmen ilgili tarafların sözlü savunmaya gelmemesi halinde karar, belirlenmiş toplantı tarihinden sonraki bir hafta içinde dosya üzerinde yapılacak incelemeye göre verilir. Kurulun nihai kararına karşı idare mahkemelerinde kanun yolu açıktır.

Görüldüğü üzere Şikâyetçi; maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını amaçlayan soruşturma sürecinin bir parçası olup yapılacak başvuru ile Rekabet Kurulu soruşturmasının başlatılmasını sağlayabileceği gibi sözlü savunma toplantısına katılarak delil sunabilmekte, Kurul kararına karşı kanun yoluna başvurabilmektedir.

Stj. Av. Pelin Yıldız

Kaynakça:

1. Gürkaynak, Gönenç, “Rekabet Hukuku”, 2024, sf. 494

2. Yağcı, Mustafa Okan, “Rekabet Kurulu’nun İnceleme ve Araştırma Usulü (ve Kurul Kararlarının Yargısal Denetimi)”, 2018, sf.131

3. 23.02.2017 tarihli 17-08/94-41 sayılı Rekabet Kurulu kararı

4. Gürkaynak, Gönenç, “Rekabet Hukuku”, 2024, sf. 494

5. Aslan, İsmail Yılmaz, “Rekabet Hukuku Dersleri”, sf. 365

6. Yağcı, Mustafa Okan, “Rekabet Kurulu’nun İnceleme ve Araştırma Usulü (ve Kurul Kararlarının Yargısal Denetimi)”,2018, sf. 279

7. Aslan, İsmail Yılmaz, “Rekabet Hukuku Dersleri”, sf.368-369

8. Yağcı, Mustafa Okan, “Rekabet Kurulu’nun İnceleme ve Araştırma Usulü (ve Kurul Kararlarının Yargısal Denetimi)”, 2018, sf.274

9. 19.09.2018 tarihli 18-33/557 sayılı Rekabet Kurul kararı

10. 17.11.2011 tarihli 11-57/1476-532 sayılı Rekabet Kurulu kararı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN