Not tespit davası, her kademe eğitim ve öğretim kurumunda öğretim gören öğrencilerin, öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim kurumunda girmiş oldukları her türlü yazılı veya sözlü sınav sonucunda idare tarafından (ilgili öğretmen ya da öğretim üyesince) takdir edilen sınav sonucunun (notunun) yanlış takdir edildiği ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile takdir edilen bu notun iptali istemiyle idare mahkemelerinde açılan sınav notunun iptaline yönelik bir idari işlemin iptali davasıdır. Uygulamada idari işlemin iptali için açılan bu tür davalara not tespit davası denilmektedir. [1]
Bu tür davaların kapsamı içerisine; ilköğretim, lise ve yükseköğretim kurumlarında yapılan sınavlarda takdir edilen notlar girmektedir.
Not tespit davalarında amaç, öğrenci olan kişilerin her kademe okullarda girmiş oldukları sınavlarda öğretmen ve öğretim üyelerince dolayısıyla idarelerce takdir edilen notun yargısal denetiminin sağlanmasıdır.
Sınavların yazılı veya sözlü olarak yapılmış olması yargısal denetime engel bir hal oluşturmamaktadır. Sözlü sınavlarla ilgili olarak Danıştay’ın vermiş olduğu çeşitli kararlara aşağıda değinilecektir. Yine bu tür davaların ÖSYM’ye karşı açıldığı durumlarda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/B maddesi uyarınca özel yargılama usulü kuralları bulunmakta olup ilgili konuya detaylara aşağıda verilmiştir.
Not Tespit Davasının Tarafları
Not tespit davasında da bütün idari davalarda olduğu gibi davacı ve davalı olmak üzere iki taraf bulunmaktadır.
1. Davacı
Not tespit davasında davacı taraf, kendisine haksız ve
hukuka aykırı not verildiği iddiasında bulunan öğrenci kişilerdir. Bütün
öğrenciler hangi eğitim kademesinde ve öğretim kurumunda olursa olsun, öğrenim
gördükleri yerlerden kendileri hakkında takdir edilen notun iptalini
isteyebilirler.
Uygulamada
öğrencinin yaşının getirdiği birtakım sorunlar bulunmaktadır. Zira ilköğretim
ve lise çağındaki öğrenciler ile yükseköğrenim görmekte olan bazı öğrenciler
henüz 18 yaşını doldurmadıkları için dava açabilme ehliyetine sahip değildirler.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi uyarınca evlilik birliği devam
ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Dolayısıyla 18 yaşını
doldurmamış bir öğrencinin başarısız olduğu bir sınav için açacağı not tespit
davasında, çocuğun velayetine sahip olan anne ve babanın ikisinin de rızası
gereklidir. [2]
2. Davalı
Not
tespit davasının davalısı, davacının eğitim ve öğretim gördüğü birime göre
değişir.
İlköğretim
ve lise öğrencileri tarafından açılan davalarda davalı idare, ilgili ilköğretim
ve lise biriminin bulunduğu idare birimine göre değişmektedir. Dava açan öğrencinin
okulu bir ilçe idaresi sınırları içerisinde ise, ilçe kaymakamlığı; il
sınırları içerisinde ise, il valiliği davalı idare olacaktır. Bu davalarda
hiçbir zaman il veya ilçe milli eğitim müdürlükleri ya da ilgili eğitim kurumu
davalı gösterilemez. Zira bu tür davalarda hasım ehliyeti sadece valilik ya da
kaymakamlıklardadır.
Üniversite
öğrencileri tarafından açılan not tespit davalarında ise hasım olarak, ilgili
üniversite rektörlüğü gösterilmelidir. Hasım olarak yüksek okul müdürlüğü veya
fakülte dekanlığı gösterilemez. Yalnızca üniversite rektörlüğü gösterilmelidir.
Örneğin; hukuk fakültesinde okuyan ve medeni hukuk dersinin final sınavından
başarısız olan bir öğrenci tarafından ilgili hukuk fakültesi dekanlığına karşı
değil, fakültenin bağlı bulunduğu üniversite rektörlüğüne karşı dava
açılmalıdır.
Dava Açma Süresi ve Dava Açma Usulü
1. Dava Açma Süresi
Not
tespit davalarında dava açma süresi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nda öngörülen genel dava açma süresi olan altmış gündür. [3] Fakat
altmış günlük sürenin sonuna kadar beklenilmesi davanın görülmesi ve
çözülmesinde geçecek sürelerde dikkate alındığına öğrenciler için hak kaybına
hatta yıl kaybına neden olabilmektedir. Dolayısıyla bu süre beklenilmemeli ve
hemen başarısız sayılma işlemine karşı dava açılmalıdır.
Dava
açma süresi işlemin tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Tebliğ ise, okulun
türüne göre değişmektedir. Örneğin; öğretmenin öğrenciye derste notunu
duyurması tebliğ yerine geçecektir. Sınav panolarında ya da internette yapılan
ilanlar da tebliğ hükmünde sayılır.
İdari
Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen idari başvuru yolu da
kullanılabilir. Buna göre sınav notunda hata olduğuna inanan öğrenci tarafından
verilen notun düzeltilmesi istemiyle bağlı olduğu ilkokul ya da lise müdürlüğü,
yüksekokul müdürlüğüne, fakülte dekanlığına dilekçe başvurabilir. Burada
yapılan başvuru isteğe bağlı başvurudur ve işlemeye başlayan dava açma süresini
durdurur. Dolayısıyla notuna itiraz etmek isteyen öğrenci tarafından sınav
kağıdının yeniden gözden geçirilmesi istemiyle ilgili okula başvuru
yapılabilir. Bu başvuruyu idare 30 gün içinde cevaplamazsa öğrencinin istemi
zımnen reddedilmiş sayılır. Zımnen ret tarihinden itibaren veya idarece
verilecek olan açıkça ret cevabından itibaren başvuru ile birlikte duran dava
açma süresi kaldığı yerden yeniden işlemeye başlar.
Öğrencinin
itiraz yolunu kullanması uyuşmazlığın dava konusu olmadan çözümlenmesinde
yararlı bir yol olabilmektedir. Bu yolla netice alınmadığı takdirde dava yoluna
gidilmektedir. Fakat idarelerin kötü niyetli olması ve öğrencilerin 30 günlük
zımni ret süresini beklemeleri aleyhine bir durum oluşturacağı için, öğrenci
tarafından idarenin yanıt vermesi beklenmeden de idari yargıda iptal davası
açılabilir. Bu durumda eğer idarece öğrencinin notu itirazı doğrultusunda
düzeltilirse açılan davada, dava konusu kalmadığından “karar verilmesine yer
olmadığına” karar verilir. Yargılama giderleri ise itirazın sonucunu beklemeyen
öğrenci üzerinde bırakılır.
1. Dava Açma Usulü
İdare
mahkemelerinde iptal davası açma usulü 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nda düzenlenmiştir. 2577 sayılı Kanun’un 3. Maddesine göre, idare
mahkemesi başkanlığına hitaben yazılacak olan dava dilekçesiyle dava açılır.
Dilekçeye davacı öğrencinin adı, soyadı ve davalı idarenin adı ve adresi
yazılmalıdır. Dava konusu edilen sınavın hangisi olduğu, hangi tarihte bu
sınavın açıklandığı ve sınav notuna itiraz olunup olunmadığı, alınan notun kaç
olduğu, bu notun niçin iptali istendiği dava dilekçesinde açıkça
belirtilmelidir. Ayrıca dava dilekçesine idareden alınan sınav sonucu ile
ilgili belgeler ve varsa idareye başvuru ve bu başvuruya verilen cevaplar
eklenmelidir.
Dava
dilekçesi bizzat ilgili şahıs tarafından idare mahkemesine verilebileceği gibi,
kişi bir ilçede bulunuyorsa ilçedeki asliye hukuk mahkemesi kanalıyla dava
dilekçesini ilgili idare mahkemesine gönderebilir. Dikkat edilmesi gereken bir
diğer husus ise doğrudan idare mahkemesine başvuru yapmayan öğrencilerin,
önceden idare mahkemesi kalemi ile irtibata geçmeleri ve dava dosyası ve sınav
kağıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi için yatırmaları gereken harç
ve bilirkişi ücretlerini öğrenerek bunları tam olarak yatırmalıdırlar. Aksi
halde söz konusu harç ve bilirkişi ücretinin mahkeme tarafından sonradan
tamamlattırılması zaman almakta olup uyuşmazlığın çözümünü geciktirmektedir.
Davanın
açılması gereken yetkili idare mahkemesi 2577 sayılı Kanun’un 32. maddesi
uyarınca işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yer ya da bulunduğu yerde idare
mahkemesi yoksa bağlı olduğu yer idare mahkemesidir.
Önemli
olan bir diğer husus ise davacı öğrencinin birden fazla sınava karşı bir
dilekçe ile dava açabileceğidir. Uygulamada öğrenciler tarafından bir yılda
başarısız olunan birden fazla derse karşı birlikte dava açılabilmekte ve bu
dava dilekçesi 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesine uygun kabul edilmektedir.
Not Tespit Davasında Yargılama Usulü
Not
tespit davasında diğer dava türlerinden farklı olarak, dava dilekçesi üzerine
hemen davalı idarenin savunması istenilmemektedir. İşin önemi ve önceliği
nedeniyle hemen dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar
verilmektedir. Eğer dava dilekçesi ile birlikte bilirkişi ücreti yatırılmamışsa
bilirkişi ücreti tespit edilerek bu ücret davacı taraftan istenilmekte ve bu
ücretin yatırılması beklenilmektedir.
Bilirkişi
ücreti yattıktan sonra ise, davacı öğrencinin okuduğu okul müdürlüğüne veya
dekanlığına yazı yazılarak davacının dava konusu ettiği sınav kağıdı ile
birlikte dava konusu edilen sınavda en az geçer not alan iki veya daha fazla
kişinin sınav kağıtları ve cevap anahtarını ister.
Bilirkişi
seçimi ise mahkeme tarafından yapılmaktadır. Bilirkişi incelemesi gereken
davalarda İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yaptığı atıf nedeniyle
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişi müessesesini düzenleyen kuralları aynen
uygulanır. Sınav kağıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda
bilirkişilerce bir bilirkişi raporu düzenlenir ve taraflara tebliğ edilir. Uyuşmazlığın
tarafları tebliğ olunan rapora 2 hafta içerisinde itiraz edebilirler. [4]
Not Tespit Davasında Yürütmenin Durdurulması
İdari
yargıda yürütmenin durdurulması 2577 sayılı Kanunu’nun 27. maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre, bir idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç
ve imkansız zararlar doğacaksa ve bu işlem açıkça hukuka aykırı ise, mahkeme
tarafından bu işlemin yürütmesi durdurulabilir. Yürütmeyi durdurma kararı ile
dava konusu işlem hiç tesis edilmemiş gibi bir sonuç doğacaktır.
Bilirkişi
incelemesi sonucunda mahkemece yürütmeyi durdurma istemi hakkında karar
verilecektir. Mahkemenin yürütmeyi durdurma hakkında karar verebilmesi için ise
mutlaka davacı tarafından talep edilmesi gerekir.
Karar Verilmesi
1. Yürütmenin Durdurulması Hakkında Karar Verilmesi
Mahkemenin
açıkça hukuka aykırı olan ve uygulanması halinde telafisi güç zarar doğuracak
olan işlemin yürütmesini durdurabilmesi için, davacının dava dilekçesinde söz
konusu işlem için yürütmenin durdurulmasını talep etmiş olması gerekir. [5]
Bilirkişi
incelemesi sonrasında mahkemece yürütmeyi durdurma istemi hakkında karar tesis
edilir. Bilirkişi raporu ve dava dilekçesi ve ekleri ile yürütmenin
durdurulması talebi hakkında verilen karar davalı idareye tebliğ edilir. Davalı
idarenin itirazı veya cevabından sonra davacının cevabı ve davalı idarenin
cevaba cevabı ile davacının ikinci cevap dilekçesi sonucunda dilekçeler aşaması
tamamlanır. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasıyla birlikte yürütme hakkında
verilen karar doğrultusunda dosyanın esası hakkında karar verilir.
2. Esas Hakkında Karar Verilmesi
Not
tespit davasının yürütmenin durdurulması talebi olmaksızın açılması halinde,
dava dilekçesi davalı idareye gönderilir. Davalı idarenin davacıya verdiği
cevap dilekçesi de davacıya gönderilerek davacının buna cevap vermesi halinde
bu cevapta davalı idareye gönderilip, davalı idarenin cevabı ile dava
dosyasında dilekçeler aşaması tamamlanır.
Mahkeme
tarafından dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilerek, dava
dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılacaktır. Bilirkişi raporuna göre,
dava konusu işlemin iptaline ya da davanın reddine karar verilecektir.
Bilirkişi
raporuyla davacının aldığı notun düşük olduğunun saptanması ve davacıya daha
yüksek not verilmesi kanaatinin oluşması halinde, dava konusu edilen işlem
iptal edilecekken, takdir edilen notun değişmemesi ya da daha düşük olması
kanaatinin oluştuğu durumda dava reddedilecektir. Nitekim TED Ankara Koleji
öğrencisi olan davacının oğlunun geometri dersinden düşük not aldığından
bahisle aldığı notun iptali istemiyle açılan davada bilirkişi heyetince yapılan
incelemede davacı öğrencinin kağıdına 25 puan takdir edildiğinden, dava konusu
işlemin ölçme ve değerlendirme ilkelerine aykırı olmadığından bahisle iptaline
karar verilmiştir. [6]
Yargılama Giderleri
Dava
aleyhine sonuçlanan taraf yargılama giderlerini (başvuru harcı, karar harcı,
yürütmeyi durdurma harcı, delil tespiti harcı, bilirkişi ücreti, avukatlık ücreti)
karşılamak zorunda kalacaktır. Davanın iptalle sonuçlanması halinde davacı
tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı idarece davacıya ödenmesi
gerekir. Davanın retle sonuçlanması halinde ise, davacı tarafından yatırılan
harçlar davacı üzerinde bırakılır. Davacı yaptığı bu masrafları herhangi bir
kurumdan talep edemez.
Sözlü ve Uygulamalı Sınavların Yargısal Denetimi
Danıştay
yerleşik içtihatlarında, öğrencilerin sözlü ve uygulamalı olarak yapılan
sınavlarda başarısız sayılmalarına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan
davaları, delil bulunmaması sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılarak
incelenmesi mümkün olmayacağı için davanın reddine karar vermektedir.
Örneğin;
Danıştay 11. Dairesi, 25.06.1979 tarihli bir kararında bir öğrencinin güz
döneminde girdiği ve sözlü olarak yapılan sınavlarda başarısız sayılmasına
ilişkin açılan davada, sınavın sözlü olarak yapılmış olması nedeniyle delil
tespiti yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak iddiaların doğruluğunun
saptanamayacağından davanın reddine karar vermiştir. [7]
Danıştay
8. Dairesi, uygulamalı sınavlarla ilişkin olarak Ankara İdare Mahkemesince, “Ankara
Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Modern Dans Bölümü 2. Sınıf öğrencisi olan
davacının, tekrar aldığı Klasik Bale 1 dersinden başarısız sayılmasına ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılan davada, Klasik Bale dersi sınavının uygulamalı
olarak yapıldığının, bilirkişi incelemesi yaptırma olanağı bulunmadığı, öte
yandan değerlendirme konusunun davacının sınavda gösterdiği performans
olduğundan sonraki bir tarihte yeniden değerlendirilmesi olanağı
bulunmadığından davayı reddine” şeklindeki kararını onamıştır. Danıştay bu kararı ile uygulamalı sınavlar
üzerinde bilirkişi incelemesi yapma imkanı bulunmadığı ve sınav anındaki
performansın değerlendirildiği bir sınavın daha sonradan tekrarlanamayacağı
üzerinde durmuştur. [8]
ÖSYM Tarafından Yapılan Sınavların Yargısal Denetimi
Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM sınavlarına karşı
da iptal davası açılabilmektedir. Bu husus 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 20/B maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve
işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin dava açma süresi
10 gündür.
Dava
açma süresi, yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz imkanının olmayışı
ve temyiz edilebilmesi gibi birçok hususta not tespit davasından farklılığı
bulunmaktadır.
Son olarak belirtmek gerekir ki, idare tarafından öğrenciye hatalı not verilmesi nedeniyle açılacak olan tazminat davalarında Danıştay tarafından yapılan hatalı not takdiri bir hizmet kusuru olarak görülmemekte ve bu nedenle yapılan tazminat istemleri reddedilmektedir. [9]
Stj. Av. Orhan
Beken
Kaynakça:
1. Not Tespit Davaları, 2009 TBB Mart-Nisan Dergisi
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
5. İdari Yargı Kararlarının Sonuçları ve Uygulanması-
Ramazan Çağlayan
6. Ankara 9. İdare Mahkemesi 22.09.2005, 2004/2163 E.,
2005/806 K.
7. Danıştay 11. Dairesi 25.06.1979, 1978/3810 E.,
1979/2892 K.
8. Danıştay 8. Dairesi 10.12.2003, 2003/2058 E.,
2003/5408 K.
9. Danıştay 8. Dairesi 23.08.1988, 1986/605 E., 1988/235
K.