Anonim şirketlerin yönetim ve temsil yetkisi yönetim kuruluna aittir. Yönetim
kurulu üyeleri, yönetim ve temsil yetkisinden doğan tüm görevlerini şirketin
menfaatlerinin dürüstlük kuralı çerçevesinde gözeterek ve tedbir bir
yöneticinin özeniyle yerine getirmek zorundadırlar.
Zira anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, kanundan
veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri
taktirde pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı sorumlulukları
doğacaktır. Bu genel hukuki sorumlulukları haricinde, belgelerin ve beyanların
kanuna aykırı olması, sermaye hakkında yanlış beyanda bulunulması, ayın ve
işletmelere değer biçilmesinde yolsuzluk yapılması gibi birçok özel halde de
yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğuna gidilebilecektir. [1]
Ancak yönetim kurulu üyelerinin anonim
şirkete verdikleri zararlara ilişkin hukuki sorumlulukları ibra yolu ile
ortadan kalmaktadır. Kelime anlamı “aklama, temize çıkarma” olan ibra, hukuki
terminolojide ise “borçluyu borcundan kurtarmak, alacaklının bir hakkından
kısmen veya tamamen vazgeçmesi” şeklinde tanımlanmaktadır. [2]
Anonim şirketlerde ancak genel kurulun
alabileceği ibra kararı, yönetim kurulunu, denetçileri ve ortaklık yöneticisi
olan müdürleri bir hesap yılı sonunda, o yıla ait iş ve faaliyetlerini onaylama
ve ortaklığın, ibra edilenlere karşı ibra konusu iş ve eylemlerinden dolayı bir
alacak veya hak sürmeyeceği ve onları sorumlu tutmayacağı anlamına gelmektedir.
[3]
Alınacak ibra kararının kendisinden
beklenen sonucu doğurabilmesi için Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen usule
uygun bir şekilde alınması ve getirilen yasaklara uyulması gerekir. Bu
yasaklardan biri de oydan yoksunluk halidir. Oydan yoksunluk hali, TTK’nın 436.
maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
(1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve
üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri
altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe
veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan
müzakerelerde oy kullanamaz.
(2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle
yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra
edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını
kullanamaz”
436’ncı maddenin birinci fıkrasında,
şirketin işleyişine ilişkin olarak genel bir oydan yoksunluk hali
düzenlenmiştir. Bu hükme göre, için, pay sahibinin bizzat kendisi, eşi, alt
veya üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şirket ile anonim şirket arasında
şahsi bir iş veya işlem yahut bir davanın olması halinde pay sahibinin oy
hakkından yoksun olacaktır.
436’ncı maddesinin ikinci fıkrasında
ise yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy hakkından yoksunluk konusu özel
olarak düzenlenmiş olup, oydan yoksun kişi olarak yalnızca yönetim kurulu
üyesinin kendisi sayılmıştır. Ancak doktrindeki bir görüşe göre; yönetim kurulu
üyelerinin ibrasında, yönetim kurulu üyelerinin eşi, alt ve üstsoyu veya
bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki
sermaye şirketleri de oydan yoksun olacaklardır. [4]
Bizim de katıldığımız aksi görüşe göre
ise, yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine sahip
kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy hakkından yoksun oldukları
halde, birinci fıkrada sayılan yakınları nasıl ki yönetim kurulu üyesi
seçiminde oy kullanabiliyorsa ibra kararında da oy kullanabilir. [5]
Zira 2. Fıkra hükmünde ibraya ilişkin
özel bir düzenleme yer almakta ve kanun koyucu bu hükümde oy hakkından yoksun
kişiyi yalnızca yönetim kurulu üyesi olarak belirtmektedir. Ayrıca Yargıtay da
açık bir şekilde 2. görüş kapsamında kararlar vermektedir.
Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin
2013/13148 E. – 2014/16463 K. sayılı ve 14.10.2014 Tarihli kararı;
“Dairemizin
yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
19.07.2007 tarih, 2206/2171 E. 2007/10775 K. sayılı ilamı) yönetim kurulu üyelerinin
ibrasının “şahsi bir iş “olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, anılan
yasa hükmünün babanın (yönetim kurulu üyeleri M. ve Ç.’ın babası N.F.’nun)
yönetim kurulu üyelerinin ibrası konusunda oy hakkından yoksunluk hali olarak
değerlendirilmesi mümkün değildir.”
şeklindedir.
Netice itibariyle, kanun lafzı ve
Yargıtay uygulaması da dikkate alındığında, ibra kararlarında yalnızca
yönetim kurulu üyelerinin oy hakkından yoksun olduğu söylenecektir.
A.) Oy Hakkından Yoksun Yönetim Kurulu Üyesi,
İbra Oylamasında Temsilci Sıfatı İle Oy Kullanabilir Mi?
Yönetim kurulu
üyelerinin ibra kararı sırasında oy kullanmalarını yasaklayan TTK 436/2
hükmünde, yukarıda açıkladığımız üzere yönetim kurulu üyelerinin sadece kendilerine
ait paylardan doğan oy haklarını kullanmaları yasaklanmıştır. Bu düzenlemenin
zıt anlamından ise yönetim kurulu üyelerinin başkalarına ait paylardan
kaynaklanan oy haklarını temsilen (vekaleten) kullanmalarının mümkün olduğu
anlaşılmaktadır. [6]
Anonim Şirketlerin
Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin m. 19/4 hükmünde de
ortaklık yönetim kurulu üyelerinin, ibra edilmelerine ilişkin kararlarda
yönetim kurulu üyesi olmayan diğer pay sahiplerinin oy haklarını temsilen
kullanabileceği açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay kararları da
yönetim kurulu üyesinin ibra oylamasında, oy hakkı bulunan başka bir ortağı
temsilen oy kullanmasının TTK m. 436/2’ye aykırı olmadığı yönündedir. Bu
hususta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/4050 E.- 2020/2455 K. sayılı
ve 09.03.2020 tarihli kararı;
“TTK'nın 436/2.maddesine göre oydan yoksunluk yönetim kurulu
üyelerinin kendilerine ait paylardan doğan oy hakları ile sınırlı olup, başka
bir ortağa vesayeten kullanılan oylar, oy yoksunluğu kapsamında sayılmamıştır.
O halde, ...'ın yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kendisinin
ibrasının oylamasından oydan yoksun olmasına rağmen babası İbrahim'e vesayeten
kullandığı oy ile yönetim kurulu ibrasında yeterli nisap sağlanmış olduğundan
gündemin 6. maddesinde alınan kararın iptali isteminin reddi gerekirken
kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Aynı yönde bkz: Yargıtay 11.
HD’nin 2015/10455 E. – 2016/5038 K. sayılı ve 04.05.2016 Tarihli kararı)
şeklindedir.
B.) Yönetim Kurulu
Üyesinin, Hakimiyetleri Altındaki Ve Yönetim Kurulu Üyesi Bulundukları Şirketin
Hissedarı Olan Bir Sermaye Şirketinin Hissedarı Olarak Kendi İbra Oylamalarına
Katılması Mümkün Mü?
Yönetim Kurulu üyesinin ibra
oylamasında gerçek ya da tüzel kişi bir pay sahibi adına vekaleten oy
kullanabileceğini yukarıda açıklamıştık. Ancak uygulamada sıklıkla
karşılaşılabilen bir durum ise, yönetim kurulu üyelerinin hakimiyetleri
altındaki bir sermaye şirketinin de hissedarı olarak ibra oylamasına katılabileceği
durumdur.
Durumu bir örnekle anlatmak gerekirse,
A şirketinin yönetim kurulu üyesi olan X’in, A şirketinin hissedarlarından olan
B şirketinin tüm paylarının sahibi olması ve A şirketinin genel kurulunda B
şirketi adına oy kullanması olarak belirtebiliriz.
Bu durumda yine m. 436/2 hükmü uyarınca
yönetim kurulu üyesinin ibra oylamasında oy hakkında yoksun olabileceği
düşünülse de oydan yoksunluk halinin bir istisna olması ve kişinin mülkiyet
hakkının ağır basacak olması nedeniyle bu durumda oylamaya katılmasında hukuki
bir engel bulunmamaktadır. [7] Zira Yargıtay uygulaması da bu yönde
gelişmiş olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları bu yöndedir:
·
2020/1055
E. – 2021/197 K. sayılı ve 20.01.2021 tarihli karar;
“Ancak
Dairemizin yerleşik uygulamalarından da (19.12.2019 tarih 2018/1327 E.
2019/8307 K.) anlaşılacağı üzere pay sahibinin oy hakkının bulunması esastır,
oydan yoksunluk ise anonim şirketin pay sahiplerinin oy hakkına ve bunun
doğumuna ilişkin 434. ve 435. maddeleri gözetildiğinde istisnai niteliktedir.
İstisnaların dar yoruma tabi olması karşısında yorum yoluyla yeni bir oydan
yoksunluk hali yaratılamaz. TTK'nın 436/2. maddesine göre oydan yoksunluk,
yönetim kurulu üyelerinin kendilerine ait paylardan doğan oy hakları ile
sınırlı olup, yönetim kurulu üyelerinin hâkimiyetleri altındaki sermaye
şirketlerinin ibrada oydan yoksun olduğuna ilişkin bir sınırlama
bulunmamaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları da bu yöndedir.”
·
2018/1327 E. – 2019/8307 K. sayılı ve
19.12.2019 Tarihli karar;
“Uyuşmazlık,
yukarıda unvanları belirtilen anonim şirketlerin, pay sahibi bulundukları
davalı anonim şirketin genel kurulunda, aynı zamanda kendilerinin hakim ortağı
ve yöneticisi olan …. ve...’yi de kapsayacak şekilde, davalı şirketin yönetim
kurulu üyelerine, TTK’nın 395. ve 396. maddeleri çerçevesinde izin verilmesi
oylamasında oydan yoksun olup olmadıklarına ilişkindir. … Görüşülüp karara
bağlanan gündem maddesinde, mahkemece oydan yoksun oldukları değerlendirilen
anonim şirketlerin ne kendileri ile davalı şirket arasında, ne de yine bu
anonim şirketlerin ortağı olduğu şahıs şirketi ile hakimiyetleri altındaki
şirketler arasında kişisel nitelikte bir iş görüşülüp karara bağlanmış
değildir. TTK’da oydan yoksunluk haline ilişkin mevcut düzenleme, anonim
şirketin pay sahiplerinin oy hakkına ve bunun doğumuna ilişkin 434. ve 435.
maddeleri gözetildiğinde istisnai nitelikte olup istisna hükümlerinin yorum
yoluyla kapsamının genişletilmesi kaçınılması gereken bir yöntemdir.”
·
2016/2098 E. – 2016/9484 K. sayılı ve
12.12.2016 tarihli karar;
“6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu
üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu
üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan
oy haklarını kullanamaz. Davalı şirketin altı ortağı bulunup, davacılar da
dahil olmak üzere beş ortak yönetim kurulu üyesidir. Yönetim kurulunda temsil
edilmeyen ortak sadece ... . ve Turistik Tesisler A.Ş'dir. Davalı şirket
yönetim kurulu üyesi olan ...'ın şirketin ortağı ... Turistik Tesisler A.Ş'nin
temsilcisi olduğu savunulsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 436/2.
maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında oy kullanamayacak
olmasına rağmen, yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisi kendisi yönetim
kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy
kullanması mümkündür.”
Görüldüğü üzere Yargıtay’ın da görüşü mülkiyet hakkının ağır basacağı ve oydan yoksunluk halinin istisnai bir husus olduğu yönündedir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyeleri, hakimiyetleri altındaki ve yönetim kurulu üyesi bulundukları şirketin hissedarı olan bir sermaye şirketinin hissedarı olarak kendi ibra oylamalarına katılabileceklerdir.
C.) Sonuç
Anonim
ortaklıkta yönetim kurulu üyeleri genel kurulda ibraları sırasında kendilerine
ait paylardan kaynaklanan oy haklarını kullanamazlar. Ancak oy hakkına sahip
diğer ortakların yönetim kurulu üyelerine temsil yetkisi vermesi mümkündür. Bu
durumda yönetim kurulu üyeleri, bu ortakların paylarından kaynaklanan oy
haklarını kendi ibraları sırasında kullanabileceklerdir.
Ayrıca yönetim kurulu üyeleri, hakimiyetleri altındaki ve yönetim kurulu üyesi bulundukları şirketin hissedarı olan bir sermaye şirketinin hissedarı olarak kendi ibra oylamalarına katılabileceklerdir.
Av. Serdar Darama
Kaynakça:
1. Anonim Şirketlerde İbra Kararı Alınırken
Uyulacak Usul ve Oy Hakkından Yoksunluk Hali, Soner ALTAŞ, s.1.
2. Anonim Şirketlerde İbra Kararı Alınırken
Uyulacak Usul ve Oy Hakkından Yoksunluk Hali, Soner ALTAŞ, s.2.
3. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu ve
Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu II, Levent Uysal, s.25
4. (POROY, Reha, Çamoğlu, Ersin, Tekinalp,
Ünal: Ortaklıklar Hukuku I. Vedat Kitapçılık, İstanbul 2014, s.409;
Aytaç: 1982, s.119; Çamoğlu, Ersin: Anonim Ortaklık Yönetim Üyelerinin
Hukuki Sorumluluğu, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2010, s. 232; Çelik, 2007,
s.139) ALTAŞ, Anonim Şirkette İbra Kararı Alınırken Uyulacak Usul ve Oy
Hakkından Yoksunluk Hali; ÖNDER, KARADEMİR: İbra Kararında Oy Hakkından
Yoksunluk
5. (HELVACI: 1995, s.104; PULAŞLI, Hasan: Şirketler
Hukuku Şerhi C.2, Adalet Yayınevi, Ankara 2015, s.1477; AKDAĞ GÜNEY: 2016,
S.1441; YASAMAN: 2013, S.84) ALTAŞ, Anonim Şirkette İbra Kararı Alınırken
Uyulacak Usul ve Oy Hakkından Yoksunluk Hali; ÖNDER, KARADEMİR: İbra
Kararında Oy Hakkından Yoksunluk
6.
Oruç
Hami Şener, Serbest Kürsü
7. (Develi: 2016, s. 173) ÖNDER, KARADEMİR: İbra Kararında Oy Hakkından Yoksunluk