Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE FAİZ TÜRLERİ VE UYGULANDIKLARI BAZI UYUŞMAZLIKLAR

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE FAİZ TÜRLERİ VE UYGULANDIKLARI BAZI UYUŞMAZLIKLAR

I. GİRİŞ

 

1.  Faiz Kavramı

 

Faiz kavramından; başta Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun olmak üzere ilgili diğer kanunlarda bahsedilmektedir. Mevzuatta bir tanımı bulunmayan faiz, öğretide faizin sınıflandırılmasına göre farklı şekillerde tanımlanmaktadır.

 

Genel olarak faiz kavramı, “Herhangi bir nedenle maddi varlığın şimdilik elde bulunmamasından dolayı, o varlıktan yararlanılmaması sonucu yoksun kalınan değerin geliri ve bedelidir. Başka bir anlatımla, faiz geç elde edilen alacağın ürünüdür.” [1] olarak tanımlanabilir.

 

2.  Faiz Türleri

 

2.1. Anapara (Sermaye/Kapital) Faizi – Temerrüt (Gecikme) Faizi

 

Anapara faizi ile kastedilen, ödünç verilen bir miktar paraya vade tarihine kadar işletilecek faizdir. Temerrüt faizi ise temerrüt halinde, yani borçlunun borcunu hiç ifa etmemesi ya da borcunu vadesi geçtikten sonra ifa etmesi hallerinde söz konusudur.

 

2.2. Kanuni Faiz – Akdi Faiz

 

Tarafların bir sözleşme ile belirlemedikleri, kanundan kaynaklanan faize kanuni faiz denir. Akdi faiz ise adından da anlaşılacağı üzere tarafların aralarındaki sözleşme ile belirledikleri faizdir, anapara faizi ya da temerrüt faizi niteliğinde olabilir.

 

2.3. Basit Faiz- Bileşik Faiz

 

Basit faiz ile kastedilen yalnızca anaparaya faiz işletilmesidir. Birleşik faiz ise kural olarak yasak olup, anaparaya işletilen faizin anaparaya eklenmesi ile ortaya çıkan miktar üzerinden tekrar faiz işletilmesi, yani faize faiz işletilmesi anlamına gelir.

 

3095 sayılı Kanun’un 3. Maddesinde bileşik(mürekkep) faiz düzenlenmiştir. Buna göre,

“Kanunî faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez.

Bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.”

 

Görüldüğü üzere TTK’ hükümleri saklıdır demek suretiyle bileşik faiz yasağına istisna getirilmiştir. TTK’da ise üç istisnası bulunmaktadır.

 

TTK m.8/2 uyarınca; üç aydan aşağı olmamak üzere, cari hesaplarda taraflar tacir ise ve üç aydan aşağı olmamak üzere her iki taraf bakımından ticari iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde faize faiz yürütülebilir.

 

Kambiyo senetlerinde müracaat borçlusu yaptığı ödemeyi kendinden öncekilere rücu ederken ödediği faizler için tekrar faiz isteyebilir.

 

2.4. Adi Faiz- Ticari Faiz

 

Ticari olmayan işler için yürütülen faiz adi faizdir, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Ticari işlerde işletilen faiz ise ticari faizdir.

 

Ticari işin ne olduğu hususunda üç kriter var denilebilir. TTK m.3 ticari işler başlıklı hükmü, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” şeklindedir.

 

TTK m.19 ise ticari iş karinesi başlıklı olup “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.

 

Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

 

Kısaca, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen her türlü iş, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işler ve kural olarak bir tacirin borçları ticari sayılır. Bu ticari işlere uygulanan faiz türü ise ticari faizdir.

 

2.5. Mevduat Faizi

 

Mevduata uygulanan faizdir. Mevduat kavramı ise Bankacılık Kanunu’nda yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen para olarak tanımlanmıştır.

 

2.6. Reeskont Faizi

 

“Reeskont (mükerrer ıskonto), bir banka tarafından ıskonto edilmiş bir ticari senedin, o bankaca bir başka bankaya ıskonto ettirilmesidir. Uygulamada görülen haliyle bankaların ıskonto yoluyla devraldıkları senetleri T.C. Merkez Bankasına tekrar ıskontoya verme işlemidir. Bu işlemde uygulanan faiz oranına ise “reeskont faiz oranı” denmekte olup, bu oran T.C. Merkez Bankası’nca belirlenir.” [2]

 

Reeskont faiz oranının Merkez Bankası tarafından belirlenmesi ile ilgili olarak; “önceleri ticari borçlarda alacağa reeskont faiz uygulanmakta iken, Merkez Bankasının reeskont faizini belirleme yetkisi kaldırılmış olmakla artık bu oranın bankadan sorulması gereksizdir.” [3]

 

01.04.2024 tarihi itibari ile reeskont faizi oranı %50,75’tir.

 

2.7. Avans Faizi

 

“Merkez Bankası, reeskonta kabul edebileceği senetler karşılığında avans da verebilmektedir. İşte bu avans verme işlemi için uygulanan faiz oranı avans faiz oranı olarak ifade edilmektedir.”  [4]

 

Avans faizi oranı 01.04.2024 tarihi itibari ile %51,75’tir.

 

II. TÜRK HUKUKUNDA FAİZ ORANLARI

 

1. TBK’da Düzenlenen Adi İşlerde Faiz

 

1.1. Adi İşlerde Anapara Faizi Oranları

 

1.1.1. Kanuni Anapara Faizi

 

Türk Borçlar Kanunu m.88/1 hükmü “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.” şeklindedir. Buna göre kanuni faiz yani sözleşme ile kararlaştırılmamış faiz için yürürlükteki mevzuat olan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine gidilir.

 

3095 sayılı Kanun m.1’e göre Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme, 01.06.2024 itibariyle, yıllık yüzde yirmi dört oranı üzerinden yapılır. Yani adi işlerde sözleşme ile anapara faizi oranı belirlenmemişse bu oran TBK m.88/1 atfıyla 3095 sayılı Faiz Kanunu m.1 gereği %24’tür.

 

1.1.2. Akdi Anapara Faizi

 

Taraflar aralarında yaptıkları sözleşme ile faiz oranını serbestçe belirleyebilirler, ancak aşırı yüksek faiz oranı belirlenmesi sözleşmenin bir tarafını zor durumda bırakabilir. Bu nedenle kanun koyucu bazı sınırlamalar getirmiştir. TBK m.88/2 hükmü bu sınırlamalardan biridir. Buna göre “Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.”

 

Yukarıda, TBK 88/1 hükmündeki oranın Faiz Kanunu gereği %24 olduğu açıklanmıştı. Adi işlerde sözleşme ile belirlenecek anapara faizi ise bu oranın yüzde ellisinden fazlası olan %36’yı aşamaz.

 

1.2. Adi İşlerde Temerrüt Faizi Oranı

 

1.2.1. Kanuni Temerrüt Faizi

 

Temerrüt Faizi başlıklı TBK’nın 120. maddesinin ilk fıkrasında “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.” denmektedir.

 

Yürürlükte olan mevzuat ile kastedilen ise yukarıda da bahsedildiği gibi 3095 sayılı Kanun’dur. Bu kanunun ikinci maddesinde “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.” diyerek birinci maddeye atıf yapmıştır. Buna göre adi işlerde sözleşme ile temerrüt faizi oranı belirlenmemiş ise kanuni faiz oranı esas alınır ve bu oran %24’tür.

 

1.2.2. Akdi Temerrüt Faizi

 

Akdi faiz tarafların sözleşme ile belirledikleri faiz olmakla birlikte, TBK m.120/2 hükmü bir diğer sınırlamayı içerir. Buna göre “Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.” TBK.120/1’deki oran 3095 sayılı Kanun uyarınca %24’tür. Bu halde adi işlerde akdi temerrüt faizi oranı ise %48’dir.

 

TBK m.120/3 ise “Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” şeklindedir. Bu hükme göre, sözleşmede bir faiz oranı belirlenmiş ancak temerrüt faiz oranı belirlenmemişse, sözleşmedeki oranın ilk fıkradaki orandan fazla olması durumda temerrüt faizi olarak da bu oran esas alınır.

 

Örnek vermek gerekirse; taraflar sözleşme ile faiz oranını %36 olarak belirlemiş fakat temerrüt faizi için herhangi bir belirleme yapmamışsa, normalde sözleşme ile belirlenmediği için kanuni temerrüt faizi oranı olan %24 uygulanmalıydı. Ancak m.120/3 gereği, sözleşme ile belirlenen oran %24’ten fazla olduğu için, taraflarca kararlaştırılan %36’lık faiz oranı aynı zamanda temerrüt faiz oranı olur.

 

2. TTK’da Düzenlenen Ticari İşlerde Faiz Oranları

 

2.1. Ticari İşlerde Anapara Faiz Oranı

 

2.1.1. Kanuni Anapara Faizi

 

TTK m.9 gereği, ticari işlerde kanuni, anapara ve temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. İlgili mevzuat ise 3095 sayılı Faiz Kanunu’dur. 3095 SK. m.1’e göre Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme, 01.06.2024 itibariyle, yıllık yüzde yirmi dört oranı üzerinden yapılır.

 

Yani ticari işlerde taraflar akdi faiz oranı belirlememişler ise kanuni faiz oranı %24’tür.

 

2.1.2. Akdi Anapara Faizi

 

Türk Ticaret Kanunu’nun madde 8 hükmü ticari işlerde faiz başlıklı olup ilk fıkrasında

“Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” denilmektedir.

 

Bu kanun maddesinin ilk fıkrasına göre ticari işlerde anapara faizi oranı sözleşme ile serbestçe belirlenebilir.

 

2.2. Ticari İşlerde Temerrüt Faiz Oranı

 

2.2.1. Kanuni Temerrüt Oranı

 

“Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş olan TTK m.9 gereği, tarafların sözleşme ile temerrüt faizi oranını belirledikleri hallerde 3095 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

 

Faiz Kanunu’nun 2. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiştir. Buna göre; “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticarî işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.

Temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde, akdî faiz miktarı yukarıdaki fıkralarda öngörülen miktarın üstünde ise, temerrüt faizi, akdî faiz miktarından az olamaz.”

 

Bu maddenin ilk fıkrası uyarınca, taraflar sözleşme ile temerrüt faizini kararlaştırmamış ise m.1’de belirlenen orana göre, yani %24 oranında temerrüt faizi öder.

 

İkinci fıkradaki düzenleme ise, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticarî işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” denilmektedir. Yani taraflarca sözleşme ile ticari temerrüt faizi belirlenmemişse bu hüküm gereği ilk fıkrada belirlenen %24 temerrüt faizi oranı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranından az ise, kısa vadeli avans oranı temerrüt faizi oranı olarak istenebilir.

 

Ayrıca Faiz Kanunu m.2/3 gereği, sözleşme ile temerrüt faiz oranı kararlaştırılmadıysa, akdi faiz miktarı m.2/1,2’de öngörülen orandan fazla ise, temerrüt faizi akdi faiz miktarının altında olamaz.

 

Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları başlıklı TTK m.1530’da ise “Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.” şeklinde özel düzenleme vardır.

 

2.2.2. Akdi Temerrüt Oranı

 

Türk Ticaret Kanunu m.8/1’e göre ticari işlerde faiz oranı taraflarca serbestçe belirlenebilir.

 

2.3.TBK m.88 ve m.120 Hükümlerindeki Sınırlamaların TTK Açısında Değerlendirilmesi

 

TBK m.88 ve m.120’deki sınırlamaların ticari faiz için de uygulanıp uygulanmayacağı tartışılan bir konudur. Bu konu ile ilgili olarak Yargıtay bir kararında “Aynı Kanun'un 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 sayılı Yasa hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK'nin 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK'nin 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.” [5] şeklinde karar vermiştir. Yani adi işlerdeki faiz sınırları ticari işler için geçerli değildir.

 

3. Yabancı Para Borçlarına Uygulanacak Faiz Oranı

 

Yabancı para borçlarında da borcun kaynağının adi ya da ticari olması önem taşır.

 

Adi nitelikteki yabancı para borçları için Türk Borçlar Kanunu hükümlerine bakılır. Türk parası ile olan borçlar için geçerli hüküm ve sınırlar burada da geçerlidir. Taraflar yabancı para borcu için faiz oranını kendileri sözleşme ile kararlaştırabilirler, kararlaştırmadıkları halde ise yasal faiz uygulanır.

 

TBK m.88’ e göre taraflar faiz oranı kararlaştırmamışsa ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. İlgili mevzuattan anlaşılması gereken 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’dur. 3095 sayılı kanun m.4/A hükmü yabancı para borçlarını düzenlemekte olup, “Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” şeklindedir. Buna göre adi nitelikli yabancı para borçlarından kanuni anapara faiz oranı, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıdır.

 

Tarafların yabancı para borcuna uygulanacak faizi sözleşme ile kararlaştırmalı halinde ise TBK m.88/2’deki sınırlama burada da geçerlidir. Buna göre tarafların belirledikleri akdi anapara faiz oranı, 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesinde belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.

 

Yabancı para borcunda temerrüt faizi hakkında yine Türk parasındaki hüküm ve sınırlamalar geçerlidir.

 

Taraflar sözleşme ile kararlaştırmamışsa TBK m.120 atfıyla 3095 SK hükümlerine gidilir ve m.4/A uygulanır.

 

Taraflar temerrüt faizi oranını kararlaştırmışlar ise temerrüt faizi oranı, m.4/A’daki oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.

 

Ticari işlerde yabancı para borcuna uygulanacak anapara faizi TTK m.8 uyarınca tarafalar serbestçe belirleyebilir. Kanuni faiz oranı içinse 3095 SK m.4/A hükmüne gidilir.

 

III. BAZI UYUŞMAZLIKLARDA UYGULANAN FAİZLER

 

1. İş Hukukundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Uygulanan Faiz

 

1.1. Ücret Alacaklarında Faiz

 

4857 sayılı İş Kanunu’nun m.35’ göre gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

 

Ayrıca Yargıtay’ın “4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinde gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanacağı bildirilmiştir. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretleri de ücret kapsamında olup uygulanacak faiz, en yüksek banka mevduat faizidir.” yönündeki kararından da anlaşılacağı üzere, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretleri de ücret kapsamında değerlendirilir ve buna göre faiz uygulanır. [6]

 

1.2. Kıdem Tazminatı Alacağında Faiz

 

1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde “Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hâkim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder.” denmektedir.

 

Kıdem tazminatına uygulanacak faiz için Yargıtay da “Kıdem tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.” şeklinde karar vermiştir. [7]

 

1.3. İhbar Tazminatı Alacağında Faiz

 

Sözleşme ile faiz oranı kararlaştırılmadıysa yasal faiz oranı uygulanır. Bu da, genel kanun olan TBK’nın m.120 hükmünün atfıyla 3095 sayılı kanun m.1’deki oran, yani %24’tür.

 

Ancak bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile faiz oranı belirlenmişse, yasal faiz oranının altında olmamak koşuluyla, sözleşmedeki faiz uygulanır.

 

1.4. Kötüniyet Tazminatında Faiz

 

Sözleşme ile faiz oranı kararlaştırılmadıysa yasal faiz oranı uygulanır. Bu da, genel kanun olan TBK’nın m.120 hükmünün atfıyla 3095 sayılı kanun m.1’deki oran, yani %24’tür.

 

1.5. İşe Başlatmama Tazminatında Faiz

 

Sözleşme ile faiz oranı kararlaştırılmadıysa yasal faiz oranı uygulanır. Bu da, genel kanun olan TBK’nın m.120 hükmünün atfıyla 3095 sayılı kanun m.1’deki oran, yani %24’tür.

 

Yargıtay da “İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olduğundan uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.

Ayrıca başlatmama tazminatının niteliği itibariyle tazminat alacağı olduğu, bu alacağa uygulanacak faizin yasal faiz olduğu dikkate alınmadan en yüksek mevduat faizi uygulanmasına karar verilmesi hatalı ise de…” demek suretiyle işe başlatmama tazminatı için yasal faiz oranının uygulanacağını belirtmiştir. [8]

 

“İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olduğundan uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Somut olayda, mahkemece işe başlatmama tazminatı alacağı için bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline dair hüküm kurulmuş ise de, işe başlatmama tazminatının niteliği itibariyle tazminat alacağı olduğu, bu alacağa uygulanacak faizin yasal faiz olduğu dikkate alınmadan en yüksek mevduat faizi uygulanmasına karar verilmesi hatalıdır.Yargıtay’ın aynı yönde bir diğer kararı ise bu şekildedir. [9]

 

1.6. Boşta Geçen Süre Ücreti Alacağında Faiz

 

İş Kanunu m.34 gereği mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

 

1.7. Ayrımcılık Tazminatında Faiz

 

Sözleşme ile faiz oranı kararlaştırılmadıysa yasal faiz oranı uygulanır. Bu da, genel kanun olan TBK’nın m.120 hükmünün atfıyla 3095 sayılı kanun m.1’deki oran, yani %24’tür.

 

2. Kira İlişkisinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Uygulanan Faiz

 

Türk hukukunda faiz başlığı altında yapılan açıklamalar kira bedelinin ödenmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar için de geçerlidir. Adi kira sözleşmesi ve ticari kira sözleşmeleri ayrımına göre TBK ve TTK hükümlerine bakılır.

 

2.1. Adi Nitelikte Kira Alacağı

 

Kira sözleşmesi ticari nitelikte değilse TBK’daki faiz hükümleri uygulanır.

 

Yargıtay da bir kararında “Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur. Buna göre 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönem için kira sözleşmesinde belirlenmiş faiz oranının aynı Kanunun 120. Maddesine göre denetlenmesi gerekirken bu konuda inceleme yapılmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” [10] şeklinde karar vererek adi nitelikli kira sözleşmesinden doğan alacağın ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde, TBK hükümleri uyarınca faiz oranının belirleneceğini belirtmiştir.

 

2.2. Ticari Nitelikte Kira Alacağı

 

Kira sözleşmesi ticari nitelikte ise TTK hükümleri uygulanır.

 

Yargıtay bir kararında “Bu itibarla; mahkemece davalı-kiracının tacir olduğu, taşınmazın davalının ticari faaliyetinde kullanılmak üzere kiralandığı, bu haliyle sözleşme ile faiz oranının taraflarca serbestçe kararlaştırabileceği nazara alınarak, faizin hesabında TBK’nun 88. Ve 120. Maddesindeki sınırlamaların etkili olmayacağı gözetilerek, taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. [11]

 

 

3. Trafik Kazasından Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Uygulanan Faiz

 

Yargıtay “Anılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil, her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, açıkça talep edilmesi hâlinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada kazaya karışan davalı araç ticari taksi olup ticari araçtır. Davacı vekili, asıl ve birleşen dava dilekçesi ile, kaza tarihinden itibaren ticari faiz talep ettiğinden, mahkemece Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru değildir.” [12] demek suretiyle, kazaya karışan aracın ticari olup olmamasına göre uygulanacak faizin de değişkenlik göstereceğini açıklamıştır.   

 

Buna göre borçlu taraf tacirse veya kazaya karışan araç ticari işi gereği kullanılıyorsa, alacaklanın da tacir olması şartı aranmaksızın, temerrüt faizi avans faizi oranında istenebilir.

 

4. Tüketici Hukukundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Uygulanan Faiz

 

Tüketici hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda da adi iş-ticari iş ayrımı yapılır. Burada önemli olan, borçlunun ticari amaçla hareket edip etmediğidir. Borçlunun tacir olduğu hallerde alacaklı olan tüketici, ticari faiz işletilmesini talep edebilir.

 

Yargıtay malın ayıplı olmasından  kaynaklanan bir uyuşmazlıkta; “Davacı vekilinin avans faizi hükmedilmesine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; davalının 6502 sayılı Kanun'un 3/1-i bendinde yapılan tanım gereği; ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan tüzel kişi olduğu, davacı tüketici ile ticari amaçlarla hareket eden davalı şirket arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu, 3095 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükmü gereği ticari işlerde avans faizi istenebileceği anlaşılmakla, davacının avans faizi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle belirlenen alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” [13]demiştir.

 

Sonuç

 

Belirli bir paranın borç verilmesinden dolayı elde bulunmadığı sürenin telafisi olan faiz, farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun başta olmak üzere özel kanunlarda da faize ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Hangi uyuşmazlığa hangi faiz türünün uygulanacağına karar verilirken, borcun kaynağının adi mi ticari mi olduğu, tarafların sözleşme ile faiz oranını belirlemeyip belirlemedikleri başlıca önemli olan hususlardır. 

 

Stj. Av. Pelin Yıldız

 

Kaynakça:

 

1. Aydemir, Efrail, Hukuk Uygulamasında Faiz, 2014, s.14

2. Kırmızı, Arslan, Türk Hukukunda Faiz ve Munzam Zarar, 2010, s.162

3. Aydemir, Efrail, Hukuk Uygulamasında Faiz, 2014, sf.83

4. Akkuş, Muhammed, Ticari İş Kavramı ve Ticari İş Niteliğinin Belirlenmesi, sf.26

5. Yargıtay 6. HD. 2021/1617 E., 2021/396 K.

6. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/27245 E., 2020/1375 K.

7. 22. HD., E. 2016/31048 K. 2020/3821 T. 27.2.2020

8. Yargıtay 9. HD., E. 2016/31665 K. 2020/15576 T. 10.11.2020

9. HD., E. 2019/5886 K. 2021/2712 T. 28.1.2021

10. Yargıtay 3. HD., 2017/6008 E., 2019/1829 K. 2019/1829 T.

11. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2017/4444 E., 2019/1093 K

12. HGK., E. 2020/170, K. 2022/698, T. 18.05.2022

13. 3. HD., E. 2023/647 K. 2024/515 T. 7.2.2024

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN