Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

YABANCI UYRUKLU KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE YASAKLI OLDUĞU VE OLMADIĞI İŞLER

YABANCI UYRUKLU KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE YASAKLI OLDUĞU VE OLMADIĞI İŞLER

1. İlgili Sektör veya Mesleğe Göre Getirilmiş Özel Düzenlemeler

YÇİHK'da, yabancıların çalışma haklarına ilişkin usul ve esaslar düzenlenirken, yabancıların çalışmak istedikleri meslek veya iş kollan bakımından herhangi bir ayrım öngörülmemiştir. Ancak Türk mevzuatında özel kanunlarla, yabancıların bazı meslek, sanat ve iş kollarında çalışmalarına birtakım sınırlamalar getirilmiştir. Bu özel düzenlemelerin bir kısmında belirli meslek, sanat veya iş kolları yabancıların çalışmasına yasaklanmışken; diğer bir kısmında ise yabancıların o meslek veya iş kolunda çalışması birtakım özel şartlara tabi kılınmıştır. Nitekim YÇİHK'da da çalışma izni verilirken, özel kanunlarda yer alan, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümlerin saklı olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır (YÇİHK m. 13/II).

Yabancıların Türkiye'deki çalışma hakkını, bazı meslek veya iş kolları bakımından yasaklayan veya sınırlandıran bu düzenlemeler, ülkenin istihdam koşullarına, ilgili meslek veya iş kolunun arz ettiği özelliklere ve zamana göre değişkenlik göstermektedir. Daha önce yabancıların çalışmasına izin verilmeyen veya sınırlamalar getirilen bazı meslek veya iş kollarında bugün bu yasaklar veya sınırlandırmalar kaldırılmıştır. Bu sebeple, yabancıların çalışma haklarına ilgili sektör veya mesleğe göre getirilmiş bu özel düzenlemeler incelenirken, bu değişimler üzerinde de durulacaktır. [1]

1.1. Sağlık Hizmetleri Alanında

Sağlık hizmetleri ile insan ve hayvan sağlığı ile ilgili hizmetler ifade edilmek istenmektedir. Doktorluk, hemşirelik, ebelik, hastabakıcılık, diş hekimliği, veteriner hekimliği, eczacılık ve numaralı gözlükçülük (optisyenlik) bu kapsamda sayılabilir. Özel hastane açma hakkı da sağlık hizmetleri içerisinde mütalaa edilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra, başta 1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun olmak üzere çeşitli kanunlarla bu sağlık hizmetlerinin icrası Türk vatandaşlarına tahsis edilmişti. Ancak Cumhuriyetten evvel bu hizmetler yabancılar tarafından icra edilebilmekteydi. Bunların kazanılmış haklarının korunması ile ilgili olarak Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 77. maddesinde, Türkiye'de kazanılmış hakları tanınmış olan yabancı doktor, dişçi ve ebelerin, bu işleri, bu Kanunun hükümlerine uygun olarak icra edebilmeleri kabul edilmiştir.

Günümüzde ise, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı icrasına Dair Kanun halen yürürlükte olmakla birlikte, bu Kanun uyarınca yabancılara yasaklanmış sağlık hizmetlerinin kapsamı çeşitli tarihlerde yapılan değişikliklerle epeyce daraltılmıştır. Ayrıca 1219 tarihli Kanunun kapsamı dışında kalan ve çeşitli özel kanunlarla daha önce yabancılara yasaklanmış olan diğer sağlık hizmetlerinin bir bölümü de yine yapılan değişikliklerle yasak kapsamından çıkarılmıştır. Bugün itibariyle sağlık hizmetlerinden sadece diş hekimliği, hastabakıcılık, eczacılık, veteriner hekimliği ve özel hastanelerde sorumlu müdür olmak Türk vatandaşlıklarına hasredilerek yabancılara yasaklanmış olan hizmetlerdir.[2]

1.1.1. Doktorluk

1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun uyarınca, yabancıların Türkiye'de doktorluk yapmaları yasaklanmıştı (Tababet Kanunu m. 1). Kanun, her çeşit sıhhi, gayri sıhhi müesseselerde çalışacak tabiplerin Türk vatandaşı olmaları gerektiğini hüküm altına almıştı.

Ancak birçok ilimizde doktor ve sağlık personeli açığının bulunması, tıp eğitiminin pahalı bir eğitim olması ve çok sayıda Türk doktorunun yurt dışında çalışması gibi gerçekler karşısında; Cumhuriyetin ilk yıllarında konulmuş olan bu yasağın devam etmesinde sosyal ve ekonomik açıdan yarar görülmemiştir. Bu mülahazalarla, 1987 tarihinde kabul edilen Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun mülga 7. maddesinde, özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren veya ülke düzeyinde mesleki gelişmeyi sağlayacak yabancı uyruklu doktorların sözleşmeli olarak çalıştırılmalarına olanak sağlanarak bu konuda önemli bir yenilik getirilmiştir.

Esas değişim ise, 2011 tarih ve 663 sayılı KHK ile yaşanmıştır. 663 sayılı KHK ile 1219 sayılı Kanun'un 1. maddesi değiştirilerek, Türkiye'de doktorluk yapabilmek için aranan Türk vatandaşı olma şartı kaldırılmış ve yabancıların Türkiye'de doktorluk mesleğini icra edebilmelerinin önü açılmıştır.

Daha sonra ,2012 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak, özel hastanelerde, Sağlık Bakanlığı'ndan izin alınması kaydıyla, yabancı hekim ve hekim dışı personel çalıştırılması kabul edilmiştir. (Özel Hastaneler Yön. Ek madde 5(k)). Yabancı hekim ve hekim dışı personelin çalışma usul ve esasları ise yine 2012 tarihli Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik ile düzenlenmiştir.

Yabancı doktorların Türkiye'de özel sağlık kuruluşlarında çalışabilmelerine ilişkin bu düzenlemelerin yanı sıra; yabancıların Türkiye'deki sağlık kurumlarında uzmanlık eğitimi görebilmeleri de Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği ile kabul edilmiştir. Yönetmeliğin 14. maddesinde yabancı uyrukluların hangi şartlarla Türkiye'de tıp hekimliği uzmanlık eğitimi görebilecekleri sayılmıştır. Yönetmelik, yabancı uzmanlık öğrencilerinin hastanelerde çalışmasını, çalışma değil fakat bir öğrenim olarak kabul etmiştir. Bu nedenle kabul şartları arasında, uzmanlık eğitimi süresince kendilerine burs verileceğini veya Türkiye'deki giderlerinin karşılanacağını belgelendirmeleri aranmaktadır.[3]

1.1.2. Diş Hekimliği

1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun uyarınca, yabancıların Türkiye'de diş hekimliği yapmaları halen yasaktır (Tababet Kanunu m. 30). Kanun uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde diş hekimliği unvanını taşıyabilmek ve mesleği icra edebilmek için Türk vatandaşı olma şartı aramaktadır. Nitekim 2012 tarihli Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te de yabancı diş hekimlerinin Türkiye'de özel sağlık kuruluşlarında çalışamayacakları açıkça belirtilmiştir (Yön. m. 2/1).

Yabancı diş hekimlerinin Türkiye'de diş hekimliği yapmaları yasaklanmış olmakla birlikte; Türkiye'deki sağlık kurumlarında uzmanlık eğitimi görebilmeleri Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği ile kabul edilmiştir. Yabancıların, Türkiye'de diş hekimliği uzmanlığı eğitimi görebilmeleri için aranan şartlar, tıp hekimliği uzmanlığı eğitimi için aranan şartlarla aynıdır (Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yön. m. 14).

1.1.3. Ebelik

Yabancıların Türkiye'de ebelik mesleğini icra etmeleri, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 47. maddesi uyarınca yasaklanmıştı. Ancak 2014 yılında yapılan değişiklikle, Türkiye'de ebelik mesleğinin icrası için aranan Türk vatandaşı olma şartı kaldırılmıştır. 1219 sayılı Kanun'un değişik 47. maddesine göre; Türkiye'de üniversitelerin ebelik ile ilgili lisans eğitimi veren fakülte ve yüksekokullarından mezun olan ve diplomaları Sağlık Bakanlığınca tescil edilenler ile öğrenimlerini yurt dışında ebelik ile ilgili bir okulda tamamlayarak denklikleri onaylanan ve diplomaları Sağlık Bakanlığınca tescil edilenlere ebe unvanı verilir. Dolayısıyla, bu şartları taşıyan yabancıların Türkiye'de ebelik yapmaları mümkündür.

1.1.4. Hastabakıcılık

1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 63. maddesi uyarınca, hastabakıcılık sanatı Türk vatandaşı kadınlara hasredilerek, yabancıların Türkiye'de hastabakıcılık yapmaları yasaklanmıştır. Nitekim 2012 tarihli Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te de yabancı hastabakıcıların Türkiye'de özel sağlık kuruluşlarında çalışamayacakları açıkça belirtilmiştir (Yön. m. 2/1).

1.1.5. Hemşirelik

6283 sayılı Hemşirelik Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca, Türkiye'de hemşirelik sanatını sadece Türk vatandaşı kadınların yapabileceği hüküm altına alınmıştı. 2007 tarihinde Kanunun 3. maddesinde yapılan değişiklikle, cinsiyet ayrımı ortadan kaldırılmış; ancak Türk vatandaşı olma şartı korunmuştu. En son 2011 tarihinde 663 sayılı KHK ile yapılan değişiklikle, hemşirelik sanatını icra etmede Türk vatandaşı olma şartı kaldırılarak, hemşirelik mesleği yabancıların da yapabileceği bir meslek haline getirilmiştir. Buna göre, yabancı hemşireler, 2012 tarihli Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamında Türkiye'deki özel sağlık kuruluşlarında çalışabileceklerdir.

1.1.6. Veteriner Hekimliği

Yabancıların Türkiye'de veteriner hekimliği mesleğini icra etmeleri yasaklanmıştır. 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimliği Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun'un 2. maddesi uyarınca, veterinerlik mesleğini Türkiye'de sadece Türk vatandaşları yapabilmektedir.

1.1.7. Eczacılık

6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun uyarınca yabancıların Türkiye'de eczacılık yapmaları yasaklanmıştır. Kanunun 2. maddesine göre, Türkiye'de eczacılık yapabilmek için Türk vatandaşı olmak şarttır. Nitekim 2012 tarihli Yabancı Sağlık Mensuplarının Türkiye'de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik'te de yabancı eczacıların Türkiye'de özel sağlık kuruluşlarında çalışamayacakları açıkça belirtilmiştir (Yön. m. 2/1).

1.1.8. Özel Hastane Açma

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkiye'de faaliyette bulunan ve yabancılar tarafından açılmış hastaneler konusu, yabancı eğitim kurumları ile üzerinde durulan münakaşalı konulardan biri olmuştur. Türk heyeti tarafından teklif edilen hal suretine göre, 30 Ekim 1914'ten evvel resmen tasdikli ve Fransa, İngiltere ve İtalya'ya ait bulunan dini, hayri, ilmi kurumlar ile hastanelerin faaliyetlerine devam edeceği, ancak bunların hiçbir şekilde Türkiye'nin menfaatlerine ve Türk kanunlarına aykırı hareket etmeyeceği kabul edilmişti. Müzakerelere ara verilmesinden sonra, alt komitenin kararını kabul eden Türk murahhas heyeti başkanı İsmet Paşa, ilgili hükümetlerin temsilcilerine birer mektup göndererek, Türkiye'de 30 Ekim 1914'ten evvel varlıkları tasdik edilmiş dini, ilmi, hayri ve sağlık kurumlarının varlıklarının tanınacağının kabul edildiğini bildirmiştir. Bugün Türkiye'de bulunan yabancı hastanelerin faaliyeti, kazanılmış hakların Lozan Sözleşmesi ile tanınması gerekçesine dayanmaktadır.[4]

Nitekim 1933 tarih ve 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu'na göre, yabancıların Türkiye'de özel hastane açmasına hukuki bir engel bulunmamaktadır. Ancak Kanun, Türkiye'de açılacak özel hastanelerin mesul müdürünün Türk vatandaşı bir hekim olması şartını getirmiştir (Hususi Hastaneler Kanunu m. 9)

1.2. Avukatlık

Kamu düzeni nedeniyle yabancıların Türkiye'de icra etmesine yasaklanmış mesleklerden biri de avukatlıktır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu avukatlığı, kamu hizmetinin görüldüğü serbest bir meslek olarak tanımlamıştır (Avukatlık Kanunu m. 1). Kanunun avukatlık mesleğine kabul şartlarını düzenleyen 3. maddesi, mesleğe kabul için Türk vatandaşı olmayı aramaktadır. Aynı madde ayrıca yabancı hukuk fakültelerinden mezun olanların Türk hukuk fakülteleri programlarına göre eksik olan derslerden başarılı sınav vermesi şartını da aramıştır. Bu minvalde kişiler e-Devlet üzerinden Ankara Yükseköğretim Kurulu’na başvuru yaparak taleplerini oluşturabilirler ve Denklik programına tabi olabilirler. Kanun gereğince, avukatlık stajına kabul edilebilmek için de Türk vatandaşı olmak gerekmektedir (Avukatlık Kanunu m. 15)

Avukatlık Kanunu’nda 2001 yılında yapılan değişiklikle, avukatlık ortaklıkları kurulması imkânı getirilmiş ve avukatlık ortaklıklarının kuruluş ve işleyişine ilişkin olarak Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği düzenlenmiştir. Bu değişiklik kapsamında Türkiye'de, doğrudan yabancı yatırımlar mevzuatı ve mütekabiliyet esası çerçevesinde, yabancı avukatlık ortaklıklarının da kurulabileceği kabul edilmiştir (Avukatlık Kanunu m. 44/B, Avukatlık Ortaklığı Yön.m.2] Yabancı avukatlık ortaklığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan birden fazla avukatın birlikte ya da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve olmayan avukatların birlikte kurdukları avukatlık ortaklığı olarak tanımlanmıştır (Avukatlık Ortaklığı Yön. m. 11/5).

Türkiye'de yabancı avukatlık ortaklıkları, doğrudan yabancı yatırımlar mevzuatı çerçevesinde kurulabilmektedir. Yabancı yatırımlar mevzuatına göre yabancı avukatlık ortaklıklarının kurulabilmesi, mütekabiliyet esasına bağlı kılınmıştır (Avukatlık Kanunu m. 44/B, Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği m. 11/6). Mütekabiliyetin varlığının tespiti için, yabancı avukatlık ortaklıklarının kurulmasında; yabancı ortakların her birinin vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Avukatlık Kanunu ve yönetmelikleri hükümlerine uygun olarak yabancı avukatlık ortaklığı hususunda mütekabiliyet esasının olduğuna ve Türk avukatların da bu şahısların ülkelerinde eşit koşullarda avukatlık ortaklığı faaliyetlerinde bulunabileceklerine ilişkin ilgili makamlarca verilmiş bir belge aranmaktadır (Avukatlık Ortaklığı Yön. m. 7 e-3).

Yabancı yatırımlar mevzuatı çerçevesinde ve mütekabiliyet esasına göre Türkiye'de kurulan yabancı avukatlık ortaklıkları, sadece yabancı hukuklar ve milletlerarası hukuk konularında danışmanlık hizmeti verebilmektedirler. Bu sınırlamanın dışına çıkarak mesleki faaliyette bulunamaz ve avukatlık yapamazlar. Bu sınırlama, yabancı avukatlık ortaklığında çalışan hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de yabancı avukatları kapsamaktadır (Avukatlık Kanunu m. 44/B, Avukatlık Ortaklığı Yön. m. 11/4).

Yabancı avukatlık ortaklığını oluşturan ortakların, baroya kayıtlı olması şartı aranmamaktadır. Ancak ortaklığın, faaliyette bulunacağı yer Barosu tarafından tutulan Avukatlık Ortaklığı Siciline kaydolması zorunludur (Avukatlık Kanunu m. 44/B, Avukatlık Ortaklığı Yön. m. 11/7).

1.3. Noterlik

1512 sayılı Noterlik Kanunu’na göre, noter olabilmek için, noterlik stajını tamamlayarak, noterlik belgesini almış olmak gerekmektedir. Noterlik stajına kabul edilebilmek için ise, Türk vatandaşı olmak şartı getirilmiştir. Buna göre, yabancıların Türkiye'de noterlik yapmaları yasaklanmıştır.

1.4. Mühendislik ve Mimarlık

Yabancı mimar ve mühendislerin Türkiye'de çalışmaları konusu, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun 34. ve 35. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, yabancı müteahhit veya yabancı kuruluşlar, Türkiye'de devlet daireleri ile resmi ve özel kuruluş ve şahıslara karşı re'sen veya yerli kuruluşlarla birlikte taahhüt ettikleri mühendislik veya mimarlık ile ilgili işlerde, sadece bu işe münhasır kalmak kaydıyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ve Odalar Birliği'nin görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma izni ile yabancı uzman çalıştırabilirler (TMMOB Kan. m. 34).

Bu kapsama girmeyen işlerde yabancı mühendis ve yüksek mühendisler ile mimar ve yüksek mimarlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Odalar Birliği'nin görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma izni ile çalıştırılabilir (TMMOB Kan. m. 35).

Mesleki hizmetler kapsamında yurt dışında yapılan başvurularla çalışma izni alan mühendis ve mimarların Türkiye'ye giriş yaptıktan itibaren 1 ay içerisinde ilgili meslek odasına üye olmaları zorunludur (TMMOB Kan. m. 36, YÇİHK Yön. m. 62)

2. Sonuç

1982 Anayasası her ne kadar çalışma özgürlüğü konusunda yabancıları, Türk vatandaşlarından ayırmamış olsa da yabancıların Türkiye’de çalışma özgürlükleri sınırsız değildir. Bazı özel kanunlar ile birtakım meslek gruplarının icrası kanımızca da yerinde olarak Türkiye’de bulunan yabancılara yasaklanmıştır. Bu düzenlemeler ile devletin, yerli işçisini uluslararası rekabetten koruması ve olası ekonomik krizlerin önüne geçmesi mümkün kılınmıştır. Türkiye’deki yabancılar ancak kendilerine yasaklanmamış meslek gruplarında, gerekli çalışma iznini almaları suretiyle çalışabileceklerdir. Doktrinde, Türkiye’deki yabancılar açısından getirilmiş olan çalışma yasakları her ne kadar kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni ve kamu yararı olmak üzere dört gruba toplanmış olsa da bu kapsama tam olarak girmeyen daha birçok çalışma yasağı mevcuttur. Bu sebeple her meslek grubu için ilgili olduğu kanun ve yönetmeliklerin incelenmesi yerinde olacaktır.

Stj. Av. Shiva Malkoç

Kaynakça:

1. Çelikel, Aysel, Yabancılar Hukuku, İstanbul, 2015

2. Asar, Aydoğan, Türk Yabancılar Mevzuatında Yabancı ve Hakları, 3. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2006

3. Çiçekli, Bülent, Yabancılar ve Mülteci Hukuku, 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2016

4. Deniz Önder, Türkiye’de Devletçilik Döneminde Sosyal Politikaların Gelişimi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2012

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN